51

11.7K 956 190
                                    

132K olmuşuz ben bu kadar hızlı artan okunmaya alışık değilim neler oluyor ayol owşsjwmsksös

Varlığınızı da belli edin plss 😽

••••

"Baba lütfen korkutma sevgilimi."

Annemin masayı düzenlemesine yardım ederken mutfaktan babama bağırıyordum aynı zamanda. Güney ile uğraşacağına emindim. Uyarmakta fayda vardı.

"Şuna bak sen. Büyümüş de sevgilim falan diyor." 

"Evet büyüdüm. Reşit oldum artık."

Numarasına karşılık ben de diklendim ona. Bana gülüp başını salladı. Beni başından savmak için yaptığını biliyordum. Yine de Güney ile uğraşacaktı.

Masa neredeyse hazır olduğunda zil de aynı zamanda çaldı. Heyecandan ellerim titremeye başladığında annem elimi tutup bana gülümsedi. Verdiği güven o kadar büyüktü ki. Güzel geçeceğine emindim bugünün.

"Ben mi açayım, siz mi açarsınız?"

"Hayır baba! Ben açarım." Mutfaktan çıkıp bağırdığımda babam ayağa kalkacakken durdu. O açarsa Güney bayılabilirdi. Kapıya doğru ilerledim. Kapının yanındaki aynaya bakıp üzerimi kontrol ettim. Çok güzel olmuştum.

Onu daha fazla bekletmeden kapıyı açtım. Karşımdaydı. Siyah gömleği, kot pantolonu ile çok yakışıklı duruyordu. Elinde tatlı poşeti vardı. Şapşal şey.

"Hoş geldin aşkım."

"Hoş buldum sevgilim."

Bana gülümsediğinde aynı şekilde karşılık verdim. Sarılmak için öne atıldığımda kendini geriye çekti. Bakışları arka tarafıma kaydı. Kesin babamdı.

Kapıda biraz geriye kayıp geçmesi için alan açtım. İçeri girdiğinde ceketini ve elinde ki poşeti aldım. Bakışlarını çekingen bir şekilde babama dikmeye başladı.

"Hoş geldin... Güney'di değil mi?" Adını ezber yapmasına rağmen bilmiyor gibi davranmasına gülmek istedim ama gergin sevgilim ile pek mümkün değildi.

"Evet efendim, Güney."

"Oğlum hoş geldin." Annem yüzünde hoş gülümsemesiyle mutfaktan çıktı. Yanımıza doğru ilerleyip Güney'e sarıldı. Güney iki taraftan gelen farklı tepkilerle kafası karışmış hâldeydi.

Zavallı sevgilim neye nasıl tepki vereceğini bilemiyordu.

"Hoş buldum efendim."

"Pek de tatlı." Annem omzunu okşayıp konulunca biraz daha rahatlamış gözüküyordu. Mutfağa doğru ilerlemeye başladık hep beraber. Sevdiği her şey vardı. Bazılarını da ben yapmıştım o gelecek diye.

Masaya oturduğumuzda Güney yanıma mı, daha uzağa mı oturacağına karar veremediği için bir süre ayakta kaldı. En sonunda kolundan tutup yanıma çektiğimde bakışları babama kaydı. Neden bu kadar çekiniyordu ki? Babama onu yıllardır anlatıyordum.

"Ee Güney, ailen nasıl? İyiler mi?"

"İyiler efendim. Selam söylediler size."

"Aleyküm selam."

Yemeğe başladığımızda Güney'e baktım. Çatalı tutan eli titriyordu. Babam da farketmiş olacak ki gülmemek için kendini tutuyordu. Annem koluna cimcik attığında yüzünü buruşturup önüne döndü.

"Sevgilim bundan da ye." Önüne uzattığım sebze yemeğinden yemesini söylerken gözlerini belertti bana. Ne var anlamında kafamı salladım. Büyük ihtimalle hitabım yüzünden çekinmişti.

"Pilav da ye. Ben yaptım." Şu an kocasına hizmet eden yeni gelin Ayşe gibiydim. Bir Halilişkom eksikti. Bir de yemekten sonra bana para veren bir koca.

