final p1

662 63 27
                                    

• zaman atlaması (2 yıl)

Y/N otoparkta bekleyen Levi'a doğru koşuyordu. Onu biraz sinirlendirmişti çünkü uçak biletleri yanmıştı. Levi, vaktinde Y/N'i güzelce kaldırmıştı ama o kalkmamıştı. Kalkacağını söylemişti, Levi hazırlanmaya başlamıştı ama odaya girince onun hâlâ uyuduğunu görmüştü.

"Levi! Bebeğim bekle." Levi onu zaten bekliyordu ama Y/N çok telaş yapmıştı. Bu çift şu an balayına gidiyorlardı. Evleneli 1 hafta geçmişti ve balayı yerleri için anca karar vermişlerdi. İkisi de bu konuda oldukça inatlaşmıştı. Levi Fransa diyordu, Y/N İsveç diyordu. Ama Y/N kabul etmiyordu. Levi zaten oralıydı. Her ne kadar en son uzun yıllar önce orada olduğunu söylese de Fransa elenmişti, Levi onu kırmamıştı.

Y/N arabaya binince Levi hâlâ sinirliydi. Sürücü koltuğunda oturan Levi kafasını sağ tarafa çevirdi. "Y/N." Sert çıkan ses tonuyla sağında oturan kadının ona dönmesini bekliyordu. Y/N şu an yavru kedilere benziyordu, onun yüzünden biletleri yanmıştı. Biletlerin parası Levi için hiçbir şeydi fakat oraya gitme süreleri artmıştı. Şu an uçakta birinci saatlerini yaşıyor olabilirlerdi.

Levi söylenmeye başlayınca Y/N kendini iyice suçlu hissetmişti. Bir hata olmuştu ve bunun için üzgündü, uzatıyordu. Levi'ı susturmak şu an oldukça zordu. "Levi..." Aniden sesi kesilen Levi kucağına oturan kadına baktı. Bunu neden yaptığını gayet iyi biliyordu fakat şu an bu umrunda olmamıştı.

Y/N kollarını kucağında oturduğu adamın omzuna atmıştı, yüzünü biraz yaklaştırmıştı. "Çok büyük bir sorun değil." Y/N biraz sessizce konuşmuştu ve ardından eşinin boynuna öpücükler kondurmuştu. Levi böyle bir şeyi beklemediği için donuk kalmıştı. Kucağında olan kadına itaat edecekti bildiğin. "Eğer o güzel dudaklarını daha fazla yormaya devam edersen..." Y/N kendini küçük Levi'a bastırınca karşısında zor bela yutkunan bir adam bırakmıştı. "Yormaya devam edersen daha büyük sorunlar yaratırım ve umrumda olmaz."

Bunlardan sonra Y/N başını kaldırıp Levi ile göz teması kurmaya başlamıştı. Karşısında olan adam şaşkınlıkla onu dinliyordu. Bir şey demiyordu, tepki göstermiyordu. Eşi onu mest etmişti.
Y/N işini bitirince kendi oturduğu yere geri dönmüştü. "Hadi, gidelim." Levi'a gülümseyerek bakınca o da sırıtmıştı. "Eğer sürersem ne kazanacağım?" Bu sefer külahlar biraz değişmişti. Levi gerçekten çok zeki bir adamdı, hazır cevaptı.

Y/N eşinin yaramazlık yapmak istediğini elbette anlamıştı. Bu sefer de Y/N ne diyeceğini bilmiyordu. Levi'a böyle bir şey yaptığı için kesinlikle ceza alacaktı. "O zaman ona da ben karar veriyorum." Levi otoparktan ayrıldığı sırada Y/N hâlâ konuşmamıştı. Bunu fırsat bilince Y/N kendince daha zor durumuna düşecekti ama Levi oldukça zevk alacaktı.

En sonunda uçağa binen çift derin bir nefes almıştı. Y/N yolculuk sırasında ihtiyacı olacağı bazı şeyleri 3. koltuğa koymuştu. Levi uçakla yolculuk yapacağı sırada tek olsa bile kalan koltukları da satın alıyordu, insanlardan rahatsız oluyordu. Hostes acil durumda yapılması gereken şeyleri anlatmaya başlayınca Y/N pür dikkat dinliyordu. Her uçağa bindiğinde dinlemeye dikkat ediyordu. Levi dinlemiyordu, sıkıcı geliyordu.

Hostes anlatma işini bitirince Y/N eşine döndü. "Neden dinlemedin?" Levi onun olduğu tarafa baktı ve göz teması kurdu. "Ezberledim artık." Y/N gülerek Levi'ın yanağına birkaç öpücük kondurdu ve önüne döndü. "Nereden çıktı İsveç? Şimdi 11 saat oturacağız."
Y/N bıkkın gözlerle ona tekrar dönmüştü. "Fransa 14 saat Levi." Y/N'in söylediği şeyden sonra Levi onun burnunu sıkmıştı. "Olsun, sus." Y/N aklına geldiği şeyle Levi'ı nereden vuracağını biliyordu. "Hem sen Rio de Janeiro'ye gitmemiş miydin? Neredeyse 24 saat süren bir yolculuk." Levi'ın aklına o zamanlar gelince içine sıkıntı düşüyordu. Bir gününü yolculukla harcamıştı. "Aktarmalı olmuştu hanımefendi. Zaten Kuchel istedi diye gittik." Y/N eşinin yanağını tekrar öpmüştü. "Tamam çok konuştun Levi." Levi ona şaşkın gözlerle bakınca önüne döndü.

Şu an akşam saatleriydi, Y/N uyumuştu. Levi onu rahatsız etmemek için sessizdi, sessizce camdan dışarıyı izliyordu. "Levi." Y/N acı bir sesle konuşunca Levi ona döndü. "Kaçıncı saatteyiz?" Saatine baktıktan sonra konuştu Levi. "5. saatteyiz. Ne oldu?"
Y/N kendini tekrar geriye doğru atmıştı. "Of... Oturmaktan götüm uyuştu. Bunun acısına uyandım." Levi kulağında duyduğu fısıltıyla donuk gözlerle eşine bakmıştı. "Lavaboya kadar git, yürümüş olursun. Bir de lavaboda bacaklarını hareket ettir." Y/N kafasını onlayıp lavaboya gitmeye başlamıştı. Aslında durum Levi'a biraz komik gelmişti ama gülseydi Y/N kızardı.

Kısa bir süre sonra Y/N geri gelip yerine oturmuştu. Y/N tam konuşmak için ağzını açınca Levi kafasını ona yaslamıştı. Saçlarında hissettiği eller ile Levi gözlerini kapatmıştı, seviyordu bunu ama o ellerin sahibini daha çok seviyordu. "Saçların uzamış." Levi olumlu anlamda kafasını sallamıştı. "Kötü mü?" Y/N eliyle göğsünde uzanan eşinin alnına vurdu hafifçe. "Hayır. Sana her şey yakışıyor." Levi sadece gülümsemişti. Hayatının aşkını bulmak ona her dakika çok güzel hissettiriyordu.

"Seni seviyorum."

(yazım yanlışı veyahut noktalama işareti sorunu olabilir. kontrol edilmemiştir.)

doctor || levi ackermanWo Geschichten leben. Entdecke jetzt