28

3.6K 345 444
                                    

Bir Buçuk Ay Sonra

Hyunjin: Hep bil beni söyle
Dilinden düşmeyim
Fırtılarım olsa da
Bu ara güneşliyim
Yollardayım
Yorgunum
Uykusuz ve dengesiz
Ama boş ver bunları sağlığın yerinde mi?
ismin bir şarkı ve ben hep seni söylerim
Başkalarına baksa da seni arar gözlerim
Tüm bunlara rağmen, hala benimlesin
Akıyormuş zaman, ben ittirmesem de
Gülümsersem sana, gülecek misin sen de?
Günler karışıyor, insan alışıyor
Vapurlar yanaşıyor içinden sen inmesen de
Saat gecenin üçü ve ben yine sana yazıyorum
Çok uzandı felix
Çok özledim
Takıma alındığımı biliyorsun
Üç gün sonra ilk maçıma çıkacağım
Maça geleceğini biliyorum ama
Bundan emin olmak istiyorum
Görmesen de bu mesajları
Artık dön istiyorum sevgilim
Dön dediğimde döneceğini söyledin
Artık sana ihtiyacım var
Bu yüzden o maça geldiğinde
Lütfen maç sonunda yanıma gel ve sarıl
Şimdi uyuyacağım
Beni uykusuz görmek hoşuna gitmiyormuş
Koça öyle söylemişsin
Bu yüzden sözünü dinleyip uyuyorum
Sen de sözümü dinle ve dön
iyi geceler sevgilim

*iletilemedi*

Alarmı ve evin kapısı ard ardına çalarken sonunda gözlerini aralayabildi Hyunjin. Saate baktığında sabahın yedisi olduğunu görmesiyle telefonunun alarmını kapatıp, başını geri yastığına koydu.
Uyumak istiyor ve rüyasında felix'i görmek
istiyordu.

Kapı usanmadan ardı ardına çalınırken zor da olsa yerinden kalktı ve odasından çıkıp kapıyı açmaya gitti. En büyük korkusu Jisung ile kavga edip burayı psikiyatri kliniği sanan Minhoydu. Kapıyı açtığında burnuna dolan kurabiye kokusuyla gülümsedi. "Günaaaaydm.Hwang Yeji imdadınıza yetişti."

Hyunjin elindeki kurabiye kutusunu alıp, kapıyı kapatacakken Yeji ayağını araya koyarak engel oldu.
Mecburen kapıyı açtığında, Yeji evi inceleyerek içeri girdi. "Ev güzelmiş beğendim."

"Felix içindeyken daha güzeldi." Kurabiyelerini yerken kendini yeniden koltuklara attı Hyunjin.

"Aşk acısı çekeceğin hiç aklıma gelmezdi biliyor
musun abiciğim?"

"Benim de aklıma senin büyüyüp böyle aptal olacağın gelmezdi ama ne yapalım?" Gülerek söylediğinde Yeji eline geçen ilk şeyi, Hyunjin'e fırlatmak isterken eline ilk geçen şeyin avuç kadar bir kedi olduğunu fark etti.

"Bu kim?"

"Brownie."

"Sende de her şeye brownie deme hastalığı var galiba, felix'in saçlarına da brownie diyordun, kediyede brownie diyorsun. Hem sen brownie fazla sevmezdin ki."

Oyun DVD'lerini koltuktan çekip, oturdu Yeji.

"Sana ne? Sevmeye başladım. Hem sen niye geldin?"

"Seni görmeye geldim, bir televizyon programı çıkacakmış yeni rezil hayatlar diye dedim benim abiciğim buna kesinlikle uygun." Kedinin başını okşarken planını nasıl gerçekleştireceğini düşünüyordu Yeji. Bunu bugün halletmesi gerekiyordu.

"Bangchan ve Jisung ne yapıyor? Yaşıyorlar mı?"

"Hayatlardan çıktığından beri akıl sağlıkları yerinde." Yeji ve Hyunjin her zaman böyleydi.

Konuşma şekilleri tartışma gibiydi, insanlar onların bu hallerini izlerken hem eğlenir hem de yorulurdu çünkü asla susmazlardı. "Tamam bensiz oldukları için rezil hayatlara onları da aday olarak göstereceğim. Antrenmanlar nasıl gidiyor?"

Hyunjin omuz silkti. Iyi gidiyordu, çok çalışıyordu. "Iyi gidiyor, hak ettiğimi aldığımı düşünüyorum."

Yeji gülüp, kurabiye kutusundan kurabiye alıp, ağzına attı. "Hak ettiğin yedek kulübesi olunca..."

hey, stupid! | hyunlix Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon