PENG CHUYUE

635 56 6
                                    

Dün gece ki konuşmalardan sonra Yibo, Zhan'ı yalnız bırakmamış her dakikasında yanında olduğundan emin olmuştu.

Dün gece yaşadığı şoklardan sonra havai fişeğinin gözleri Yibo'nun aklında sonsuza kadar kalacaktı.

Zavallı Omegası o kadar korkmuştu ki amcasını arayıp suçluyu bulduklarını söyleme bahanesi ile Yibo'dan uzaklaşmaya çalışmıştı. Herşeyin farkında olan Yibo ondan uzaklaşmasına izin vermemişti.

Yibo, aptal değildi Zhan'ın onu önemsediğini biliyordu. Omegasının ellerinde eridiğini hissediyordu.

Böyle anlar, Zhan'ın yanında durarak onu kendisine aşık edebilmesi için kullanacağı fırsatlardı.

Zhan'ı düşünceleriyle başbaşa bırakarak, onun duvarlarını yeniden inşa etmesi için zaman tanıyabilirdi ama Yibo bunu istemiyordu.

Zhan, Xinyan'a Yibo'yu önemsediğini itiraf etmiş ve evet Yibo bunu duymuştu.
Yibo, Havai fişeğinin bu itirafı ortaya atmasıyla aklını kaybetmemiş olması imkansızdı.

Zhan, Yibo'ya çoktan kalbini kaptırmıştı.
Bu yüzden Yibo, Zhan'ın onu bir başkasına vermemesi için ellerinden gelen herşeyi yapacak kadar kararlıydı.

Zhan'ın kalbine girmesi ve ruhunun derinliklerine kendinden bir iz bırakması gerekiyordu. Adam onunla yaşamalı, onunla nefes almalıydı.

"Yibo"

Zhan'ın sesi gelince Yibo bıkkın bir şekilde işlerden kafasını kaldırarak Omegasına baktı.

"Ne oldu?"

"Yunmeng'e gidip amcama öğrendiklerimi anlatmalıyım "

Yibo söylediklerini kafasında düşündü ve bir kaç saniye sonra başını sallayıp yüzünü tekrardan evrak işlerine gömdü,

"Bunu bitirmeme izin ver. Seninle geleceğim."

Zhan kendini kaybetti,

"Bunu bir saat önce söylemiştin. Gelmek zorunda değilsin Yibo."

" Ve bende sana bir saat önce oraya tek başına gitmeyeceğini söyledim. Zhang Wei hala dışarda. Seninle ilgili herhangi bir şeyi şansa bırakamam."

Zhan, eşinin sözlerinden ne kadar etkilenmiş olsa da Yibo'nun ofisinde bir dakika daha durmaya dayanamadı. Oflayıp sandalyesinden kalktı, kapıyı öyle sert açmıştı ki neredeyse menteşeleri söküyordu.

Dramatik mi davranıyordu? Evet.
Bundan rahatsız mıydı? Asla.

Yüzündeki ifade korkunçtu, Yibo'nun ofisine doğru gelen Haoxuan suratını görünce hafif bir ıslık çaldı.

"Kıçına ne girdi adamım?" dedi sırıtarak.

Zhan, adama alayla baktı,
"Geceleri senin kıçını tırmalayan şeyin aynısı."

Xuan sözleri duyunca 'seni öldüreceğim' bakışları attı ama daha sonra Zhan'a tatlı bir şekilde gülümsedi.

"Kabasın... Her neyse sana haberlerim var prenses. O yüzden ofise dönüp tekrar tepinmek isteyebilirsin."

Xuan'ın ses tonu alay doluydu ve arkasında somurtkan bir Zhan bırakarak ofise girdi.

Bugün kesinlikle onun günü değildi. Önce Wang Yibo şimdi Haoxuan. Dudağını çiğneyerek tekrardan ofise girdi.

Wang Yibo ile gözleri buluştuğunda, adam sanki Zhan'a öfke nöbeti geçiren küçük kedi yavrusunu izliyormuş gibi eğlenerek bakıyordu.

"Neyin var, Xuan?" diye sordu yibo.

Senin Gibi Biri- YİZHANWhere stories live. Discover now