3/ ᴋɪ̇ᴛᴀᴘ

6K 579 190
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Al işte geç kaldık ya" yüzüm ağlamak istercesine büzülürken banyoya doğru koşturdum. "Sanki benim suçum." Jimin homurdanırken dediğini umursamadan yüzümü yıkamak için suyu açtım.

Soğuk su tenime işlerken irkilsem de birkaç kere daha yüzüme suyu çarparak suyu kapattım. Balo zamanı içtikten sonra Nayeon'larda kalmış ve uyuya kalmıştık.

Sabah derse gideceğimizi unutmuş olacağız ki kış uykusuna yatmış ayılar gibi öğlene kadar uyumuştuk.

Aslında geç kaldığımda genelde derslere girmemekten yana olsam da, eski fizyoloji hocamız bay Park'ın verdiği proje ödevini yeni profesör Kim Taehyung'a vermeliydim.

Bay Park okuldan ayrılacağından dolayı proje ödevini yeni hocamıza vermemiz gerektiğini söylemişti. Ve bugün proje ödevini vermemiz gerekiyordu.

Neden sevmediğimi bilmediğim bu adamla bırak konuşmayı aynı ortamda bile olmak istemesem de bugünlük konuşmak zorundaydım.

Yarım yamalak giydiğim gömleğimin düğmelerini ilikleyip dağınık ve uzun saçlarımı taramak için masanın üstünde duran tarağı aldım. Kuş yuvasına dönmüş saçlarımı taramaya çalışırken içeriye giren Nayeon'la aynadaki bakışlarım ona döndü.

"Başım çatlayacak şimdi" yüzünü buruşturup kendini yatağa doğru yüz üstü atmasıyla göz devirdim. "Projeyi teslim etmemiz gerekiyor"

"Sen ver. Hazırsın zaten"

Saçlarımı üstünkörü tarayıp sandalyenin üstündeki hırkayı elime aldım. Havalar her ne kadar sıcakta olsa sabahları biraz soğuk olabiliyordu. "Bir dahakine ben götürmem haberiniz olsun."

İkili ben konuşmama rağmen cevap verme tenezzülünde bulunmayarak yatmaya devam ederken dudaklarım büzüldü. Sıcacık yatağımda yatmak varken üniversiteye gitmek, isteyeceğim son şey bile olamazdı.

Proje çantam kapının önünde öylece dururken eğilerek aldıktan sonra Nayeon'un spor ayakkabılarından bir tanesini elime aldım. Beyaz ayakkabıyı ayağıma geçirdikten sonra dış kapıyı aralayarak dışarı doğru adımladım.

Soğuk hava eserken erken olduğundan dolayı etrafta kimse yoktu.

Yaklaşık on dakikalık yürüyüşün ardından ulaştığım üniversite kapısına bakarken, kulağımı dolduran siren sesleri ile bakışlarım sağ tarafıma doğru döndü.

Ambulanstaki çalışanlar yerdeki ceseti taşırken etraftaki kalabalık ise öylece olanları izliyordu. Feromanları sayesinde bir omega olduğunu anladıktan sonra iç çektim.

Kasabada omega cinayetleri devam ediyordu ve bunu önlemek için ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

Özellikle omegaları öldüren katilin henüz ortaya çıkmaması bile tüylerimi diken diken etmeye yetiyordu. Cesedin üzerindeki siyah poşet yüzünün gözükmemesini sağlarken, sedyeden aşağıya sarkan kanlı elleri ise ne kadar acı çektiğini kanıtlar nitelikteydi.

ᴏᴍᴇɢᴀ ʜᴜɴᴛᴇʀ •ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin