twenty

327 41 1
                                    

Chanyeol'un anlatımından

Burnuma dolan koku, beni yıllar öncesine götürüyordu. Evliliğimizin ilk yıllarına, en güzel günlerine götürüyordu.

Baekhyun yeniden kollarımın arasındaydı. Uyanalı yaklaşık on beş dakika olmuştu ve Baekhyun uyandığımdan bu yana biraz olsun kıpırdamamıştı.

Başını göğsüme yaslamış, huzurla uyuyordu. Saçlarından gelen yumuşak koku beni adeta kuşatırken gözlerim dolu bir şekilde izliyordum tavanı.

Sabahın erken saatleri olduğunu biliyordum. Pek erken yattığımız söylenemezdi ve gözlerim hafifçe yanıyordu. Umurumda bile değildi erken uyanmış olmak.

Belinde sarılı olan kolum ile onu daha da çok çektim kendime. Saçlarına yumuşak bir öpücük verdiğimde dudaklarından tatlı bir mırıldanma çıktı.

Tanrım, bunu bile çok özlemiştim!

Bir kaç saniye sonra eli yavaşça dolaştı göğsümde. Ardından yüzünü göğsüme sürttü. Uyanıyordu, ben onu uyandırmak istememiştim ki.

Yavaşça kaldırdı başını. Bakışları bakışlarımı bulduğunda dudaklarımdaki büyük tebessüm ile baktım gözlerinin içine.

Gözleri hafifçe şişmişti. Yanakları üzerimizdeki yorgan yüzünden kızarmıştı. Belinde sarılı olan kolum sayesinde biraz terlediğini de biliyordum.

Gece onu ısıtmış olmalıydım. Yoksa o hep üşürdü. Kansızdı, demir eksikliği gerçekten fazlaydı ve yıllarıdır doğru düzgün tedavi olmadığına emindim.

Biz evliyken kullanması gereken ilaçlarla ben ilgileniyordum.

"Chanyeol." Diye mırıldandı boğuk sesiyle. Yavaşça yaklaştı, dudaklarını dudaklarımın hemen yanına bastırdı. Gözlerim hissettiklerim ile kapanırken titrek bir nefes çektim içime.

"Günaydın güzelim." Diye mırıldandım belindeki elim saçlarına çıkarken. Önüne gelip gözünü rahatsız eden tutamı dikkatle uzaklaştırdım gözünden.

"Günaydın." Diye mırıldandı, ardından yüzünü yeniden göğsüme sakladı. "Uykum var~" şirin sesini duyduğumda onu ısırma isteğimi zorlukla bastırdım.

Ona dokunmak için adeta ölüyordum. Ona dokunduğum son geceyi hatırlamıyor olmak beni delirtiyordu.

Nasıl hatırlayamazdım? Aptal gibi sabahında kendime kızdığımı biliyordum yalnızca. Onun kokusunu nasıl tanımamıştım?

Tanırdım. Her zaman tanımıştım.

Başını yeniden kaldırdığında çatılan kaşlarımı gördü. Parmağını kaşlarımın ortasına bastırdı ve düzelmelerini sağladı.

"Noldu?" Diye sordu sonrasında. Yutkundum, hafifçe temizledim boğazımı. "Düşünüyorum." Diye mırıldandım sonrasında.

"Geceyi hatırlamıyorum evet. Ama sabahını hatırlıyorum Baekhyun. Yatağı ve kendimi gördüğümde hissettiklerim hala aklımda. O anın şokuyla mı alamadım kokunu? Nasıl anlamam sen olduğunu?" Uzun cümlemin ardından sertçe yutkundu Baekhyun.

"Tanımaman normal." Diye mırıldandı sonrasında. "Kyungsoo, onunla birlikte gelmiştim Londra'ya. Parfümüm yanımda olmadığı için onunkini kullanmıştım."

İç çektim. "Tanrım, seni tanımamam için her şeyi yapmışsın resmen." Güldü hafifçe. "Kendine mi kızdın?" Diye sordu ardından gülüşü solarken.

Yutkundum ve kaçırdım bakışlarımı bakışlarından. "Senden sonra kimse olmadı Baekhyun. Sana kızmıyorum, hayatına devam ettin diye. Bana sadık kalmak zorunda değildin ama ben hayatıma da yatağıma da senden sonra kimseyi almadım. O gecenin sabahında en çok kendime kızdım. Nasıl yaparım diye, çok kızdım."

Fault/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin