0.0

1.6K 115 131
                                    

"Doç. Dr. Levi Ackerman'ın odası nerede acaba?" Vezneye soru yöneltmişti genç kadın. Yanında da deli dolu bir arkadaşı vardı. "Üst katta sağa dönün. Adı yazıyor zaten." Gülümseyerek aldığı cevaba karşı gülümsemişti. Arkadaşıyla merdivenleri kullanarak bir üst kata çıkmıştı.

"Doçent falan diyor ya kesin yaşlı bir şey." Hange dalga geçerek konuşmuştu. "Profesör desen anlarım da doçentler o kadar da yaşlı olmuyor." Arkadaşı aydınlanmış bir şekilde kadına bakmıştı. Doçentleri daha üstün sanıyordu.

Odayı aradıklarında Hange ilk bulan olmuştu. "Y/N burada!" Bağırarak koridorun diğer ucundan konuşmuştu. Herkes size bakıyordu. "Rezil insan." Diye sessizce konuştu. Hızla arkadaşının yanına ilerledi ve randevu zamanını bekledi. İçeride olan hasta çıkınca sıra Y/N'e gelecekti. Hasta çıkınca doktorun asistanı da çıkmıştı. "Y/N-" Demeye kalmadan direkt içeri girmişlerdi. Hange'de yanındaydı.

İkisi de içeri girdiği an bir sürelik şok yaşamışlardı. Bu kadar genç ve yakışıklı birini beklemiyorlardı. Hange gizliden Y/N'in kolunu sıkmıştı. Y/N ne demeye çalıştığını anlıyordu. Bu durum beklenmedik bir şeydi.

"Biz Levi Ackerman'ı arıyorduk. Randevumuz ona vardı." Y/N inanmadığı için böyle bir konuşma yapmıştı. Oldukça rezil bir konuşmaydı. "Evet, benim." Soğuk ve mesafeli sesiyle eline taktığı eldiveni çöpe atmıştı. Arkasını dönüp yeni eldiven aldığı sırada tekrar konuştu. "Oturun ve ne olduğunu söyleyin."

Levi eldivenini taktığı sırada iki kadın da itaatkâr bir şekilde direkt oturdular. "Benim... Benim kafamın arkasında ufak bir şişlik var. Sol tarafında. Şişlik yüzünden mi bilmiyorum ama sol tarafı oldukça ağrıyor. Eğilemiyorum, eğilince burnum yanıyor."

Levi yerine oturduğu sırada dikkatlice kadını dinliyordu. "Baş dönmeniz de oluyor mu?" Kadın derin bir nefes aldığı sırada odasının ne kadar temiz koktuğunu fark etmişti. "Evet. Aslında başımın dönmesi her zaman var yeni bir şey değil." Levi ellerini masaya koyarak kadınla göz teması kurdu. "Şişlik ve ağrı ne zamandan beri var?" Hange gülümseyerek ikiliyi izliyordu. "Şişlik ne zamandan beri var bilmiyorum. İki gün önce fark ettim. Ağrı ise bir haftadır var."

Levi kafasını salladı ve tekrar ayağa kalktı. "Benimle gelin." Odasının içinde bir bölüm vardı. Hastalarıyla orada ilgileniyordu. Nöroloji doktoru olduğu için alanı büyük olmalıydı. Y/N, Levi'ı takip etti. Hange ise sırıtarak oturmaya devam ediyordu. "Oturun." Y/N'e muayene masasına oturmasını söylemişti.

Levi o bölümü ayırmak için perdeyi çekmişti. Hange artık onları görmediği için biraz somurtmuştu ama Y/N'den tüm detayları elbette alacaktı. "Size göstereceğim hareketleri yapın." Y/N olumlu anlamda kafasını salladı ve doktorunun gösterdiği hareketleri yapmaya başladı. Kollarıyla yapacağı hareketlerdi.

"Güzel." Levi şu an olacağı durumdan nefret ediyordu. Temas sevmiyordu ve hastasıyla aşırı temas haline geçecekti şu an. Gözlerine bakmak için kullandığı küçük aleti aldı ve Y/N'e yaklaştı. Y/N ne yaşadığını anlamamıştı şu an. Eğer Levi kafasını biraz eğmese dudakları buluşacaktı. Aralarında mesafe bile yoktu. Levi bu durumdan hiç hoşlanmıyordu ama mesleği gereği yapması gerekiyordu.

Y/N ise aşırı stresli şekilde bakmayı bitirmesini bekliyordu. Nefes aldıkça Levi'ın güzel kokusu burnuna doluyordu. Hange sessiz bir ortam olduğunu fark edince tuhaf hissetmişti ve orada neler yaşandığını merak ediyordu. Levi sonunda kendini geriye çekti. "Şişliğiniz nerede onu gösterin." Y/N oturduğu yerde arkasına dönerek eliyle şişliği gösterdi. İkisi de hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Buna mecburlardı zaten. Biri doktor, biri hastaydı.

doctor || levi ackermanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin