27

690 50 6
                                    

Şu an ne mi yapıyordum? Saemi'yi dövüyordum. Neden mi? Bana dik dik baktığı için.
Mantıklı mıydı? Hayır.
Bir daha olsa yapar mıydım? Hayır.
Seojun bana kızar mıydı? Evet.
O zaman neden yapıyordum?..

Okukun bahçesinin dışında kavga ediyorduk. Dün o kadar kavgaya rağmen hâlâ doyamamıştım. Geçenki kavgamızdan sonra güçlenmişti. Bir süre sonra insanlar gelmeye başladı. Bizim grup full oradaydı. Seojun hariç. O da bir süre sonra geldi ve bizi ayırmaya çalıştı. Bana kızgındı ve sürekli söyleniyordu. Bırkamadım.

Yuna yanıma doğru yaklaştı ve beni durdurmaya çalıştı.

"Sen..." dedim nefes nefese. "Benim kardeşimle... çıkıyor musun?"

Bir an herkes durdu. Saemi dahil. Saemi yavaşça benden uzaklaşıyordu ve fark etmeyeceğimi sanıyordu ama yanılıyordu. Yine de umursamadım ve Yuna'ya baktım.

"Sen," dedi kaşlarını çatarak. "Bunu nereden biliyorsun?"

"Ne yani?" Dedi Seojun sessizce. "Gerçek miymiş?"

"Ne gerçek miymiş?" Dedim sinirle ona dönerek. "Sen dedin ya!"

"Şey... Ben... Seni denemek içi-" dedi ve durdu. "Şu an konumuz bu değil. Sen niye kızı dövüyordun?"

"Şu an konumuz tam olarak bu. Ayrıca, istediğimi döverim. Döverken sana sormayacağım!"

Yeonjun yanıma geldi ve kolumu tuttu. Kolumu silkeledim. "Yazıklar olsun hepinize!"

"Asıl sana yazıklar olsun!" Dedi Seojun sinirle."Dün o kadar konuşmamıza rağmen hâlâ onlara kızıyorsun."

Sinirle nefes verdim. "Dünkü konuşma mı? Sence o gerçek miydi? Beni denemek için söylemişsin işte!"

"En azından ben boş boş insanları dövmüyorum!"

Arkamı döndüm ve okul dışında bir yerlere gitmeye karar verdim. Seojun'un da aynısını yaptığını gelen seslerden anladım. Suho onun peşinden geliyordu. Benim de peşimden gelmesinler diye koştum.

Uzaklaşınca durdum ve soluklandım. Olanlara inanamıyordum! Resmen beni kandırmıştı! Üstelik hassas olduğumu bildiği bir konuda... Peki onların gerçekten sevgili olması... Offf!

Yakındaki bir markete girdim. Atıştırmalık alıp çıktım. Kahvaltı yapmamıştım ve bu olaydan sonra acıkmıştım iyice. Marketin kapısında dikilip yemeye başladım.

Bir süre sonra telefonum çalmaya başladı. Anlık dalgınlıkla kim olduğuna bakmadan açtım neyseki Jukyung'du. Ağlıyordu...

"Yujin!" Dedi nefes nefese.

"Noldu Ju?"

"Suho... ve Seoju..."

"Noldu? Anlatsana."

"Kaza..."

"Ne?"

"Kaza geçirdiler!"

"Konum at geliyorum!"

Okunmalarım ve oylamalarım düştü:( Zaten sonlara yaklaşıyoruz o yüzden lütfen oylamaya devam edin.

Bu bölümü yazarken öldüm yemin ediyorum. İçim daraldı. Neyse sonlara doğru mutluya bağlamayı düşünüyorum. (Sanırım)

𝕌𝕩𝕠𝕣𝕚𝕠𝕦𝕤  《Han SeoJun》Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon