🚖25.Bölüm💮

16K 1.1K 338
                                    

         
       
      
    
*25.Bölüm*
''Bize aslan gibi sevmek yaraşır...''

_____________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Kalın parmakların kavradığı tarak ağır ağır dolaşıyordu sırma saçların telleri arasında. Koyu kahveler her bir tutama hasretle bakıyor, dudaklarındaki belli belirsiz tebessümüyle taramaya devam ediyordu. Uzun bir banyonun ardından odalarına geçmiş, evvela küçük sobayı tutuşturmuşlardı. Çok değil, birkaç saate çocuklar doluşurdu eve. Onlar gelmeden kocasının biraz uyuyup dinlenmesini istemişti Nilüfer. Artık kabuk tutup iyileşmeye başlamış olsada belindeki yaraya güzelce pansuman yapmış, ilk yardım kutusundan bulduğu gazlı bez ile iyice kapatmıştı. İçi gitmişti o görüntüye. Lakin artık yanındaydı sevdiği. Ona bebekler gibi bakacak, açılan her yarasını iyi edecekti . Ruhundaki yaralar dahil.

Kiraz dudaklar huzur dolu bir tebessümle saç taranışının bitmesini bekliyordu. Göğsünün içi mutluluk doluydu. Bir de heyecan ! Kenan'a anlatacak o kadar şey vardı ki ! Moda eviyle anlaşması, dikiş odasını hazırlamaları, Kadir ve Türkan'ın birkaç hafta sonrasında olacak düğünü . Ve elbette karnındaki bebeği ! Burnundan aldığı nefesle hafifçe içini çekmişti. Derken tarak saçlarından uçup gitmiş, başının tam arkasında kocasının burnunu hissetmişti. Huzurla kapanmıştı açık mavilikler. Kenan ise karısının hasret kaldığı kokusunu derince çekmişti ciğerlerine. Büyük avuçları genç kızın kollarından tutup hafifçe kendine çekiş, sırtını geniş göğsüne yaslamıştı. Sarmalanmıştı kalın kollar naif bedene. Siyah saçları tek omuzunda toparlayıp açıkta kalan boynuna yüzünü dayamıştı.

-Saçların uzamış. Zayıflamışsın. Kar da yağmış bahçemize. Ömrümüzden çalınmış aylar bana daha neler kaybettirdi Allah bilir?'

Genç kız duyduğu mırıltıyla küçük ellerini kocasının kolları üzerine yaslamıştı. Evet uzamıştı saçları. Eskiden bu kadar hızlı uzamazdı. Nitekim bu uzayışta gebeliğin bir etkisi olduğunu düşünüyordu. Zayıflamış olmasına ise üzülmüyordu. Nasılsa yakında kocaman bir göbeği olacaktı. Ama bahçeye yağan kar... İşte ona bir parçacık kırıktı içi. Evi kış için hazırlarken nasıl da heyecanlanmıştı Kenan ile karlar altında yürümek için! Belki o da çocuklarla karda oynardı. Belki de bir tabağa yeni yağmış temiz kardan doldurup üzerine pekmez gezdirerek yerlerdi beraber. Boynundan yükselip evvela yanağına ardından şakaklarına konan buseler ile gülümsedi.

-İlk kar yağdığı gün perdeleri açıp dışarıyı izleyerek kahvaltı etmiştik çocuklarla. Sonra arka bahçeye çıkıp kar topu oynamış hatta kardan adam yapmıştık. Yılbaşıydı o gün. Evde burulup kalmasınlar diye ısrar kıyamet çağıran annemgile götürmüştüm onları. Nasıl eğlendiler babamla tombala oynarken. Hele İlyas ve Kadir ağabeyimin portakaldan adam yapmaya çalışması... Gülmekten yaş geldi gözlerinden.'

Duyduğu her bir kare gözlerinin önünde canlanmıştı sanki genç adamın. İçine derin bir nefes çekerken çenesini karısının şakaklarına yaslamıştı. Yalan yok, bir kez bile arkada kalmamıştı gözü. Evlatlarına , kardeşine ne olacak düşüncesi kemirmemişti beynini. Çünkü başlarında Nilüfer vardı. Ve biliyordu, yokluğunda hiçbir düzen değişmeyecek, hiçbiri ziyan olmayacaktı. Bildiği gibi de olmuştu. Onun küçük karısı yaşına, boyuna posuna bakmadan iki oğlan çocuğuna annelik, bir genç kıza da ablalık etmişti. Ailesinin yaptıklarına ise ömrünün sonuna dek minnettar kalacaktı. Acı acı bir tebessüm belirdi dudaklarında. Çocukların hayatlarında geçirdikleri belkide en güzel yılbaşı gecesi olmuştu. Ve kısmet oydu ki bir tek babaları yoktu yamaçlarında.

Karagümrük Yanıyor (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin