17

385 55 5
                                    


"Ne?"soğuğun ve Chan'ın az önce ağzından dökülen cümleyle titremeye başlayan Jeongin sadece bunu söyleyebilmişti.

"Bak,gerçekten uzun zamandır seninle bunun hakkında konuşmak istiyordum.Zamanı şimdiymiş."Chan,Gaon'a gelen mesajı yanlışlıkla gördüğü için hislerini açtığını söylemek istemişti ama biliyordu ki eğer bunu dile getirirse Jeongin utanabilirdi.Chan bunu asla istemezdi.

"Ben,"bir süre gözlerini kapatıp nefes aldı Jeongin.

"Ben ne diyeceğimi bilemiyorum.Aslında,yarın seninle konuşmak için Gaon'a mesaj atmıştım.Gitmekten hoşlandığın yerleri sormuştum."gülümsedi. "Bende sana aynı şeyleri söyleyecektim."sonunda duygularını açtığına sevinen Jeongin kafasını kaldırdığında sırıtan Chan'ı görünce elleriyle yüzünü kapattı.

"Yah! Hadi ama."Chan ellerini,elleriyle yüzünü örten Jeongin'in ellerine çıkardı ve Jeongin'in yüzünü açtı.

"Dün neden yemekhaneden çıktığında öyleydin?Alerji gibi durmuyordu pek."diye sordu Chan.

"10.sınıflarla aynı masadaydım.Konuşurlarken duydum.Senin Sejiyo ile sevgili olduğunu söylüyorlardı."galiba biraz hislerinden bahsetse iyi olurdu."Ben senden yaklaşık iki üç yıldır hoşlanıyorum.Ve bu biraz bizim arkadaş grubumuzda alay konusu oldu.Ben senden kocam diye falan bahsediyordum.Takıntılı falan diyorlardı bana.O derece."Jeongin bir süre durdu.Sorguladı sözlerini.Biraz fazla mı açmıştı kendini?Ama jeongin böyleydi.Kendini tutamaz,hemen konuşmayı büyütürdü.

"Bizdede senin adın çok geçti."dedi Chan tebessümünü gözler önüne sererken.

"Jeongin,"Chan ayağa kalkıp Jeongin'in yanına oturunca söze girdi.

"Nasıl söylenir bilmiyorum.Bir iki yıldır hisler beslediğim çocukla bu kadar yakın olmam...Ah,cidden şaka gibi.Ben artık düz arkadaş gibi takılmak istemiyorum.Ben bir ilişkimiz olsun istiyorum.Sakın zorladığımı düşünme.Sen ne dersen ona göre hareket edeceğim.Zamanla olacak her şey değil mi?"Chan kurduğu her yeni cümleyle daha da batıyor,heyecanını koruyamıyordu.

"Sen deli misin?Ben bunun için kaç defa kendimi gaza getirip geri adım attım biliyor musun?Chan,cidden.Çok güzelsin."dedi Jeongin,Chan'ın soğuk ellerini tutarken.

"Kocanım artık o zaman?"dedi dalga geçer gibi Chan.Duyduğu şeyle Chan'a hafifçe vuran Jeongin kıkırdadı.Hayalleri Felix'in dediği gibi cidden gerçek oluyordu.

"Hannah her gün gelip bana seni soruyor.Keşke o hediyeleri almasaydın."

"Kız kardeşinle aramın senden daha iyi olmasını kıskanma Bang Chan."Chan gözlerini büyütüp Jeongin'e bakarken ikiside gülümsedi.Banktan kalkmış yan yana yürürken Jeongin ceketini burnuna yaklaştırıp kokladı.

"Bak,senin hediye ettiğin parfümlerden birini sıktım."dedi ceketinin yakasını Chan'a uzatırken.Chan eğilip ceketi koklarken konuşmaya başladı.

"Ben senin kendi kokunu daha çok seviyorum.Parfüme gerek yoktu aslında."

"Kendi kokumu nerden biliyorsunuz bayım?"

"Bilirim ben."

İkili gülüşüp dururken Jeongin'in evine geldiklerini fark ettiler ve birbirlerine baktılar.

"Böyle bir şey yaşanacağını tahmin etmemiştim.Daha farklı şeyler bekliyordum."dedi Jeongin gözündeki gözlüğü düzeltirken.

"Bende.Eve gidince Gaon'dan bir ton azar işiteceğim.Onu tatlı yaparken yalnız bıraktım.Tekmeleyecek beni."

"Haketmişsin sende."dedi Jeongin gamzelerini ortaya koyarken.

Chan,Jeongine sanki ayrı bir evrenmiş gibi bakarken Jeongin yerinde yükselip Chan'a bir buse armağan etti.Dudaklarındaki baskıyı hisseden Chan anlık olarak gözlerini kapatmış,kısa süren şokun sonlanmasıyla gözlerini tekrardan açmıştı.Ayrılan dudakları tekrar birleşmek için isyan ederken Jeongin arkasına bile bakmadan kaçmıştı.Utanmıştı.

Chan,Tanrı'ya şükretti.Sonunda sevdiği çocukla mutlu olduğu için defalarca teşekkür etti.Umdu.Bunun böyle devam etmesini büyük bir beklentiyle umdu.Ki öyle de olacaktı.Mutlu anların başlangıcı tekrardan geri dönüyordu onlar için.

_

platonic and christmasWhere stories live. Discover now