Pilavdan bir kaşık aldığında yüzüne baktım. İlk defa denemiyordum ama yine de beğenip, beğenmediğini merak ediyordum. Dakikalar sürdü yine pilav ağzındaydı. Yutmuyordu. Yüzünün şekli değişmişti.

Önüme döndüğümde ben de pilavdan bir kaşık aldım fakat o kadar fazla tuzluydu ki, boğazım yanmıştı resmen. Peçeteye çıkardım en sonunda. Neden yutamadığı belliydi.

"Pilav yemesek daha iyi." Pilavı ortadan kaldırdım anında. Henüz babam yememişti. Eğer yerse büyük rezil ederdi beni.

"Demek bizim oğlanı Mecnun eden Güney sensin." Babam üzerine biraz fazla gidiyordu sanki. Ama karışmayacaktım. Karışsam da dinlemezdi beni.

"Şey, ben"

"Biraz erken farketmişsin evladım. Kuruyup gitseydi oğlan aşkından."

Güney ezilip, büzülmeye başlamıştı bile. Kıyamıyordum ona ama cevaplarını merak ediyordum. Ne diyecek çok merak ediyorum.

"Haklısınız efendim. Fakat Ali o kadar iyi saklamış ki bu durumu, asla öğrenme fırsatım olmadı. Eğer bilseydim daha önce aşık olurdum ona eminim ki."

Sözleri karşısında kucağına çıkıp ağlamamak için zor tuttum kendimi. Çok güzel açıklıyordu kendisini. Babam da gülümsemişti ama benim gördüğümü farkettiğinde gülüşünü sildi. Çakal.

"Üniversitede ne düşünüyorsun Güney."

"Futbolu çok seviyorum. Ona odaklanmak istiyorum gelecekte. Umarım yapabilirim."

Futbolu gerçekten çok fazla seviyordu. Öğle aralarında telefonundan maç tekrarları izliyordu bazen. Çok sıkılıyordum ama bir şey diyemiyordum.

"Ben de çok severim ama Ali hiç sevmez. Bir kere benimle maç izlesin diye hediye almıştım ona. O kadar nefret ediyor."

Ama baba hayır ya. Bittim ben. Bütün yalanım ortaya çıkmıştı.

Güney şaşkınlıkla bana baktığında bir şey diyemedim. Şu an kızsa bile haklıydı. Ona yalan söylemiştim. Yalandan nefret ederdi.

Bakışlarımı ondan çekip kucağıma diktim. Burnum sızlamaya başlamıştı bile. Kavga edecektik kesin. Masada kimseden ses çıkmadığında daha da gerildim.

Ancak kucağımdaki ellerimin üzerine bir el kapandığında başımı kaldırıp ona baktım. Bana gülüyordu. Kızmamıştı. Elini tuttum sıkıca.

Babamın öksürük sesi geldiğinde elini ellerimden kurtarıp, önünde birleştirdi. Korkak şey.

"Hikmet yeter artık. Çocuğun burnundan geldi yemek. Bırak artık şu ciddi baba hâllerini."

Annem en sonunda dayanamayıp babama bağırdığında ben de rahatladım. Gerçekten o kadar gerilmiştim ki, babamı tanıdığım hâlde bu hâli gerçek gibi geliyordu.

"Tamam ya ben de sıkıldım zaten." Oturuşunu biraz daha rahat hâle getirdiğinde gülümsedi. Sonunda vazgeçmişti rolünden. Güney hâlâ bir şey anlamıyordu ama o da rahatlamıştı ortamla beraber.

"Sen bakma ona Güneyciğim, yemeğini ye. Daha tatlı var. Hadi iyice doyur karnını."

"Teşekkür ederim efendim."

Sonunda o gergin hava gitmişti. Annemle babam kendi aralarında şakalaşmaya bile başlamışlardı. Güney'in de ellerinin titremesi geçmişti en sonunda. Daha rahattı. Ailemin onu sevmesi benim için çok büyük mutluluktu. Daha da bir şey istemezdim.

AŞIKMIŞSIN|BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin