Masada bakışmalar oluyordu, birinin söze girmesi için herkes birine kaş göz yapıyordu. Sevda, Şirin'le ilgileniyordu, o yüzden fark etmiyordu ki zaten hiçbir zaman da onların işine karışmazdı.
"Sevda" dedi halası.
"Efendim hala."
"Kızım şey" deyince...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Hapşu.... Hapşu."
"Çok yaşa karım, derdin ne ölümsüzlük mü? Sabahtan beri hapşu da hapşu."
"Neden acaba, dört gündür suda ki balık gibiyim. Anam nasıl güldü halime görsen. Yeni gelinler mutlaka böyle hasta olurmuş, adı da yeni gelin gribi."
"Enteresan. Sen nereye hazırlanıyorsun?"
"Pazara." Karısını baştan aşağıya inceledi. Beyaz dar triko, siyah bilek üstü etek, göbeğini üstünde başlıyor çünkü kemerli. Siyah topuklu ayakkabılar, ağır başlı bir makyaj ama dudağı parlıyor ve ortadan ikiye ayrılmış sırtına dökülmüş saçlar.
"Pazara!"
"Evet, eşe dosta selam vereceğiz dedi anam."
"Dudağındakini sil" derken tavrı sertti.
"Tamam" dedi hiç üstelemeden. Üstünü giyinmiş, evden çıkmak için hazırlanıyordu Gökmen, bu sabah iş ortaklığı yaptığı şirketlerden biri acil toplantı istemişti ve oraya ortağıyla, yani Alparslan'la gidiyordu. İki gün kalacağı için bir çanta hazırlamıştı Sevda ama içi içini yiyordu. "Şey canım" diye sokuldu. Gökmen zaten gözünü alamadığı kadına dönüp elini saçına koyarak güzelliğini daha dikkatli izledi. "Kalman şart mı?"
"Bu şartlar altında bende kalmak istemezdim ama ne yapalım bebeğim ekmek parası."
Bir ufak gülüşten sonra dudağına tutkulu bir öpücük kondurdu. Aynı şekilde karşılığını da aldı ancak ondan ayrı kalmak istemiyordu. Bu seyahatler onunla evlendiğinden beri vardı ama ilk defa böyle hissediyordu.
"Beni sürekli ara olur mu?"
"Olur."
"Gece bile."
"Tamam."
"Beni unutma ama."
"Bu mümkün değil zaten de, güzel karım ne oluyor?"
"Senden ayrı mı yatacağım şimdi?" Gökmen karısının bunu dert ettiğine inanamıyordu. Oysa bunu sadece kendi böyle hisseder sanıyordu. Ellerini yakasına koyup topuklu ayakkabıları sayesinde tam yüzüne bakabiliyorken onu içine çekmek istiyordu.
"Sadece iki gece."
"Çok uzun değil mi, yoksa ben mi abartıyorum?"
"Çok uzun, felaket uzun hemde ama seni hep arayacağım."
"Dışarıya falan çıkmak istersen sorun değil de..."
"Eee?"
"Ya of" diyerek yüzünü adamın omzuna kapattı. "Bana ne oluyor bilmiyorum." İnce beline sarılıp rahatlaması için ona zaman tanırken kendi de böyle hissediyordu. İki gün burada yoktu ve güzel karısını nasıl kollayacağını, onu kimsenin görmemesi için ne yapacağını bilmiyordu. "Seni şimdiden özledim" deyince sıkıca sarıldı, o söz vazgeçmesi için yeterliydi ama Sevda'nın dediği yanındayken güvende hissediyorum ama sen yokken nasıl hissettiğimi bilmiyorsun demişti.