-𝐕𝐈𝐈-

135 13 47
                                    

-1 hafta sonra-

"Çıkışta bizim mekana gidelim mi?"

"Olmaz, bu dersten sonra ek binaya gitmem lazım, profesör connel kendisine yardım etmemi söyledi" diye atıldı marc

"Peki sen anais" dedi Charles kafama vurarak-dokunmuş olabilir-

"Charles kapa çeneni uyumaya çalışıyorum şurda" dedim yattığım sıradan

"Anais birazdan ders başlayacak, senin dersin 3. Katta değil miydi? Burası felsefe dersini verecek"

Marc'ın dediği ile kafamı hızla sıradan kaldırıp saate baktım

"Siktir dersim bayan doleres ile" dedim telaşla

"Ve sen şuan onun dersine 1 dakika 33 saniye geç kalmış bulunuyorsun tatlım" dedi Charles kolundaki -hediye ettiğim- saate bakarak

"Niye kaldırmıyorsunuz beni! Ders saati geldi diye haber vermek bu kadar zor mu" dedim çantamı toplarken

"Sakin ol anais, biz senin programını takip etmiyorduk kusura bakma" söylediği şey ile Marc'ın yüzüne baktım

"Sizinle sonra konuşacağız" diyip hızla dersin olduğu bölüme doğru gittim

Ders 3 dakika önce başlamıştı, çok geç kalmıştım
Normalde bu kadar geç kalmaya bazı profesörler bir şey demiyorlar. Fakat bayan doleres derse geç kalma konusunda çok katı kuralları vardı.

Özellikle geçen hafta ettiğimiz tartışmadan sonra bana ayrı bi garezi vardı kadının

Elimde kitaplarla merdivenlerden çıkarken bir bedenle çarpıştım, çarpışmayla elimdeki notlarım ve kitaplarım yere düştü -biliyorum çok iconic-

"Ya sikiyim böyle işi. Önüne baksana" Diye söylendim yerdeki kitaplarımı toplarken
"Asıl siz önünüze bakın bayan Dupont." Duyduğum ses ile duraksadım.

Siktir!
Siktir!

Eğildiğim yerden kafamı yukarıya doğru çevirdim
"Profesör hiddleston." Yutkunarak söylediğim şey ile profesör dudağını kıvırdı

Bu durum aklıma farklı bir şeyi getirmişti, bu yüzden gözlerim aklımdaki arsız düşünce ile büyürken hemen durumun farkına vardım

Hızla olduğum yerden ayağa kalkarak utançla önümdeki uzun boylu adamın yüzüne baktım

"Kusura bakmayın profesör, gerçekten ben sadece geç kaldığım yani geç kalacağım için biraz acele ettim tabii bu bahane değil yani bahane olmamalı, ben önüme bakmalıydım sadece biraz stres yaptım. profesör geç kalma konusundan biraz katı yani tabii geç kalmamak benim sorumluluğumda ama.Yani ben özür dilerim profesör"

tek nefeste kurduğum -kurmaya çalıştığım- açıklama ile profesör hiddleston gözlerini kısarak bana bakmaya başladı ve beni baştan aşağıya süzdü

Profesör hiddleston yerdeki almayı unuttuğum notumu eline aldı ve elimdeki hızlıca topladığım notlarımın arasına koydu

"Şuan dersin hangi profesör ile" diye sordu

Böyle bir şey demesini beklemiyordum. Bağırıp neden ders saatinde derste olmadığımı, geç kalmamın ne kadar sorumsuz bir davranış olduğunu söylemesini beklemiştim. Genelde çoğu profesörler öyle yapar, profesör hiddlestonda o çoğu profesör arasında yer alıyordu.

𝐋ü𝐭𝐮𝐟 -𝐭𝐨𝐦 𝐡𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞𝐬𝐭𝐨𝐧-Where stories live. Discover now