22

4.4K 422 225
                                    


"Gerçekten mi? Bu kadar dengesiz bir çocukla nasıl sevgili oldun?" Felix , yeniden Hyunjin'in omzuna vurdu.

Annesiyle buluştuktan sonra yedi kişi toplanmışlardı, Hyunjin de olanları anlatırken annesinin ilk tepkisini söylemişti. Arkadaşları kahkaha attığında felix önündeki patatesten birkaç tane sıkıştırdı Hyunjin'in ağzına.

"Yalan söyledin anneme. Sevgili miyiz biz?"

Arkadaşları bıkmış ifadeyle ikisine baktı.

Neredeyse iki aydır, balo günü iki ay olacaktı.
Sürekli böyle tartışıyorlardı . Başta gerçek olsa da şu anki tavırlar biz birbirimize aşığız diye bağırıyordu.

"Hayır, değiliz. Olamayız da annenin dediği gibi dengesiz biriyle birlikte olamam."

"Namık Kemal. " Minho'nun dediği şeyle herkes gülmüştü.

"Beni daha çok şaşırtan şey aynı sınıfta olmaları, o yıl bende o okuldaydım. Hyunjin ile o yılın sonunda arkadaş olduk."

¡kisi de Jisung a döndü. "Ne diyorlardı sana?"
Jisung söylemeyeceğini belli ederek başını iki yana salladığında Minho bakışlarını  ona çevirdi.

Aralarındaki soğukluk fazlaydı, Minho şans vermeyi reddediyordu her seferinde. "Söyle."

Jisung, Minho isteyince direkt gülümsemişti.
"Çilek diyorlardı, çok fazla yediğim için."

"O çok fazla yemek değildi, herkesin tabağından çalıyordun."

Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme beliren Minho,
"Tatlıymış." dedi.

Jisung mutlu bir şekilde yüzünü ona çevirdi ve gülümsedi. "Ama ben tatlı şeyleri sevmem."

Jisung'un yüzü yeniden düştüğünde jeongin çantasını açıp önüne bir kutu çilek bıraktı. "Eve götürecektim ama madem çok seviyorsun senin olsun."

"Teşekkürler jeongin." Önemli değil dercesine başını salladıktan sonra hepsi yemeğine geri döndü.

"Peki sonra ne oldu?" Normalde ilişki konuşmalarından nefret eden Chan ortamın gerginliğini azaltmak adına soruyu felix'e yönlendirdi.

"Annemin favori öğrencilerinden biriymiş
Hyunjin, şimdiki başarılarıdan da bahsedince üstelik basketbolcu olduğunu da öğrenince çok memnun kaldı" Hyunjin gülümseyerek yanağını sıktı felix'in.

"Bir de beni gerçekten sevip sevmediğini sordu Hyunjin'e."

Changbin'in elindeki hamburgeri tabağına düştüğünde Chan alıp, ısırmasına yardımcı oldu. Bu gerçekten merak uyandırıyordu. Yakında iddia bitecekti ve felix  hoşlandığı epey belli ederken Hyunjin zerre bir şey anlamalarına izin vermemişti. "Ne dedi peki?"

"Hayatıma saçma bir olayla girdi ve rekabet adı altında aslında birbirimize çok fazla uyduğumuzu, onun yanındayken rahat ve mutlu olduğumu anlamam çok uzun sürmedi. Her ne kadar umursamaz bir yapıya sahip gibi görünsem de aslında birçok şeyde gözlerindeki o her şeyi kafaya takan kişiyi fark ettiğimde içimdeki hisler artık bambaşka boyuta geçti. Bir bahaneyle onunla olmaya ve yüzünü güldürmeye çalıştım
her zaman. ilk defa birisini kıskandım. Bugün sizinle tanışmaya geldim çünkü bunları ona söylesem bir bahane uydurup, ciddiye almayacaktı. Içimdeki hisleri uzun süre düşündüm ve ona aşık olduğumu kabullendim. Hislerim yeni olsa da sağlam hissediyorum, onu seviyorum."

Arkadaşlarının hepsi Hyunjin'in annesine söylediğini dinlerken şoka girmişti. Felix saatlerdir kafasında bu sözlerin gerçekliğini tartışıyordu, orada bunları duyduğunda gözlerinden birkaç damla yaş süzülmüştü. ilk defa böyle güzel şeyler duyan felix, bunların gerçekliğine inanmak istiyordu. Hyunjin'e baktığında Hyunjin'in de ona baktığını fark etti ve gülümsedi. "Bence siz olmuşsunuz."

hey, stupid! | hyunlix Where stories live. Discover now