33. BÖLÜM

515 43 42
                                    

Annem yemek tabağını önüme koyduğu an iştahım olmadığını anlamıştı. Ben boş boş tabağa bakarken, annem kendi tabağına da yemek koyarak tam karşıma oturdu. Bir süre bakışları üzerinde gezindi. En sonunda masanın üzerindeki elimi tutarak. "Neden yemiyorsun kızım?"

Zaten gün içinde adam akıllı yemek yemeyen bir insandım. Yediklerimi ise çoğunu kusma yoluyla atıyordum. Şimdiyse iştahım sıvırdı.

Bakışlarımı tabaktan çekerek annemin üzerinde tuttum. "Pek iştahım yok."

Annem hüzün dolu gözlerle beni süzerken. "Çok da zayıflamışsın." dedi. "Yoksa adam akıllı yemek yapmıyorlar mı?"

Sorusunun karşısında burukça tebessüm ederek. "Aksine, Selin çok güzel yemek yapardı." Gözlerim boşluğa bakarken bir kaç hatıra gözümün önünden geçti.
O an benimde beklemediğim bir biçimde ağlamaya başlamıştım. Annem bu duruma başta şaşırmıştı, fakat sonrasında oturduğu yerden kalkarak yanıma geldi. Hıçkırıklarımın arasından. "Kendimi çok kötü hissediyorum. Onları yarı yolda bıraktım." dediğimde, annem kafamı göğsüne çekerek çenesini kafama dayadı. Beni sarıp sarmalarken. "Sen doğru olanı yaptın. Eğer orada bulunmak seni yıpartıyorsa ayrılmak en doğrusuydu." dedi.

Doğru olan buysa ben neden kötü hissediyorum?

Annem ne kadar ısrar etse de tabağımdan bir kaşık bile almadan odama geçtim. Yatağıma uzandığımda eve geldiğimden beri elimi sürmediğim telefonumu komidinin üzerinden aldım.

Telefonumda beklediğim gibi bildirimler falan yoktu. Dilay Hanım bombayı patlatmamıştı. Ya da herkes köşeye sinmişti. Hadi ama! Kimse bana tepki göstermicekse yaptıklarımın ne anlamı vardı?

Telefonumu tam yerine koyucaktım ki gelen bildirim sesi ile telefonu geri aldım. Çağrı'dan mesaj gelmişti. Sanırım çevrimiçi olmamı bekliyordu.

Gönderen: Çağrı.

İyi misin?
Durumlar nasıl? Burası epey karışık. Yaptığımız şey senin Dilay'ı fena halde kudurttu.

Suratımda dişlerimi gösterticek kadar gülümseme oluşmuştu.

Aferin koruyucu.

Gönderen: Çağla.
Ben gayet iyiyim.
Dilay Hanım şu anlık bana bir sorun çıkarmadı.

Yaptığım şeylerin amacına ulaşması güzel.

Telefonu kapatıp aldığım yere koyduğumda yorganımın altına girerek kafama kadar çektim.

Bir süre sonra tamamiyle derin bir uykuya gireceğim sırada, babamın odama girip saçıma öpücük kondurup gittiğini hatırlıyordum.

Sabah kalktığımda duş alıp şirkete gitmek için hazırlandım. Anneme evden çıkıcağımı haber vermek için mutfağa gittiğimde güzel bir kahvaltı sofrasıyla karşılaştım. Annem bardaklara çayları koymak için bana doğru döndüğünde geldiğimi fark etmişti. "Hadi otur kahvaltı yapalım." dediğinde hiç olmayan iştahım ortaya giriş yapmıştı.

"Yok anne sağol, hiç orurmayayım. İşe geç kalıyorum."

Annem söylediklerimin üzerine bana ters bakışlar atarken. "Yeni yeni adetler çıkarma. Kahvaltı yapmadan işe gitmemek ne demek?" diyerek küçük bir azar attı. Bunu söyledikten sonra hala kahvaltı masasına oturmazsam bir daha bana ulaşılamayabilirdi.
Anneme hiç bir şey demeden kahvaltı masasına otururken bana söylenmeye devam ediyordu. "Seni cidden anlamıyorum. Eskiden de böyleydin, kahvaltı yapmadan okula giderdin." Cidden bu kadının bir şey söylememe rağmen söylenmeye devam etmesini anlamıyorum. Konuyu uzatmıyorum işte.

ELEMENT KORUYUCULARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin