𝐋ü𝐭𝐮𝐟 -𝐭𝐨𝐦 𝐡𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞𝐬𝐭𝐨𝐧-

-𝐈-

Merhaba.

                                             °°°°

"Bu gidişle okula geç kalacaksın Anais Dupont"

annemin imalı lafları üzerine sehpanın üzerindeki ayaklarımı çektim ve cevap verdim. "Bugün keyfimi kaçıramazsınız bayan Dupont" 

annem bana ters ters bakmaya başlayınca haddimi aşmadan  -kaç saattir oturduğumu bilemediğim- koltuktan kalkıp odama doğru gittim

Bugün ilk 3 dersimiz boş olduğu için okula geç gidecektim, Fakat kendimi o rahatlığa çok kaptırdığım için boş boş oturmuştum ve çok sıkılmıştım.  çok geç kalmadan okula yetişmem gerekiyordu.

"Akşam geç kalma baban dönecek"

"umarım gelirken hediye almıştır yoksa bu gece onu eve almam"  dedim yüzümü buruşturarak.

"Anais şansını zorlama istersen zaten iş yoğunluğundan dolayı beri geçen yıl uğrayamadı"

"Tamam tamam, hadi çıktım ben" ayakkabımın diğer tekini de giydikten sonra otobüsü kaçırmamak için durağa doğru koştum.

Okul bahçesine girdiğimde dışarıda olan öğrencileri gördüm, geç kalmamıştım.

"Anais, nerde kaldın kızım ya seni bekledim kaç saattir" arkamdan konuşan Charles'a doğru döndüm

"Beni niye bekledin ki" dedim.

"Kızım demedik mi bugün ders boş diye erkenden marc'a doğum günü hediyesi bakıcaz diye"

"Siktir! Ben onu unuttum ya"  aferin bana.

"Ya kızım dün gece biz ne konuştuk, Alzheimer falan mı oldun sen"  dedi kafama vurarak

"Ya tamam şimdi sınıfa girelim zaten daha 1 günümüz var hallederiz bir şekilde"  dedim binaya girerken

"Derse geç kalmayalım, ilk dersimiz yeni profesörle"

"Yeni profesör mü, dersimiz psikoloji değil miydi " dedim telaşlanarak

"Hayır seninkinin dersine daha var" dedi sınıfa girerken

"Ya bende  bu adam arabasını nereye park etti diye düşünüyordum" dedim sıraya otururken

"Cidden takıntılı bir sürtüksün Anais." 

Kargaşa içinde olan sınıfın sesi bir kapı sesi ile son bulmuştu.

İçeriye uzun boylu sarışın bir adam girdi. Sanırım yeni edebiyat hocası buydu. Öndeki -öğretmen yalakası olan- kız öğrenciler öğretmen hakkında aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. Adamın daha yeni gelmesine rağmen ilk dakikadan iğrenç şeyler konuşmaya başladılar bile

Sınıftaki adam elindeki büyük dosya ve çantayı masaya bırakıp sınıftaki herkesi daha iyi görebilmek için sınıfın ortasına geçti.

herkese tek tek bakıp inceliyor, kendi kendine bizi analiz ediyordu

Profesör tek tek her birimize bakarken bende ona bakıyordum. onun nasıl biri olduğunu düşünürken göz göze geldik.

Gözleri, gözleri gerçekten çok güzeldi.

Gözlerini benden çekip sınıfa konuşmaya başladı.

"Öncelikle hepinize tünaydın, ben profesör Tom hiddleston bu dönem edebiyat dersinize ben gireceğim,iyi anlaşacağımızı umuyorum."