44

14.5K 1K 207
                                    

Ne güzel okunma arttı ama yorum ve oy da mı gelse hani 😿

Bir de aşırı bölüm atlıyorsunuz. Dikkat edin ♡

••••

Zaman eskisine göre daha hızlı akıyordu sanki. Eskiden günler geçmek bilmezdi benim için.

Mesela Güney'i Elif ile gördüğümde zaman dururdu benim için. Sınıfa gelip ön sıramda oturup birbirlerine gülmelerini izlerken 10 dakikalık teneffüs bana 10 saat gibi gelirdi.

Şimdi ise durum tam tersiydi. Güney benim yanımda, benim kollarımın arasındaydı. Benim sevgilimdi. Tek fark vardı, ben Elif'in gözünün önünde yapmıyordum bunları.

18 oluyordum artık. Büyüyordum. Doğum günü benim için önemli değildi. Hiçbir zaman olmamıştı zaten. Sadece reşit olacağıma seviniyordum.

Bugün beni heyecanlandıran başka bir şey vardı. Bugünü özel kılan başka bir şey. Tam 3 yıl önce bugün Güney'e aşık olmuştum.

15 yaşına girdiğim ilk gün ona aşık olmuştum, 18 yaşıma girdiğim ilk gün ise onunla sevgiliydim. Şaka gibi geliyordu ama gerçekti. Biz gerçektik.

"Aşkım beğendin mi sürprizi?"

Aslında pek sürpriz olmamıştı ama çaktırmak istemedim.

"Bayıldım sevgilim. Çok güzel düşünmüşsün." Güneylerin evindeydik. Bana Gülşin ile sürpriz hazırlamaya çalışıyorlardı ama beceriksizlikleri yüzünden her şeyi duymuştum. Yine de bozuntuya vermedim.

Attığı konumu herhangi bir yer diye göstermeye çalıştı. Evinin adresini bileceğimi düşünmemişti sanırım. Kapıdan girdiğimde bağırarak içeriden gelmişlerdi. Klişenin klişesiydi ama hayatımda yaşadığım tüm doğum günü sürprizlerine bin basardı.

"Doğum günü çocuğu ne yapıyormuş bakayım?" Yanımızdaki koltuğa kendini bırakan Gülşin sırıtarak sordu.

"Sevgilisi ile vakit geçiriyor doğum günü çocuğu." Diye kollarıma sıkıca tutunup cevapladı onu Güney. Gülşin burun kıvırıp, dil çıkararak uğraşmaya başladı onunla.

"Ya azıcık çekilsene. Ben de kankamla sarılacağım."

"Hayır. Bugüne kadar sarıldın sen yeter. Bundan sonra sadece ben."

"Mağara adamı."

"Susun artık. Çocuk gibisiniz." Dedim Güney'in bakışlarını ondan çekerek. Çocuk gibi didişip duruyorlardı resmen.

"Ben gidiyorum. Daha pastayı hazırlayacağım. Çok işim var. Ben olmasam bitersiniz." Gülşin hızla ayağa kalkıp mutfağa yöneldi. Saçlarını da savurmayı ihmal etmiyordu.

"Ailen gelmeyecek eminsin değil mi?" Diye sordum Güney'e. Bana gelmeyeceklerini söylemişti ama ani bir baskın kaldıramazdım.

"Gelmeyecekler aşkım. Babaannem çağırdı yemeğe. Göndermez o onları."

"Senin gitmemene kırılırsa." Diye sordum mahçup olarak. Kırılabilirdi ona ve bunu istemezdim. Elimin üzerini öpüp, kollarımın arasından çıktı. Güzel gülümsemesini sundu bana.

"Kırılmaz bebeğim. Bahanemi hazırladım. Daha sonra giderim yanına." Ellerimi tutarak sakşnce anlattı. Başımı sallayıp onayladım onu.

"Peki o zaman." Kollarını açıp ona gelmemi bekledi. Temas bağımlısıydı resmen. Her an bana dokunmak istiyordu. Öpmek istemesini saymıyorum bile. Ben de istiyordum tabii.

