15/ ɢᴜ̈ᴢᴇʟ ᴋᴀᴅıɴ

3.8K 416 140
                                    

selam

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

selam

Yorum sınırı:30+

Jungkook, hayatı boyunca çoğu zorlukla karşılaşmış ve ailesi, arkadaşları sayesinde olayları atlatması uzun sürmemişti. Omega olarak doğduğu gerçeği hayata karşın daha temkinli davranmasını küçücük olayları bile kafasına takmasını yol açmıştı.

Kendisiyle tanışmak isteyen her insandan sonra şüphesiz saatlerce sırrını öğrendiğine dair şüphelere düşmüştü. Bu alışkanlığın getirmiş olduğu davranışları her konuyu ayrıntılı ve kafaya takmasına yol açmıştı.

Mesela, geceleri tek başına dışarı çıkamıyordu. Gündüzleri nedensizce kendini daha güvenli hissediyordu ama geceleri gündüzden daha çok severdi. Kendisini güvende hissetirmeyen geceyi sevip, kendisini güvende hissetiren gündüzü çok sevmediğini düşündükçe bazenleri kendini bencil biriymiş gibi düşünüyordu.

Meraklı bir çocuktu, merak ettiği her soruyu çekinmeden sorar ve neredeyse herşeyi bilmek isterdi. Tıpkı şuan olaylardan dolayı aklına gelmeyen kitap gibi. Haftalardır aklında olan kitabın bugünlerde yaşadığı yoğun olaylardan dolayı aklından sili vermişti.

Yemekhanede oturmuş ve düşündüğü tek şey kitaptan başka bir şey değildi. Tüm dikkati biraz ilerisinde oturan profesörde iken aklına gelen temas dolu anları ise kulaklarından yanaklarına kadar kızarmasını sağlıyordu.

Ne ara bu adamla o kadar samimi olmuştu? Birkaç gün önce nefret ettiğine emin olduğu adamın dibinde bitmesi ne kadar normaldi?

Kendisini şaşırtan asıl konu ise alfaya her dokunduğunda yerinden çıkacakmış gibi atan kalbi ve heyecanlandığından dolayı titreyen elleri idi.

Nefret ettiğine adı kadar emin olduğu adamın kendisine dokunmasına müsade etmesi de aptal olduğuna dair şüphelerini arttırıyordu.

Başından beridir aralarında bir şey olacağını sezmişti ve gün geçtikçe alfanın kendisine olan bakışları yumuşuyordu. İlk tanıştıkları an kendisine attığı bakışla şimdiki bakışın arasında dağlar kadar fark vardı. Ve bu fark kendisini ister istemez korkutuyordu. Devlet için çalışan ve hayatı tehlikede olan birini kabul edebilir miydi?

Ne zaman ne olacağı belli olmayan bu dünyada hiçbir şeyi umursamayarak onunla beraber olabilir miydi? Sanmıyordu. Yaşadığı acıyı, şahit olduğu cesetleri, ırkında ki insanların devlet tarafından denek olduğu gerçeğini umursamayıp eşi olacak adamla mutlu mesut yaşamak istemiyordu.

Kendisi sıcacık evinde yemeğini yerken suçlu hissediyordu. Okuluna giderek arkadaşlarıyla vakit geçirince suçlu hissediyordu. Ailesiyle vakit geçirip eğlendiğinde suçlu hissediyordu. Her anı suçluluk duygusuyla dolup taşıyordu. Her bir anı kendisine zehir gibi bir şeydi.

Suçlu hissedenin kendisi değilde başkasının olması gerektiğini biliyordu. Ancak bu his ne yaparsa yapsın peşini bırakmıyordu. Kaçtıkça kaçıyordu ama ulaşabildiği tek alan çıkmaz yoldu.

ᴏᴍᴇɢᴀ ʜᴜɴᴛᴇʀ •ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin