Cahil Cesareti (Dunning-Kruger) Sendromu

20 12 0
                                    

Toplum olarak hastalıklarımızdan biri de cahil cesareti sendromudur. "Cahiller cesur olurlar" buyurmuştur sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v). Cahillik kısaca "neyi bilmediğini bilmemektedir." Cahil cesareti olan birinin matematikten sanat tarihine, politikadan sağlığa kadar her alanda üstün fikirleri vardır!

Her şeye hazırlıklıymış gibi davranır.

Hakkında hiçbir fikri olmadığı ve öngöremediği olaylar karşısında bile sanki bu olayı yıllar öncesinden görmüş de ona göre davranmayı seçmiş gibi bir tavır alır. Bir konu üzerine okuduğu sadece bir kitap ya da izlediği bir film sayesinde kendini o konunun uzmanı zanneder. O konuda doktora yapmış bir insanla bile tartışacak kadar özgüveni vardır. Ama savunduklarının arkasını dolduracak kadar bilgiye sahip değildir. 

Sadece kendi doğruları vardır. Karşısındakinin fikirlerini dinliyormuş gibi yapar. Kısacası insanı sadece çıldırtır. Böyle biriyle girdiğiniz herhangi bir tartışmada cevap hakkı bile bulamazsınız. Bizde 'Cahil Cesareti' tabiriyle yer edinen Dunning-Kruger Sendromu da bunu açıklıyor. 

Bulundukları yeri hak etmediklerini düşündüğümüz insanların nasıl olup da çok iyi yerlere gelmiş olduğunu açıklamaya çalışan bir araştırma sonucu ortaya konmuştur ve 2000 yılında psikoloji dalında Nobel Ödülü kazanmıştır. Bu psikologların yaptığı deney, bilgili kişilerin alçak gönüllülük gösterdiğini, az bilgiye sahip olan kişilerin ise cahil cesareti göstererek sürekli öne çıkıp atılgan olduklarını kanıtlamıştır.      

Bu kişiler hem bilgisiz ve beceriksiz, hem de bu durumun hiç farkında değil ya da kabullenmek istemiyorlar.

Herhangi bir konuda uzmanlık için asistanlık yapan biri ilk başta bu sendromu hep yaşar. Gördüğü azıcık tecrübeyle bildiği üç beş şeyle zanneder ki her şeyi çözebilirim. Ama tecrübesi arttıkça, öğrendikçe görür ki kendi durumu devede kulak misali ve tecrübe arttıkça olgunluk artar, bilmiyorum demeye başlar insan. Bilmiyorum veya bu konuda yeterli bilgiye sahip değilim, bir fikrim yok diyebilmek büyük bir olgunluk ve kimse böyle dediği için zarar görmez asla.    

"Okudun ettin ne bildin" demişler, "haddimi bildim" demiştir Hz Mevlana. "İlim kendini bilmektir, sen kendini bilmiyorsan okuduğun boşadır" demiştir Yunus Emre'miz. "Bir kitap okuyan her şeyi bildiğini zanneder, ikinci kitabı okuyan kuşkuya düşer, üçüncü kitabı okuyan hiçbir şey bilmediğini anlar" demiş Frederick Pollock. "Bildiğim bir şey var, o da hiçbir şey bilmediğimdir, erdem neleri bilmediğini bilmektir " demiş Sokrates.

Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır" demiş Bertrand Russel. Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan, yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et demiştir Descartes.

Yerini vaktinde terk etmeyi bilmek, gerçek olgunluktur, sadece acizler kalmakta ısrar eder diyen Victor Hugo, bizim asıl sorunumuzu ne kadar güzel özetlemiştir. Cesaret ayağa kalkıp konuşabilmek olduğu gibi, cesaret aynı zamanda oturup dinlemesini de bilmektir. "Haddini bilmedikten sonra çok şey bilmek bir işe yaramaz" cümlesi, cahil cesareti olan insanlara söylenecek en güzel cümle.  

Cahil cesareti aynı zamanda kibirle ve inatla birlikte olan bir hastalık. Çünkü bilmediğini kabullenememe durumu mevcut. "Cehalet her zaman, kendisine hayran olmaya hazırdır" cümlesini kuran Sache Guitry, cahillerin yarım yamalak bilgileriyle kendileriyle gurur duyduklarını tespit etmiştir. 

En koyu cehalet, hakkında hiçbir şey bilmediğin bir şeyi reddetmektir. İşte asıl cahillik budur. Çünkü insan her şeyi bilemez. Cahilliğin eyleme geçişinden daha korkunç bir şey yoktur tespitini yapan Goethe, cahil cesareti hastalığını dile getirmeye çalışmıştır aslında. Öğrenmek pahalıdır; ama cehalet çok daha pahalıdır diyen ünlü düşünür, cahil cesaretinin yol açacağı zararları düzeltmenin ne kadar zor olacağını bildirmiştir. Çünkü zalimlerin çarkı, cahillerin çalışmayan kafalarıyla ve biliyoruz cesaretiyle yaptıkları tercihleri ile döner. Cahil sual sormaz. "Cahilin cahilliğini kanıtlamak kolaydır fakat ona itiraf ettirmek güçtür" demiştir Hz. Ali.          

Cahil cesareti olan birini iş başında görmekten daha korkunç bir şey olamaz.  Cahil aynı zamanda egoisttir. Ufak başarıları çok dillendiren ve her zaman ön planda olmak isteyen kişiler, bu sendromun gözlendiği karakterlerdir ve genellikle agresiftirler, tartışmak pek mümkün değildir. Bu agresifliğin altında yanlış yapmalarının mümkün olmadığı inancı yatıyor. 

İnandıkları, kabul ettikleri şeyler kanun niteliğindedir ve bunun aksini savunuyorsanız muhtemelen tartışmaya değer görülmezsiniz. İnsanlığın belli bir seviyenin ötesine geçemeyişinin, bazı kültürlerin ise asla ilerleyemeyecek olmasının altında yatan temel sebep olarak bile görülüyor bu sendrom.  

Uyduruk üniversite, uyduruk lise eğitimiyle yarım yamalak şekilde herkese yüksek tahsile kadar eğitim verilip cahil bir nesil yetiştirilirse cahil cesareti hastalığı olan insanların sayısı gitgide artacaktır.       

"Her şeyi bilmene gerek yok, haddini ve nerede duracağını nerede susacağını bil yeter" derdi hocalarımız. Birçok şeyi yarım bilmektense hiçbir şey bilmemeyi tercih ederim cümlesi, bu hastalıktan kurtulmak için unutulmaması gereken bir cümle olmalı. 

Bilmeyip de bildiğini sanmak tehlikeli bir hastalıktır. Şuan bizlerin en kötü hastalıklarından biri de budur maalesef. Bilmek bir şeyi öğrenmek ya da ezberlemek değil, sebep sonuç arasındaki ilişkiyi kurabilmektir. Bu basit ilişkiyi kuramayan bizler, bir türlü durumumuzu düzeltememekteyiz, hak ettiğimiz güzellikleri, zenginlikleri ve mutluluğu yaşayamamaktayız.  

Bu sendromu yenebilmek için daha fazla dinlemek, daha fazla okumak ve daha az konuşmak gerekiyor. Öğrendikçe ne kadar az şey bildiğimizi, bilmediğimiz ne kadar çok şey olabileceğini düşünüyorsak doğru yoldayız demektir.

Yazar:
Dr. Ali Konukseven

Araştırma ve Makaleler 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin