26.Bölüm: Korku

413 57 15
                                    


Genç adamın yüzünde şaşkın bir gülümseme oluştu. Kollarının birini beline dolayıp diğer elini de saçlarının arka kısmında yavaşça gezdirmeye başladı. "Nasılsın?" Diye sordu kulağına fısıltıyla.

"İyiyim, çok iyiyim."

Yavaşça geriye çekilip eliyle yatağı işaret etti genç adam, geniş olmasına rağmen tek kişilikti. Gece boyunca ikisi oradaydı. "Yatak.. rahat pek olmamıştır." Dedi. Nazlı dudağının kenarını ısırıp kafasını yavaşça iki yana salladı.

"O kadar rahattı ki hep orada uyumak isterim."

Genç adamın yüzünde gülümseme belirdi, yavaşça yaklaşıp alnına dudaklarını bastırdı. "Seni seviyorum"

Yavaşça geriye çekilip elinden sıkıca tuttu. "Aç mısın?" Diye sordu. Nazlı'nın yüzünde ufak bir tebessüm belirdi, kafasını yavaşça olumlu anlamda salladı. "Biraz."

"Gel bakalım." Arkasını dönüp odadan çıktı. Mutfağa ilerleyip kapıyı açtı. Genç kızın gözleri anında orta alana kaydı. Bir masa vardı, iki kişilik bir kahvaltı kuruluydu. Çeşit çeşit yiyeceklerle özenle donatılmıştı.

"Uygar.." dedi genç kız şaşkınlıkla. Elini elinden çekip masaya yaklaştı. "Çok güzel gözüküyor." diye ekledi.

Kızartılmış patates dilimlerinden birini ağzına bıraktı. "Harika! Kim hazırladı bunları?"

Genç adamın yüzünde gülümseme oluştu, "Ben."
"Ne?" Dedi şaşkınlıkla.
"Hepsini ben hazırladım"
"Ciddisin." Dedi Nazlı, hızla önüne geçip durdu. Yüzünde tebessüm vardı. "Çok hamarat bir beyefendi." diye ekledi.

Elini sıkıca tuttu Uygar, "Bu beyefendi sizi şaşırtmaya devam edecek hanımefendi."
Genç kız yavaşça parmak uçlarında yükseldi, yanağına ufak bir öpücük kondurdu. "Çok heyecan verici."

Yavaşça geriye çekilip elini sakallarına bıraktı, genç adam hızla yaklaşıp dudağını dudağına değdirdi. Dudaklarında hala büyülü gecenin etkisi vardı. Genç kız anında karşılık verdi, şimdiden deli gibi özlemişti o hissi.

...

"Ekmek yok." Dedi Uygar, yavaşça geriye çekildi. Yüzünde buruk bir tebessüm belirdi. Yıllardır ekmeği kardeşi alırdı. Geriye çekilip koltuğa oturdu, iştahı ds hevesi de tamamen gitmişti. Kardeşi kim bilir şimdi neredeydi? Ne ile uğraşıyor, kimle kalıyordu?

Kısık bir soluk verip kafasını yere eğdi. Genç kız yavaşça yaklaşıp önünde durdu. Dizlerinin üzerine çömelip gözlerini gözlerine değdirdi. "İyidir.." dedi, aklında sadece kardeşi olduğunu çok iyi biliyordu.

"Büyük bir savaşın içerisinde şu anda. Çok zorlanıyor olmalı."

Nazlı'nın elleri hızla ellerine gitti, ikisini de deli gibi sıktı. Ne eşsiz bir kardeşti, her şeye rağmen onun için endişelenmeye devam ediyordu. "Zor.. doğru." Deyip sustu. Kısık bir soluk aldı. "Ama senin kardeşin o, üstesinden gelecektir." Diye ekledi.

"Yıkacak, yıkılacak.."
"Biz yine de yanında oluruz."

Gözleri hızla genç kızın gözleriyle buluştu, yüzünde koca bir şaşkınlık vardı. "Oluruz.." diye onaylayıp bir elini yavaşça yanağına bıraktı. Deli gibi seviyordu bu kızı.

....

Bir parkta sessizce oturuyordu Ulaş, geceyi bu bankın üzerinde geçirmişti. Elinde telefonu vardı, tıpkı dizleri gibi yavaşça sallıyordu. Gözleri solgundu, kalbi deli gibi çarpıyordu.

Yavaşça doğrulup cebinden mektubu çıkardı, gözlerini üzerindeki yazılara çevirdi. Her satırı tek tek okudu, gözleri dolu dolu oldu. Bu beyaz kağıt eline ulaştığı, o satırları okuduğu andan beri hayatı tepe taklaktı.

İKİ SATIR - (Bitti)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora