Bölüm 10

28.1K 1.9K 6K
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar






Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







➰〰️


Kurşun A. Alpugan


"Hoşlanıyor musun?"

Masamın arkasından, karşımda ayakta duran Açanay'ı izledim. Kitaplığımdan çıkarttığı siyah ciltli bir kitabın arkasını inceliyordu. Üzerinde evde giydiği türden bir eşofman takımı vardı.

Yarım saat önce evdeki çalışma odama gelmiş ve farklı konularla başlayan konuşmayı Elfida'ya dokundurmayı başarmıştı.

Sessizliğim üzerine gözlerini suratıma diktiğinde tavrı ifadesizdi.

Oldukça sakin görünüyordu.

O her zaman konuşması kolay biri olmuştu. Ne Kılıç gibi aşırı tepkiler verir, ne kuzenlerim gibi bir gerçeği olduğundan daha dolambaçlı hale getirirdi. Sadece sorar ve cevabı dinlerdi. Fazla tepki vermez, tepkisini gizlemese de seni, seninle baş başa bırakırdı.

Ancak bu sorusu tehlikeli sınırlarda geziniyordu.

Sukûneti palavradan ibaretti. İkimiz de biliyorduk.

Başımı yavaşça sallarken "Hoşlanmak fazla abes kaçıyor. Sadece," Nefesimi bıraktım. "Bana kendimi iyi hissettiriyor. Ve ona tahammül edebiliyorum." dedim dürüstçe.

Açanay başını sallarken gülümsedi. "Hoşlanmak üzeresin o zaman."

Parlak gözlerinin içinde dönenleri, sorusuna vereceğim tepkiye olan beklentisini okuyabiliyordum.

Suratımı buruşturdum. "O ne amına koyayım öyle? Hoşlanmak, sevmek, aşık olmak. İlkokul çocuğu gibi." Masadaki kağıtları düzenledim. "Öyle şeylerle işim olmaz benim. Bana iki üç iyi hissettirdi diye aşık mı olacağım? Yoklukta gibi."

Açanay başını salladı. "Bunu bildiğimden şaşırıyorum ama ne derler bilirsin hayatım. Büyük lokma ye, büyük laf söyleme."

Ona kaşlarımın altından ters bir bakış attım. "Söyledim, ne olacak?"

Açanay omuz silkti. "Göreceğiz orasını." Cümlesini bitirdikten sonra sakin ruh halinden ayrılarak derin bir nefes aldı ve birkaç adımda ilerleyerek masamın karşısındaki sandalyelerden birine oturdu. Renkli gözleri suratımdaydı. "Ondan yana bir endişem olduğu için falan söylemiyorum ama, onu araştırmalısın Kurşun. Onu bir daha görmeyecek bile olsan, tabiri caizse son zamanlarda burnunun dibinde olan birinin kimliğini bilmen gerekiyor. Geçmişini, bugününü.. Bil ki, geleceğini de öngörebil."

Başımı salladım. "Vedat'a vermiştim aslında ismini. Bakmaya fırsat olmadı."

Fırsatım elbet olurdu. Ama bir nedenden bakasım gelmiyordu.

Mavzer ÇığlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin