12

482 59 20
                                    


Ellerini birbirine sürten Jeongin omzundaki düşmeye meyilli çantasını zar zor taşırken omzundaki ağırlığın azalmasıyla duraksadı.

"Ağır görünüyor."karşısındaki gülen çocukla göz göze geldiğinde olduğu yerde dikleşmiş,boğazını temizlemişti.

"Günaydın Chan."

"Günaydın.Hava soğuk,daha fazla beklemeyelim dışarda.Üşütürsün."

Gülümseyerek Jeongin'in çantasını omzuna atan Chan,Jeongin'in belinden iterek yürümesini sağlarken Jeongin bu küçük temasla olduğu yerde zıplayıp çığlık atmak istiyordu.

"Teşekkür ederim."Jeongin,Chan tarafından sırasına koyulan çantayı açarken konuştu.Chan çok nazik ve naif bir insandı.

"Önemli değil.Uzaktan gerçekten can çekişiyor gibi duruyordun."kıkırdayarak söyledi Chan bunları.

Jeongin heyecandan titreyen ellerini belli etmemek için ceplerine sokarken bir yandan konuşuyordu.

"Ben bir kantine ineyim.Sabah bir şeyler yememiştim.İstersen birlikte gidelim?"beklentiyle kendinden uzun olan büyüğüne bakışlar atarken Chan söze atıldı.

"Benim biraz ders çalışmam lazım.Ders başlayana kadar yapmadığım ödevleri yapsam iyi olur.Sana afiyet olsun."Reddetmenin vicdan azabını çeken Chan kendine söverken karşısındakinin kırılmış tebessümünü fark edince tırnaklarını avuçlarına geçirdi.

"Peki.Sana iyi dersler."dedi ve sınıfın kapısından çıktı.

"Dersime sokayım."diye kendine söylendi Chan.

_

"11'lerdeki Chan Hyung'un sevgilisini gördünüz mü?"yemekhanede öğle yemeği için aynı masada oturmuşlardı Jeongin ve 10.sınıflar.Söyledikleri şeyle yüzünü düşüren Jeongin bunun gerçekliğini kendi içinde sorguluyordu.Gerçekten aşkından ölüp bittiği Chan'ın sevgilisi mi vardı?

"Gördüm.Güzel kız ama şimdi yalan yok.Chan Hyung'la geçen gün kafedelerdi.Fazla samimiler.Sevgili oldukları kesin."tamam.Bu kadar yeterliydi.İnanmıştı.Gözlerinin dolduğunu hissetmiş ve masadan kalkmıştı.

Canı acımıştı.Kendinden çok değer verdiği Chan'ın kız arkadaşı olduğunu öğrenmişti.Biliyordu böyle bir şeyle karşılaşacağını.Eğer hislerini daha fazla içinde tutmak yerine ona söyleseydi belki bir şansı olabilirdi.Ama elinden kayıp gitmişti.

Hızlı adımlarla yemekhane merdiveninden inerken gördüğü Chan'ı ve yanındaki ondan oldukça kısa kızı gördüğünde ne yapacağını bilememişti.Boşlukta gibiydi.

"Jeongin?İyi misin?İyi gözükmüyorsun."Chan'ın endişe dolu sesine yapmacık bir gülümsemeyle cevap verdi Jeongin.

"Sorun yok.Alerjim tuttu."

"Yapabileceğim bir şey var mı?Revire gidelim mi?"Chan yardım etmek için direnirken yanındaki kız iğneleyici bakışlarını Jeongin'in üstünden çekmiyordu.

"Sadece alerjisi tutmuş Channie,hem biz gidelim hadi yemek sırası uzun gözüküyor."kızın kulak tırmalayıcı sesini işiten Jeongin orada oturup ağlamamak için kendini zor tutuyordu.Sanırım gerçekten Chan'ın kız arkadaşı vardı.

"Sejiyo sen istersen geç sıraya ben daha sonra gelirim."

"Channie hadi ama.Sadece alerjisi varmış abartma.Hem kendisi de istemiyor baksana."

Chan gözlerini Jeongin'e dikmiş 'Geleyim mi?"der gibi bakarken Jeongin artık dayanamayıp konuştu.

"Sen git Chan.O haklı.Sadece alerji.Afiyet olsun size."dedi ve boş koridorda yürümeye başladı.Artık serbest bıraktığı gözyaşları yüzünü ele geçirirken canı yanıyordu.Nasıl olmuştu bir anda?Beklenmedik bir anda.Oysa ki iyice umutlanmıştı.Duygularını söylemeyi bile planlamıştı.Ama artık geçti.Erken davranmalıydı.

_

platonic and christmasWhere stories live. Discover now