Kollarının arasına girdiğimde omzuna yasladım yanağımı. Kollarımı beline sarıp, sıkıca sardım onu. Sıcacık bedeni mayıştırıyordu beni.

"İyi ki doğdun Ali! İyi ki doğdun, iyi ki doğdun! Mutlu yıllar sana!" Hep bir ağızdan bağırmaya başladıklarında sırıttım. Güney'in kolları arasından çıkıp ayaklandığımda karşımda Gülşin vardı.

"Hadi üfle." Dediğinde gülümseyip pastaya baktım. Üzerinde en çirkin fotoğrafım basılıydı. Bilerek yapmıştı resmen. Bunun hesabını sormayı sonraya bırakarak mumları üflemek için hareketlendim.

"Dur! Dilek dilemeyecek misin?" Arkadaşlarımdan biri bağırdığında yerimde sıçradım. Aklımı çıkarmıştı. Dilek dilemeyecektim aslında. 

"Onun dileği çoktan gerçekleşti." Gülşin gülümseyerek bana bakıyordu. Ben de ona gülümsedim. Bakışlarımı yanımda duran sevgilime çevirdiğimde hemen elini kavradım. Benim dileğim çoktan gerçek olmuştu.

Güney'in elini bir kez tutabilmeyi dilemiştim. Onu bir kez öpmeyi, sarılmayı dilemiştim.

16 yaşıma girerken sesli bir şekilde dileğimi Gülşin'in yanında söylemiştim. Benimle dalga geçmişti, sesli söylersen olmaz diye ama olmuştu işte. Yanımdaydı.

"Benim dileğim yanımda." Dediğimde Güney utanıp başını çevirdi. Onun bu hâline gülüp mumu üfledim. Hepsi birden alkış tuttu. En sonunda herkes dağıldığında Güney'e baktım yine. Bana dolu gözlerle bakıyordu.

"Bana hediyemi vermeyecek misin?" Diye sordum kısık sesle. Elini cebine atacağı sırada durdurdum onu. Öyle bir hediye istemiyordum. "Ondan bahsetmiyorum. Öp beni." Bana şaşkınca bakarken elimi yanağına atıp dudaklarıma çektim onu.

Benim en büyük hediyem buydu. Başka bir şey istemiyordum. Sadece onu öpmek istiyordum. Elini belime attığında beni daha da kendine çekti. Kollarımı boynuna sardım.

Üst dudağını dudaklarım arasına aldığımda derince emmeye başladım. Bunu çok seviyordu. Alt dudağıma saldırdığında ısırmaya başladı. Başımı yana yatırdığında dilini ağzıma göndermeye çalıştı fakat geri çekildim.

"Çekilme."

"Güney yalnız değiliz."  Diğerlerine doğru baktığında dudaklarını büzüp kafa salladı ama benden uzaklaşmadı. Bir eli hâlâ belimdeyken diğer elini cebine attı.

"Çok büyük bir şey alamadım ama ikimiz için anlamlı bir şey almak istedim." Kutuyu elime aldım. Kadife, yüzük kutularındandı ama yüzük olmadığına emindim. İçini açtığımda gördüğüm şey bir pusulaydı.

"Bu pusula sadece güneyi gösteriyor." Dediğinde daha dikkatli bakmaya başladım. Gerçekten de sadece güneyi gösteriyordu. "Tek yönün sadece ben olmak istedim."

"Benim son 3 yıldır tek yönüm sensin. Seni çok seviyorum Güney."

"Ben de seni çok seviyorum. Çok aşığım sana."

Bunları duymak benim için paha biçilemezdi. Yıllarca hayalini kurmaya korktuğum şeyleri yaşıyordum. Deli gibi aşık olduğum adam bana aşıktı. Daha ne isterim ki?

••••

ÖLÜYORUMMMM!!! Hem kolumun ağrısı, hem de regl ağrısı öldürecek beni. Bölüm oldu mu olmadı mı bilmiyorum.

Diğer bölüm bir şeyler olacak. Artık yeto dediğinizi duyar gibiyim. Seks düşünmüyorum bence erken gibi ama ilişkimiz ilerleyecek biraz daha ✊🏼🍆

AŞIKMIŞSIN|BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin