Tanışma faslı

310 179 131
                                    

Merhaba arkadaşlar bu bölüm tanışma bölümümüz olsun..
Okumaya başladığınız tarihi yoruma bırakabilirsiniz 🫶🏻

LÜTFEN OYLAMAYI UNUTMAYIINN!!!

Görseldeki Fotoğraf Tekirdağ Sahili

Ben Tuğba 23 yaşındayım. Doğma büyüme Tekirdağlıyım. Namık Kemal Üniversitesi'nden mezunum. Voleybol ve karate sporlarıyla ilgilendim. Bir gün kendi kitabımı yazmak hep hayalimdi. Heyecanımı dile getirmek o kadar çok zor ki sizlere tarif edemiyorum. Yorum yapıp tanışmaya ne dersiniz? Sizlerle ve hayallerinizle tanışıp kocaman bir aile olmak için çok sabırsızlanıyorum.

Şu an gerçekten çok tuhaf hissediyorum. Yaklaşık 8 yıldır bugünün hayalini kuruyordum. Beni tanıyanlar bu kitabı okuduktan sonra beni eleştirecek ve yargılayacak olmaları gibi bir çok farklı düşüncem vardı. Yine de insanların beni yargılayacak olması hayalimin önüne geçemedi. Cesaretimi seviyorum.

Evet.. Hikayemiz başlıyoorr, toplaşın bebeklerim🫶🏻
Umarım beğenirsiniz, İyi Okumalar..

Karakterler: Defne Ertürk
:Akın Saraç

NOT:Gerçekte yaşanan bir hayat hikâyesinden
yazılmıştır.
                                     ✨
15 Kasım 2019
Aylardan kasım ben hala sapım arkadaşlar:) Lise bittikten sonra hayat beni hiç sarmadı. Mezuna kalarak hayatımın en büyük hatasını yapmıştım. 2 yıllık kıytırık bir bölüm okumak çok saçma geliyordu. Daha verimli ders çalışıp 4 yıllık güzel bir bölüm kazanmak istiyordum. Bu arada asla öyle olmuyormuş. Başlarda düzenli ve sıkı çalışıyordum ama devamı bir türlü gelmiyordu. Ailemin beni dershaneye gönderecek durumu yoktu. Annem ev hanımı, babam ise fabrikada işçi. Benden ayrı iki kız kardeşim daha okuyordu. Ortanca kız kardeşim Afra 18, Azra ise 11 yaşındalar. Aileme yük olmamak için sınavlarıma hazırlanırken aynı zamanda çok yorucu olmayan bir işte çalışmaya karar verdim. Çağrı merkezinde tatil paketleri tanıtımı yapıyorum. İlk haftalarda işe alışamamıştım. Daha sonraki zamanlarda arkadaşlıklar edinince işime yavaş yavaş ısınmaya başlamıştım.

Haftasonları tatil paketi üyelikleri için Saray'a gidip geliyorduk. (Bilmeyenler için söylüyorum. Saray Tekirdağ'ın ilçesidir.) Yolda edilen sohbetler, gırgır şamatalar yavaş yavaş artmaya başlamıştı. Herkes samimileşmiş, hepimiz kısa sürede kardeş gibi olmuştuk. Hemen hemen her gün, hep birlikte iş çıkışı kafeye gidip saatlerce oturup, sohbet ediyorduk. Patronumuz ise agresif, burnundan kıl aldırmayan, tam bir ego yığını. Gün içerisinde 'bir ay içinde üyesi olmayanı işten çıkaracağım' diyerek herkesi baskı altında bırakıyordu. İş yerindeki herkes kimin, neden işe ihtiyacı olduğunu biliyordu. Hemen hemen herkesin gerçekten işe ihtiyacı olan insanlardı. Aralarında ailesine bakmakla yükümlü, aylardır iş bulamayan, hem üniversite okuyup hem çalışan bir çok kişi vardı. Kimse işte ayrılsın istemiyorduk. Yeni geleni sahiplenip korumacı şekilde yaklaşıyorduk. Hatta bir hafta sonu üye yapamayan arkadaşımız olunca birden fazla üyesi olan kişi, yapamayan kişiye üyesini verip yardım ediyordu. Kendi kendimize koruma kalkanı olmuştuk. Bireysel çalışma adı altında farkında olmadan ekip çalışmasına dönüşmüştük. Adeta birbirimize kenetlenmiştik.

Ailem çalışmamdan çok memnun değildi. Derslerime odaklanıp 4 yıllık güzel bir üniversite kazanmamı istiyordu. Yaklaşık bundan 3 ay önce babam kalp ameliyatı oldu. Ehliyete yazılmıştım. Babamda belli bir süre çalışamayacağı için onlara yük olmak istemiyordum.

Hafta sonu iş dönüşü servisle Tekirdağ'a gelirken yağmurun yağışını izliyordum. Uzun yolculuk ve cam kenarı bu ikiliye bayılıyorum. Servisin içerisi sıcacıktı. Sweatimin şapkasını kafama geçirdim. Kulaklıklarımı takıp son ses müziğin sesini açtım. Ayna grubunun şarkılarını dinliyordum. Güneşin batışını izlerken renklerin birbiriyle dans edermişçesine büyüleyici ahengi, yağmurun cama tane tane düşerken yavaş yavaş akışını izlemek, anlatamayacağım kadar içime huzur veriyordu.

Servisten indikten sonra her zamanki gibi hepimiz kafeye gitme kararı aldık. Birer kahve içip muhabbet ettik. Güzel muhabbetlerimizin ardından yavaş yavaş evlere dağıldık. Hava çok soğuktu. Bir an önce kendimi eve atıp sıcak suyun bedenimi esir almasını istiyordum.
Otobüse binip eve gittim. Saat 9'u geçmişti. Hemen bir sandviç hazırlayıp yedikten sonra duşa girdim. Ellerim ve ayaklarım adeta buz tutmuştu. Güzel bir duş aldıktan sonra annemin önüne oturup saçlarımı taramasını bekledim. Belime kadar uzanan saçlarımı taramak beni oldukça çok yoruyordu. Saçlarımı biraz kuruttuktan sonra yatağıma yerleştim. Tam uyuyacakken İnstagramdan bildirim geldi.
Akın Saraç: Napıyorsun?
Bildirimi gördüm ama yarın cevap veririm hatta versem mi diye düşündüm. Amaann yarın bakarım diyip uyudum.

Evet bebeklerim ilk bölüm olduğu için bilerek kısa yazdım. Sizlerle tanışıp biraz size yönelmek istedim. Nasıl buldunuz? Yorumlarınızı bekliyorum.❤️

Severken sabretmeyi öğrenenler için..🖇️Where stories live. Discover now