Bölüm 8

16.7K 141 3
                                    

Seksi garson az sonra iki bardak suyla geri döndü. Az önce söylediklerimi duymuş olabileceği endişesiyle kalbim çarpmaya başladı. Bardağı önüme koyar koymaz yara izimi fark ettiğini hissedebiliyordum. Gözlerini bir kez daha oraya yönelttiği sırada bardak masaya çarptı ve kısa bir çınlama sesiyle birlikte biraz su döküldü. Hiçbir şey yapmamış olmama rağmen bir aşağılanma hissinin beni sardığını hissettim. Birisi yara izime baktığında daha önce binlerce kez verdiğim bir tepkiydi bu. Masanın altına saklanıp ortadan kaybolmak istiyordum.

"Özür dilerim. Yenisini getireyim." diye mırıldandı ve hızla uzaklaştı. Kendime her şeyin yolunda olduğunu hatırlatmaya çalıştım. Daha dün gece, derin güvensizliğime karşın bana büyük bir hassasiyet gösteren bir adamla tanışmıştım ve onu kaçırmayacaktım.

"Sakın sesini çıkarma. Geçen seferki garson gibi yapmanı istemiyorum." diye söylendim Irina'ya. Irina bana gülümserken garson geri gelip masayı sildi, bardağımı değiştirdi ve başka bir masaya yöneldi.

Sonunda Karanlıkta Buluşma ile ilgili detayları anlatmaya başladım: Ne kadar korktuğumu, soyunmanın ne kadar zor geldiğini, utanç içinde o uzun koridordan geçişimi ve ardından gelen şok edici karşılaşmaları... 116 ile ilgili kısmı anlatırken ağzını hafifçe aralayıp çok eğlenceli bir şeyi dikkatle izliyormuş gibi bana bakmakla yetindi ve sonunda birlikte epey güldük. Meseleyi üzerimden atmak iyi gelmişti ve Irina da benim için mutluydu.

O sırada yine Callan geldi, masaya iki beyaz peçete koyup üzerlerine içkilerimizi bıraktı. Bardağımın kenarındaki küçük limon kabuğu alev alevdi. İsteklerimi dikkatle dinlediği için ona takdirle gülümsedim ve Callan da bana sırıtarak uzaklaştı.

"Pekiii..." diye söze başladı Irina. "İkinci randevunuz için harika bir şey buldum." "Harika" kelimesini vurgulayarak cümleyi sinsi bir sırıtışla tamamladı. O anda içkimin üzerindeki alev maviye döndü ve küçük bir duman çıkararak yok oldu.

Irina anlatmaya devam ettikçe heyecanlanıyordum. Bu uçuk kaçık etkinliklere Irina yüzünden bulaşmış olsam da şimdi devam etmesini isteyen bizzat bendim.

Irina'nın önerdiği şey kulağa mükemmel geliyordu: Sevgililer Günü temalı, erotik bir maskeli balo. Karanlıkta olmayı başarabildiysem maskeli olmayı da başarabilirdim. En azından kendimi böyle ikna etmeye çalışıyordum. Yüzüm kapalı olduğu sürece yabancıların karşısında çıplak kalabileceğime inanmak istiyordum. 116 kim olduğumu ve yara izimle ilgili gerçeği öğrenip de her zamanki gibi her şey berbat olmadan önce bu maskaralığı biraz daha sürdürebilecektim.

Irina, "Yeni maceralara!" diye gülerek içkisini kaldırdı.

"Yeni maceralara..." diye yanıtladım bardağımı onunkiyle tokuşturarak ve koltuğuma geri oturdum.

Parlak mor içkim ruhani bir parıltıya bürünmüştü ve çılgın dönüşümümün bir sonraki aşamasını planlamak üzere ondan biraz daha içmem gerektiği mesajını veriyordu. Bardağı dudaklarıma götürüp soğuk sıvının daireler çizerek dönmesini ve bardağın kenarına tutunmuş limon kabuğunun kıvrımını bozmasını izledim. Uçucu yağların narenciye kokusu sinüslerimi hoş bir şekilde uyuşturdu.

"Hadi hayırlısı!" diyerek bardağı diktim ve Irina'nın şeytani sırıtışı eşliğinde boğazımdan aşağı akan tatlı, çiçeksi, mor sıvının tadını çıkardım.

***

Detayları 116'ya gönderdim: etkinliğin temasını, adresi ve girişte sorulacak tuhaf parolayı. Irina, partinin aslında swinger'lar için olduğunu söyledikten sonra yapmak istemediğim hiçbir şey için baskı altında olmayacağıma dair güvence vermişti.

116'ya "samimi" bir akşam olacağını yazmış ve göz kırpmıştım. Mesajı almış olmalıydı. Bir fanteziyi yaşamanın ve böyle bir şeye gerçekten katılıyor olmanın heyecanına rağmen, hâlâ böyle etkinliklerin var olduğuna inanmıyordum.

Pazartesi iş çıkışında bildiğim en büyük kostüm mağazasına gittim. Greenwich Village'daki bu büyük mağaza yıl boyunca her türlü kostümlü etkinliğin ihtiyaçlarını karşılıyordu. Maskeli balo bölümünde Sevgililer Günü temalı bir şey bulamadığım için her tarafa bakmaya başladım. Sonunda, ışığa tutulunca parıldayan minik cam taşlarla süslenmiş kıpkırmızı, tüylü bir maske buldum. Maskeyi takıp aynanın karşısına geçtiğimde suratımı bir çift kelebek kanadı gibi sarması çok hoşuma gitmişti.

Parlak renkleriyle küçük hayvanları kendine çekip tuzağa düşüren bir yırtıcı kuş veya kraliçe böcek gibi görünüyordum. Yüzüm zar zor görünüyordu.

"İşte bu" diye fısıldadım aynadaki yansımama.




Karanlıkta RandevuOù les histoires vivent. Découvrez maintenant