Bölüm 3:Pagani Zonda HP Barchett

423 24 12
                                    

Engellemem onu sinirlendirmişti anlaşılan bir haftadır Fransa'da kalıyorken dönüş günü benim trip günüm olmuştu. Pekala tribi hakeden tae olsada ilgisini çekme yöntemim olmuştu. Yinede yol yorgunu sevgilim ile evde beni güçlü acımasız bir sürpriz bekliyordu...

"Namjoon-ahh !"

Islak saçlarımı kurutmaya çalışan sevgilime karşı çıkarken sinirle ayağa kalkmam ile bedenimde ki zonklayan ağrıyı hissetmem bir oldu.

Oflayarak odadaki yatağa ilerleyip bedenimi yatağa atarken temiz çarşaf kokusunu duydum.

Tüm bu ayrı geçirdiğimizin acısını sağlam bir şekilde çıkarmış önünde zevkten kudurmuş azgın bir vaziyetteyken sanki padişahın biricik prensesi gibi inleyip onu da zıvanadan çıkarmıştım.

Her şeyden bağımsız işin sonunda çektiğim kalça ağrısının hıncını ondan çıkarmaya bayılıyordum.

Mızmızlanarak yatağa atladığımda fön makinesinin kapanan sesi ile rahat bir nefes verdim.

"Jimin-ahh sinirlendirme aşk bahçeni hadi uzatma kurutalım saçlarını."

"Aşk bahçem tüm gece beni yorduktan sonra nasıl hala bana kızabiliyor gerçekten."

"Sırtımı açtırma bana Jiminie..."

Pekala o bana cevap veriyorsa bu iş sonlanmaz deyip kafamı yastığa gömgüğümde aşağı çekilen mini şortumdan ortama açılan kalçalarımı hissettim.

Namjoon şortumu indirmişti ve şuan popom kendisine göz kırpıyor bende büyük bir şaşkınlıkla seyrediyordum.

"N-Namjoonahh"

Yediğim şaplak sesimi keserken aynı noktayı öptü. Bir kere daha öptükten sonra şortumu yukarı çekip iplerini tuttu ve sıkıca bağladı.

"Kaymasın habire aşağı"

"Kaymıyodu zaten"

"Cevap verme bana"

"Vermiyorum zaten"

"Hala veriyorsun"

Günün beş bininci tribi ile onun zıt tarafına dönerken son kez konuştum.

"Açıklamaydı cevap değil"

"Karşımda susacaksın"

Gerçekten kırıldığımı hissettiğimde gülüş sesini duydum. Ardından bana arkadan sıkıca sarıldı.

Boynumdan aşağı sıralı öpücüklerini bırakırken huzurla gülümsedim.

Bedenimi ona çevirdiğimde gözlerindeki parıltıya şahit oldum. Gözlerimin çok derinine bakıyordu, ben ise parmaklarımı yanaklarında gezdirirken eğilip alt dudağının hemen hemen altına uzun bir öpücük bıraktım. Belimi sıkıca sardı ve kendine çekti.

Hareketi bedenimi alevlendirirken sorusunu idrak etmeye çalıştım.

"Bir yerlere gidelim mi bugün? Baş başa..."

"Ah- E şey bence hiçbir yere gitmesek, böyle bu halde yataktan hiç çıkmasak."

Tek bir saatini bile boşa harcamak istemeyen koskoca milyarder Kim Namjoon oturup benimle saatlerini yatakta geçirecek değildi cidden.

"Olur, hiç yataktan çıkmayalım, hem sevgilimi çok özledim. Film izleyelim mi ?"

Ben sevinçle el çırparken Namjoon evin hizmetlisinden atıştırmalık ve bizim için bir ortam hazırlamasını istetti.

Ardından elini belime sararken bir yandan aşağı kaydırıp parmaklarını kalçama soktuğunu hissettim, başı boynumdan ayrılmazken benim için fısuldadığı o cümleler bedenime bir anda zevk dalgasının hakim olmasını sağladı.

Odamız hazırlanana kadar bir süre zıplamam gerekicekti anlaşılan...

...

Gözlerimde hissettiğim yorgunluk zorlukla kırpıştırmamı sağlarken öne doğru yorgunlukla düşen kafamı hızla kaldırdım. Uyanık olmam gerekiyordu çünkü az önce acil bir işi yüzünden hızla evden çıkan Namjoon ile film izlemek için gelmesini bekliyordum.

Evet, ciddiyim. Çıkmadan bir çeşit utanmaz zamanlar geçirmişken hatta, henüz tamamlayamadan o sinir telefon çaldı ve apar topar çıktı.

Saate baktığımda 01.05 olduğunu görünce kendime dayanabilmek için kahve yapmak adına kalktım.

İşleri fazlasıyla can sıkıcı hale gelmeye başlamış artık eskisi kadar vakit geçiremez olmuştuk.

Bir yanım onunla kalıp destek vermeyi istesede istemsizce Taekook çifti gibi yakın bir ilişkimiz olmasını istiyor gibiydim, pekala açıkça bunu istiyorum. İlgi ve daha fazla ilgi değil; ilişki ve daha iyi ilişki...

Gözlerim uykusuzlukla kapanınca kahveyi biraz ileriye itip başımı mutfak adasına yasladım.

Kapıda duyduğum açılma sesi ile gözlerim oraya ilişince içeri giren sevgilimle zor bela bakmıştım çünkü gözlerimi açmak imkansız gibi bir şeydi.

Yanıma geldi ve bana sıkıca sarıldı.

"Jimin, bebeğim neden uyumadın, neden bu saate kadar uyanık kaldın ?"

"Seni...bekledim Namjoon...film için..."

Bir zamanlar birbirimizden ayrı vaktimiz az olur ikimizde köpek gibi çalıştığımız halde düzenli birlikte aktiviteler yaparken artık film bile izleyemeyecek hale gelmiştik. Onu özlüyordum, bana dokunsun telefondan değil. Bedenini hissetmek ve ona kendimi hissettirmek istiyordum.

Bedenimi kucakladı. Göz kapaklarım arasındaki hayali yapıştırıcı ile kapanmışken her ne kadar uykunun derinliğine yol alıyor olsamda bilincim açıktı.

Yatağa yatırıp üstünü değiştirmeye gittiğinde bir süre gelmedi. Neden hâlâ kollarının arasına girmeyi beklediğimi düşündüm arkamı dönerken çöken duygusallığımın etkisiyle dolan gözlerimi sildim.

Yanıma geldi ve arkamdan sıkıca sarıldı. Kolları bedenimi dolanıp sahiplenici bir pozisyon alınca ensemi öpüp bir süre ayrılmadı ordan.

Sadece daha fazla duygusallaştım...onun üzerimde bıraktığı kelebek etkisi tanıdıkdı, ancak hatırlaması güç oldu.














Selam
Duygusal ile aşk karışımı bir bölümdü

Pek sevemedim ama arkasındayım slsndk
Saat 05.15 ben hala uyumamışım xknxkd

Oy atın da fakir sevindirin
Ağlarım WEUEEĞĞ

💅

𝒅𝒂𝒅𝒅𝒚'𝒔 𝒍𝒊𝒕𝒕𝒍𝒆 𝒑𝒓𝒊𝒏𝒄𝒆//𝑵𝒂𝒎𝒎𝒊𝒏Where stories live. Discover now