Güneş

39 6 2
                                    

Boun gözlerini açtığında sert zeminde uzanıyordu. Etrafı bir sürü insan ile çevriliydi. Bulanık bakışları netleşmeye başladığında kulaklarına uğultu şekilde ağlama sesleri geliyordu. Prem olduğunu düşündü. Etraftakileri duymuyor gözleri sadece Prem'i arıyordu. 

"Boun lütfen sakin ol. Az önce kalp krizi geçirdin."

Annesinin sesini duyduğunda bakışlarını ona çevirdi. Etrafında sağlık görevlileri ve birkaç iş arkadaşı vardı. Kendisi ise evinin zemininde yatıyordu. 

"Anne Prem. Prem nerede?"

"Prem kim oğlum. İyi misin sen?"

Boun sonunda gelmek istemediği o yere gelmişti. Önceden bir şekilde hayatını sürdürebilirdi. Şimdi ise artık yanında Prem yoktu. Hayatında, kalbinde büyük yer taşıyan o kişi de yoktu.

Boun geçmişte olduğu süre zarfı boyunca derin bir uykudaydı. Annesin ve iş arkadaşlarının aramalarına cevap vermeyince annesi endişelenmeye başlamıştı ve evine gittiğinde oğlunun koltukta öylece uzandığını görmüştü. Seyrek nefesleri ile sadece birinin adını sayıklıyordu.

Boun annesinin büyük ısrarları üzere hastaneye gitti. Doktor bir gece burada kalmasını söylediğinde annesi evinden birkaç parça eşya getirmişti. Tabii ki de kum saatini de istemişti. Boun kum saatini eline aldığında gözyaşlarını tutamadı. Gürültülü ağlayışı koridordan duyuluyordu. Annesi sıkıca oğluna sarıldı. 

"Anne onu bir daha göremezsem. Sözümü tutamazsam."

Günler Boun için oldukça yavaş akıyordu. Bir süre hastanede kaldı. Aklında sadece bir isim vardı. onun hasretinden yemeden içmeden kesilmişti. Serumlar sayesinde ayakta kalabiliyordu. 

Annesi yemesi için tekrardan yemek getirdiğinde Boun camdan dışarısını izliyordu. Yemeği masaya bırakıp eline kum saatini aldı. Daha önce oğlunun evinde bunu görmemişti. şimdi ise asla elinden bırakmıyordu. 

"BBPP de ne demek Boun? Ve bu güneş. Daha önce var mıydı?"

Boun annesinin dedikleri ile şaşkınca arkasını döndü. Elindeki kum saatini hışımla alıp baktı. Bunlar Prem için işlediği şeylerdi. Prem'in evindeki o kum saatine kazıdıkları şeyler...

'Eğer beni özlersen güneş olup geleceğim P'Boun. Asla yalnız kalmayacaksın. Ben yanında olacağım'

Boun gözyaşlarını yanaklarında yerini almasına izin verdi. Demek Prem'in kum saati ne benzemiyordu. Zaten oydu. Aklına gelen şey ile üzerini değiştirmeden koşarak hastaneden uzaklaştı. Her şeyin başladığı o yere doğru... 

Eski antikacının önüne geldiğinde hışımla içeri girdi. İçerideki kişiye seslendi. Belki elindeki bu kum saatinin nereden geldiğini biliyordur. Hayır bilmesi gerekiyordu. 

Bir kaç saniye sonra elindeki bez ile kendisine bakan kişi kendisine yaklaştığında Boun gördüğüne inanamadı. O yüzü bir asır geçmiş olsa bile unutmazdı. Gülümseyerek kendisinde bakan kişi konuştu.

"Geciktin P'Boun."

RİYAKÂR - Asrın Bedeli-Where stories live. Discover now