Bölüm 6

27.6K 1.7K 2.9K
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar




**

•••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







•••



KURŞUN A. ALPUGAN

Elimdeki havuç suyundan bir yudum aldıktan sonra bardağı elimden bırakmadan oturduğum tekli koltuğun kolçağına koydum ve bakışlarımı herkes gibi büyük salondaki televizyon ekranında tuttum.

Sabahın erken bir saatiydi fakat herkes uyanıktı.

Kılıç elindeki telefonu dizinin üzerine bıraktı ve "Kameraları hallettim." dedi düzce.

Ona bakmadan başımı salladım.

Açanay bağdaş kurarak oturduğu koltukta başını Kılıç'ın omzundan kaldırdı ve bakışlarını üzerime dikti. Israrlı bakışı sebebiyle kafamı ona çevirdiğimde dudakları aralandı. Göz teması kurmadan konuşamıyordu. "Kıza ne açıklama yapacaksın? Buradan çıkıp polise gitmeyeceği ne malum?"

"Gitmeyecek." dedim sadece.

Karşımdaki tekli koltuğa yan bir şekilde oturup ayaklarını kolçaktan aşağı sarkıtan Lila bana yandan bir bakış attı. "Ben olsam giderdim bu arada."

"Kız vuruldu Kurşun." dedi Açanay. "Bir üniversite öğrencisi. Muhtemelen hayatında ilk kez silah görüyordur. En azından patladığını."

Havuç suyundan bir yudum daha aldım. Büyük bir yudum.

Onun kadar geveze bir kızın bu konuda dün olduğundan daha fazla şikayet edeceğini, en azından korkacağını düşünürdüm. Fakat o neredeyse her zamanki gibiydi. Geveze, meraklı ve baş ağrıtıcı.

"Onu ben vurmadım. Gidip Teo'yu şikayet edecekse etsin."

"Sen vurmadın fakat elinde bir silahla onu senin yüzünden kaçırıldığı yerden kurtardın. Aziz Andıç'ın torunu değil mi? Dedesine anlatsa bile hoş olmaz."

Olmazdı elbette. Ancak büyük bir sorun da görmüyordum. Polise giderdi, ifadesini veremeden bu kulağıma gelirdi ve o küçük kızdan bir daha haber alınamazdı.

Omuzlarımı silktiğimde Açanay'ın söylendiğini duydum. Bu kadının inadı beni sinir etmiyor değildi.

"Konuşurum." dediğimde Kılıç'ın keskin gözleri benimkilere değdi.

"Bunun işe yarayacağından şüpheliyim. Sen bir laf edersin, o iki eder. Fazla yüz verdin. Senden korkmuyor."

Bardağı döndürürken sesim düzdü. Üzerinde durulacak bir konu görmüyordum. "Neden korksun?"

Yirmi bir yaşında bir kızın benden korkması gerekmiyordu. Canımı sıkmadığı sürede bir köşede olduğu gibi durmasında yanlış bir şey yoktu.

Mavzer ÇığlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin