asrın bedeli sözü

36 6 1
                                    

Gülüşlerin sıralandığı geceden sonra derin bir uykuya gömülmüşlerdi. Boun uzun süredir bu kadar huzurlu bir uyku çekiyordu. Artık sert zeminde uyumak zorunda değildi. Prem'i kollarının arasında kokusunu kalbine kazıyacak kadar hissederek uyuyordu. 

Sabahın ilk saatleri ile gözlerini açtığında Prem'in dikkatini kum saati çekti. Yavaşça kumlar aşağıya süzülüyordu. Nasıl olduğunu çözememişti. Prem'in sesine uyanan Boun'da şaşırmıştı. Prem acele ile yataktan kalkıp kum saatini eline aldı. Yıllardır akmayan kum saatini sonunda kumlarını serpiyordu. Gülümsedi. Elindeki kum saatini Boun'a gösterirken konuştu. 

"Bir ara bunun için ağlamıştım bile. Mucize gibi birden akmaya başladı. Beyaz kumlar koydum içine saf aşkı temsil etsin diye... "

Boun Prem'in heyecanlı heyecanlı konuşmasında kaybolurken aklına gelen şey ile yüzü düştü. Prem kırgın yüz ifadesi ile karşılaştığında konuşmasını durdurdu. Dizlerinin dibinde durup ellerini yüzüne yerleştirdi 

"Ne oldu P'Boun. Kötü bir şey mi var?"

Boun elini Prem'in elinin üzerine koydu. Gözlerindeki endişe ifadesini silmek istedi. Alnına ufak bir öpücük bıraktı. Aklından geçenlerin olmaması için dualar ediyordu. Umarım düşünceleri onu yanıltıyordur.

"Prem kum saati ile ilgile bir tahminim var. Her şeyin başlangıcı olduğu gibi bitişi de var. Bu kum saati bitene kadar sürem var sanırım." 

Prem endişe ifadesi korkuya dönüştü. Boun'un yanından gideceği düşüncesi kalbinin sızlamasına yetmişti. Eğer giderse ne yapardı. ona çoktan alışmıştı. onsuz buralarda yapamazdı. Boun onun hayatına işlemişti. 

"Merak etme Prem. Sana söz. Bu kum saati son kum tanesini dökene kadar yanında olacağım. 100 yıl, Bir asır beklemem gerekse de seni bulacağım." Serçe parmaklarını birleştirdi. 

"Asrın bedelini ödeyeceğim. Söz veriyorum."

Prem sıkıca karşısındaki büyüğüne sarıldı. Derince kokusunu içine çekti. Beraber geçirdikleri günlerin sonunda bunu gerçekten yaşamak istemiyordu. 

Kum saati yavaşça akmaya devam ettikçe günler geçiyordu. Boun artık uykularında geleceği görüyordu. Yanında olmayan Prem'i düşündükçe gözyaşlarını akıtıyordu istemsizce. Uykularından defalarca bu yüzden uyanmıştı. Prem her defasında sıkıca sarılıp yanında olduğunu hissettiriyordu. 

Kum saati sonunda yarılamıştı. Prem'in endişeleri de giderek artıyordu. Boun gideceği düşüncesi ile uzun bir seyahate çıkmak istedi. Onların son gezisi bile olabilirdi sonuçta. Hazırladıkları çantayı sırtlarına takıp olabildiğince eğlenecekleri gezilerine başlamışlardı. 

Fakat yarı yolda yaşadığı baş dönmeleri yüzünden Boun hareket dahi edemeyecek duruma gelmişti. Evlerine geri geldiklerinde Boun gerçekten üzgündü. Prem ona sıkıca sarıldı.

"Sen yanımda olduğun sürece gezmek benim için önemli değil Phi. Sen olsan yeter bana."


RİYAKÂR - Asrın Bedeli-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin