[⽝] 𝐖𝐇𝐀𝐓 𝐈𝐒 𝐋𝜪𝐕𝐄 𐃘ᑲᥲjі𝖿ᥙ𝘺ᥙ

çileklere doydum teşekkürler

Chifuyu sinirli hemde fazlasıyla, Baji'nin acelesi tüm adamlarını tir tir titremesine neden olurken, Chifuyu her saniyede bir sinir damarının dışarıya vurduğuna emin.

Baji kısa bir süre kaldığını farketti, eğer akşam ondan önce evine - toman'a ait gökdelene- ulaşamazsa biricik eşinin sıcak kollarında değil salonda tek başına uyumak zorunda kalacak.Ve bu liderin en çok nefret ettiği, üzüldüğü noktaydı.

Tokyo'ya gelişinin üzerinden kısa bir süre geçmiş Shibuya'da çilekli patbingsu arıyordu.
Eğer çilekleri yeteri kadar iyi değil veya sayısı eksik ise Baji'nin sonu olurdu.

Chifuyu yemek konusunda gerçekten acımasız.Chifuyu'nun bu yemek takıntısı hamilelikten kısa bir süre sonra başladı, kişilik değiştirmiş gibiydi.Asla yemek konusunda seçiçi olmayan peyoung yakisoba'nın yarısını yemeğe razı olan genç sevgilisi gitmiş arzularının yolunda koşan sevgili eşi gelmişti.Eşi her ne olursa olsun Baji onu sevecek ve değer verecketi.

Baji adamlarına daha hızlı sürmesini emretti.
Adam tedirgin ve boynundan boncuk boncuk ter döküyordu eğer Chifuyu, Baji'nin çalışanlarına bu kadar sert olduğunu öğrenirse haklarını savunmak için yatak ambargosu uygulayacaktı.

Ancak bu başka bir hikayenin konusu.Bu gece canı yanacak olan birisi var ise o Baji Keisuke.

İstediği aile restoranına dikkatlice baktı, bu Chifuyu'nun küçüklüğünden beri gittiği aile lokantısıydı.En iyi tatlıları -chifuyu'ya göre- onlar yapardı.Tek sıkıntı bu restoran şehir diğer öteki ucunda olmasıydı, zaman bu nokta da Baji'ye düşmandı.

Baji, usta şefe tedirginlikle bakıyor.Kaşları çatık, korkunç aurası tüm restorantı geriyor.

"Tam olarak on altı tane çilek var değil mi ?"

"Evet, efendim."

Baji milyonuncu kez saydırdığı çileklere dikkatlice baktı. Çevresindekiler Baji'ye biraz acıma birazda ufak bir tebessüm ediyordu.

"Hepsi doğal?"

"Tabi ki efendim, patbingsu yaparken kullandığımız tüm ürünler doğal ve sağlıklıdır."

Yanına getirdiği Mikey olumlu bir bir yüz ifadesine büründü, son kez tadım testini tatlılar konusunda uzman olan Mikey'e bıraktı.Eğer Mikey tadı beğendiyse bu iş olmuş demektir ancak şeker miktarı Baji'yi gerginliğe sokuyordu.

Geçen sürede Baji son hızda evine doğru sürmelerini emretti. Bu noktada Chifuyu Baji'nin geciktiğini düşünerek kendi tatlısını kendisi yapmaya karar verdi.

Büyük televizyonu kapattı, yüksek binaların parıltısı, uzaktaki evlerin lambaları dikkatlice inceledi hepsi yanıp sönen yıldızlara benziyordu, kalbi yavaş yavaş ısındı hayran kaldı.Baji'yi bütün kalbiyle seviyordu, ona böyle bir yaşam sunma fırsatı verse de en büyük nimetten kendini ele koyuyordu.

Baji'nin işleri aralarına girmesinden bıkmıştı.Ne var yani biraz baş başa vakit geçirseler? Her şeyi unutup birbirleirni sevmeye odaklansalar. Bu zenginliği tadı çıkmıyordu sevdiği adam yoksa eğer.

Giydiği her kıyafet Baji'nin dokunuşlarını hatırlatıyordu ve anılar gözünün önünde
geliyor durup dururken gözlerinin sulanmasına cam gibi parlamasına ve eşine olan özlemin huzursuzluğu artıyordu.

Dudaklarını büzdü ve ısırmaya başladı.Hayır, hayır böyle saçma bir sebepten dolayı ağlamamalıydı Aslında saçma değildi, neden eşiyle vakit geçiremiyordu, neden zamanında beraber olamıyorlardı.Hayatlarının baharında değiller miydi? Şimdi en güzel anıları biriktirmek varken neden ayrıdıylar? Göz yaşları damlalar halinde ipeksi dokunuşa sahip yanaklarını öperken, burnunu çekti Chifuyu.