24. BÖLÜM

778 73 50
                                    

Çağla Işık...

Akşam vakti odamın kapısının çalınması ile yatağımdan kalktım ve kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açtığımda karşımda Duru, Melis ve Selin'i görmemle, şaşkınlıkla. "Hayırdır." dedim.

Selin elindeki içki ve abur cubur poşetini yukarı kaldırarak. "Hayır canım hayır." dedi.
Gülümsedim ve odama girmeleri için yana çekildim. Melis. "Bugün hava iyi bence. Terasa çıkalım." deyince, ona uyarak odamdaki terasa çıktık.

Selin bardaklara teker teker içki koyarken. "Hazır Baran evde yok. Bizde dırsat bu fırsat diyerek içki ve abur cuburları kapıp geldik." dedi.

"Amanda yok mu?" diye sordum.
Duru. "Seninle aynı ortamda bulunmak istemiyormuş." dedi.
Omuz silkerek. "Keyfi bilir." dedim ve ağzıma bir tane cips attım.

Selin Duru'ya içki bardağını uzatınca, Duru sanki ona içmesi için zehir uzatılıyormuş gibi baktı. "Bence Baran'ın yasaklamasında eminim ki büyük bir neden vardır."

Selin Duru'nun eline bardağı tutuştururken. "Şehri yakıp yıkıcak değilsin ya." dedi.
Duru hiç bir şey demeden bardağı dudaklarına götürerek küçük bir yudum aldı. Ve anında suratını ekşitti.
Selin Duru'nun bu haline gülerek bardağı kafasına dikip yarısına kadar içti. Sonrasında Melis'e bakarak. "Hazır Baran demişken, sizin aranız nasıl onunla?" diye sordu.

Melis omuz silkti. "Karışık. Bir haftaya yakın konuşmuyoruz. Hatta adam akıllı birbirimizin suratına bile bakmadık."

"Peki böylesi daha mı iyi?" diye sordum. Onu yadırgamak ya da yargılamak için değildi. Gerçekten merak ettiğimden bu soruyu sormuştum.

Sanki komik bir şey demişim gibi gülerek kafasını iki yana salladı. "Kesinlikle hayır." acı çekiyormuş gibi nefes alarak. "Açıkçası onu özledim." dedi.
Selin. "Tamam işte. Ayrılık ikinizi bu kadar yıpratırken neden buna devam ediyorsunuz? Tekrardan eski halinize dönsenize." dedi.

Melis cebinden çıkardığı sigara paketinden bir tane sigara alırken. "O kadar kolay olsa keşke." dedi. Paketini banada uzatınca, içinden bir tane sigara çekip çıkardım. Ve ardından Selin'e uzattı. Selin aldıktan sonra Duru'ya da uzattı ama Duru kabul etmedi.

Duru her zaman aramızdaki en masum kız olarak gelmişti gözüme. Bu düşüncemin kötü alışkanlıklarla bir alakası yoktu. Onun davranışları, tavırları ve düşünceleri böyle düşunmeme sebebiyet veriyordu.

Selin Melis'in ona dediğine cevap olarak. "Kolay olmayabilir, bunu iddia eden yok Melis. Ama düşüncelerin bu yöndeyken neden hala Barandan ayrı kaldığına anlam veremiyorum." dedi.

Melis Selin'e hiç bir şey demeden sigarasını ağzına götürdü ve dumanı çekti. Selin yarım ağız gülümseyerek. "Kaç bakalım Melis nereye kadar kaçabiliyorsun." dedi.

Ardından yanında oturan Duru'ya baktı. Hafifçe koluna dokunarak göz kıptı. "Var mı sende bir şeyler?"

Duru bakışlarını Selinden kaçırarak. "Yoo." dedi. Selin tek kaşını kaldırarak. "Emin misin?" diye sordu.

Duru'nun yanaklarının kızarıklığı bu karanlıkta bile belli oluyordu. "Sorma bana şöyle şeyler Selin ya." dedi başından savmaya çalışarak.
Selin ağzını ve gözlerini açarak Duru'ya baktı. "Çabuk söyle, kim?"
Duru omuz silkerek. "Boşver." dedi.

Selin üsteleyerek. "Boş falan veremem Duru. Çabuk söyle." dedi.
Duru bakışlarını yere indirerek bir isim mırıldanmıştı. Ama hiç birimiz anlamamıştık.
Melis gülerek. "Şunu yüksek sesle söyle de anlayalım." dedi.

Duru tüm bu baskılara dayanamayarak. "Enes işte ya." dedi.

Bak işte bunu beklemiyordum.

Kesinlikle hiç çaktırmıyordu.
Ya da biz hiç fark edememiştik.

ELEMENT KORUYUCULARIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora