8.Bölüm

2.7K 166 16
                                    

İyi Okumalar...🫶🏻

Güneş ışınları gözlerimi alıyordu, uyanmak istemiyordum. Huzurluydum, çok huzurluydum Cem'in kollarında. Dün sunduğu teklifi reddetmemiştim. Cem saftı, kırılgandı, sevgiden yoksundu.

Beraber uyumuştuk,  bana bu kadar iyi geleceğini bilmeden. Beraber uyumuştuk, yine uyumak isteyeceğimi bilmeden. Beraber uyumuştuk, sabah olacağını düşünüp huzurun biteceğini bilmeden.

"Günaydınnn."

Oldukça neşeliydi, bende aynı şekilde cevapladım onu. Bende neşeliydim çünkü.

"Günaydınlarrr."

Üzerimizdeki yorganı hafifçe itti yan tarafa, gözleri şişmişti. Normaldi. Erken uyumuştuk, çok uyumuştuk.

Önce ben kalktım yataktan, kendisi kalkmadı ama oturdu.

"Kahvaltıya inelim mi?"

 
Omuzlarımı kaldırıp indirdim, gözlerimi duvar saatine çevirdim. Bayağı geç olmuştu, şimdiye kadar kahvaltının yapıldığını düşünüyordum. Dile getirdim düşüncelerimi.

Kafasını salladı iki yana ardından yanıtladı beni.

"Seninle birlikte kahvaltı yapma keyfini kaçıracaklarını sanmıyorum."

Gülümsedim, bana değer veriyordu. Üzerimi değiştirmem gerekiyordu, dolabıma yöneldim. Cem beni izliyordu, her hareketimi kafasına kazımak istiyordu sanki.  

"Arda gitmiştir değil mi?"

Ona bakmadan konuşmuştum, yüz ifadesini göremiyordum.

"Gitmemiştir,  o ailenin bir üyesi gibi. Yani onu çokça göreceksin."

İşte bu hiç iyi olmamıştı, Arda'yla aynı ortamda olmak beni geriyordu. Arda'nın beni tanımıyormuş gibi yapması beni üzüyordu.

"Siz Arda'yla nereden tanışıyorsunuz? Ne gibi bir bağlantınız var?"

Cem'e döndüm tamamen, elimdeki kıyafetleri kaldırdım. Çıkması gerektiğini anlamıştı, benim sorduğu sorudan kaçtığımı da anlamıştı.

"Şimdilik irdelemiyorum, zamanı gelince anlatacağını biliyorum." 

Gülümsedim, bir abi gibi davranıyordu. Abiydi zaten, benim abimdi.

Üzerimi değiştirdim, saçımı taradım. Uzun zaman sonra insana benzemiştim, mutluydum.  Aşağıya inmek istiyor, Arda'nın orada olduğunu bildiğim için geriliyordum. 

Evi yok muydu sanki?

Merdivenleri oldukça yavaş indim, görüş açıma önce yemek masası girdi. Üstü dolu, etrafı boş. Gerçekten beni beklemişlerdi, gülümsedim.

Gülümseyerek girdim salona, herkes uyanmıştı. İçimde oluşan utanç duygusu, umarım yüzüme yansımamıştır.

"Günaydın, keşke beklemeseydiniz. Çok geç oldu."

Oturmamıştım, direkt kahvaltıya geçmek istiyordum.

"Saçmalama Duygu, seni beklemeyeceğiz de kimi bekleyeceğiz?" 

Buğra konuşmuştu, Buğra alaycı bir şekilde konuşmuştu. Cevap vermedim ona, gözlerimi Mertcan'a çevirdim. Bizimle ilgilenmiyordu, hatta benim odaya geldiğimi dahi fark etmemişti.

Cem ellerini  birbirine çarpıp kalktı ayağa, onunla birlikte herkes ayaklanmıştı. Mertcan dışında, oldukça yoğundu sanırım. Hepsinin çıkmasını bekledim. Arda'nın çıkarken omzuma çarpmasını da görmezden geldim. O yokmuş gibi davranacaktım, onun davrandığı gibi.

Ölü Yıllar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin