8.

252 14 0
                                    

iyi okumalar...

"Aleyna ben yoruldum artık gerçekten." Anlamıyordum ne Canberk'i ne de kendimi.

"Gökçin yapma nolursun."

"Ya ben neden bu çocuğa deli gibi aşık olmama rağmen saçma sapan davrandım ki?" Aleyna elini dudaklarımın üzerine koyup devam etmemi engelledi. Yan masamızda oturdukları içindi sanırım.

"Tamam kızım sus."

"Susmuyorum artık ya. Yeter gerçekten yeter. Konuşucam onunla." Hızla ayaklandım. Fazla hızlı davranmış olmalıyım ki oturduğum sandalye geriye doğru düştü ve bu tüm kantinin dikkatini çekmeme sebep olmuştu. O hariç..

"Canberk." Yüz yüze gelmediğimizi söylüyordu ama biz her an yüz yüze geliyorduk. Yalnızca o bana bakmamayı seçiyordu. Hiç görmemişti ki... hiç bakmamıştı.

"Canberk." o sırada başka biri daha seslendi ona.

"Efendim?" Ona mı söylemişti yoksa bana mı?

"Müsaitsen konuşabilir miyiz?" Tam dudaklarımı aralamış konuşucaktım ki benden önce Eda konuştu.

"Tabii müsaitim konuşabiliriz." Yerinden kalkmadı. Nefesimi tutmuş bekliyordum.

"Yalnız konuşsak. Özel." Canberk gülümsedi.

"Benim burdaki kimseden gizlim saklım yok Eda." Yalnız konuşmak istemiyordu işte. Keşke araya girebilseydim fakat hangi sıfatla girebilirdim ki

"Canberk benle evlensene." NE! Hayır hayır hayır

"Ne?"

"Duydun işte. Evlensene benimle. Duyduğuma göre biriyle evlenmen gerekiyormuş." O an bana döndü gözleri. Belki de ilk kez baktı. Ne gördü bilmiyorum ama başını çok hızlı çevirmişti.

"Eda, üzgünüm ama biriyle evlenmem falan gerekmiyor. Ve evlenmeyi düşünmüyorum. Ha eğer düşünücek olursam hayatımda biri var zaten. Üzgünüm gerçekten." Hayatında biri mi var? Hayır hayatında biri yok neden yalan söylüyorsun.

"Öyle mi? Anladım.. Ben üzgünüm." Ve Eda arkasını dönüp kimseye bakmamaya çalışarak kantinden çıktı.

"Efendim Gökçin?" Canberk hızla bana dönüp sanki az önce hiçbir şey yaşanmamış gibi cevap vermişti.

"Konuşmamız gerek."

"Öyle mi ne konuda?"

"Sen çok iyi biliyorsun ne konuda olduğunu. Yalnız konuşalım." alaycı bir şekilde güldü.

"Ne konuda olduğunu bilmiyorum. Az önce de söylerken duymadın mı benim burdaki kimseden gizlim saklım yok. Burda konuşabiliriz." Sinirle gözlerimi etrafta gezdirdim. O sırada Eda ile göz göze geldik. Kenarda bizi izliyordu.

"Senin gizlin saklın olmayabilir ama benim var. Özelimi de gelip burada insanların önünde konuşmayacağım. Gel dışarıda konuşalım gelmezsen de sen bilirsin." Gözleri kısıldı.

"Gelmiyorum." Güldüm.

"İyi gelme. Ama söyliyceklerimi de düşünüp meraktan delir çünkü en çok seni ilgilendiriyor." Hafif geri çekildiğimde kolumu tuttu.

"Baş belasısın."

"Ya bak çok ortak yönümüz var. Sende öylesin." güldü.

Ve biz birlikte dışarı çıktık. Montunu almamıştı. Üşürdü.

"Böyle üşürsün. Montunu niye almıyorsun?" Omuz silkti.

"Ne konuşacağız?"

"Seni seviyorum."

KYK BORCU // textingWhere stories live. Discover now