41

182 17 4
                                    

Aşkolar 41. Bölümdeyiz. 41 kere maşallah diyelim. JSKSMDKDLDKD neyse. Kötü günşer bitti, sırada daha da kötüleri var aşklar.

"Hayır." Dedim hemen. "Konuşalım lütfen."

"Konuşacak bir şeyimiz yok." Dedi bana bakmadan.

"Özür dilerim." Dedim. Hâlâ çaresiz bir şekilde özür diliyordum. Tüm sınıfın bize baktığını farkettim ama aldırış etmedim. Seojun önemsiyor olacak ki bana dışarıyı işaret etti ve kapıya yöneldi. Bahçenin tenha kısmına geldik.

"Hata yaptığımı biliyorum ama-" dedim.

"Sana söylemiştim." Dedi sözümü keserek. "Arkadaşımın katili o adamdan ne kadar nefret ettiğimi sana anlattım ve sen onunla işbirliği yaptın Yujin. Sen olsan kendini affeder miydin?"

"Haklısın..." dedim kabullenerek. "Üzgünüm."

Arkamı döndüm ve nereye gittiğimi bilmeden koşmaya başladım. Etrafta korna sesleri uçuşurken gözüme dolan yaşlarda  etrafı göremiyordum bile.

Seojun haklıydı... Onu arkasından bıçaklamıştım ve bunu şu an fark ediyordum. Bana yapılsa bir daha asla yüzüne bakmayacağım bir hareketi canımdan çok sevdiğim Seojun'a yapmıştım. O bana yapsa ben de onunla aynı tepkiyi verirdim.

Sokakta koşarken ara sokaklara girmiştim yavaşladım ve nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Bir anda bilincim kapanmaya başladı. Ne olduğunu anlamadan yere yığıldım.

Seojun'un ağzından

Ağlayarak uzaklaştı. Onu ağlatmak beni kahrediyordu. Karşımda beni daha fazla üzmemek için benden defalarca özür dileyip arayı bozmamaya çalışmasına rağmen onu ağlatyığım için kendime kızdım.

Peşinden gitmek istedim ama çoktan ızaklaitığı için yapamadım. Herhalde biraz yalnız kalmaya ihtiyacı vardı ki tüm gün boyunca okula bir daha gelmedi ve işin kötü yanı telefonu da sırasının üzerinde kalmıştı. Yani ona ulaşamıyorduk. Yani ulaşamıyorlardı... arkadaşları.

Geceye doğru iyice meraklandım ve Yeonjun'u aradım o anki çaresizliğimle.

"Alo." Dedim.

"Alo. Seojun! Yujin senin yanında mı?" Dedi hemen.

"Hayır. Ben de onu merak etmiştim. O yüzden aradım. Gelmedi mi eve?"

"Hayır. Saat kaç oldu hâlâ yok. Jukyung'larla da değil." Dedi. İyice endişelenmiştim. Telefonu kapatıp üzerimi giyibdim ve aramak için dışarı çıktım. Hava soğuk olduğu için iyice korkmuştum. Biz bahçedeyken etekliydi ve üzerinde kalın bir şeyler yoktu.

Eskiden gittiğimiz yerlere gittim. Parklar, karaoke, bakkal, birbirimizi ilk gördüğümüz sokak...

O anı net hatırlıyordum. Salak tayfadan kaçıyordum motorumla ve köşeden dönerken motordan düşmüştüm. Aynı anda Yujin de vardı orada. Yanıma gelip iyi olup olmadığımı sormuştu. Sonra da beni o salaklardan kurtarıp başımdan bir belayı eksilmişti ama onun yerine ondan daha büyük bela olan kendisini getirmişti.

Kendi kedime gülerken telefonum çaldı. Bilinmeyen numaraydı. Belki Yujin arıyor olabilirdi. Telefonu olmadığı için başkasının telefonunu kullanıyor olabilirdi. Telefonu açtım.

"Alo?" Dedim.

"Jun! Yardım et lütfen!" Dedi ağlayarak.

𝕌𝕩𝕠𝕣𝕚𝕠𝕦𝕤  《Han SeoJun》Where stories live. Discover now