18. bölüm

411 31 42
                                    

Lee Minho sevdiği adamın yaptıklarının bedelini kendi canıyla ödemişti. Ardında onu da götürerek her şeyi temizledi...

- 🗝 -

"Hyunjin... Hyunjin.. Hyunjin..." klon Felix'in bir kaç kere üst üste kendi ismini tekrar etmesiyle onun dudaklarını öperek susturdu klon Hyunjin. Ardından kaşlarını çatarak sordu. "Neden ismimi söyleyip duruyorsun?"

Felix gülümsemesini durduramıyordu. Hyunjin'in kollarının arasında, çıplak bedenleri birbirine temas ederken tüm sıcaklığını hissedebiliyordu. "Rüyamda seni gördüm." Dedi.

"Rüyanda beni gördüğün için mi gülüyorsun?" Diye sordu Hyunjin. Bakışları o kadar derindi ki herhangi birine bile öyle baksa utançtan erirdi. Felix'te öyle hissediyordu. Kollarını Hyunjin'in beline bağlayıp onun göğsüne sıkıca sokulurken yüzünü gizleyip "sanırım aşık oldum..." dedi.

"Oh utanmayı da biliyorsun." Hyunjin'in onun kızaran kulaklarına dokunurken gülümseyerek söylediği şeyle başını oradan kaldırmadan ekledi. "Utanmak böyle bir şey mi? İnsani duygular çok rezil hissettirse de hissettiğim en güzel şey sanırım."

"Sana insan gibi hissettirebiliyorum demek? Aynı bir insan gibi mutlu oldum şimdi." Dedi Hyunjin. Ardından Felix'in sonunda başını kaldırıp sırtını yatağa yaslamasıyla ekledi. "Biliyor musun? Bir insan olduğumuzda sadece bu kocaman evde vakit geçirmemize gerek kalmayacak. Diğer insanların da yaptığı gibi gerçek bir randevuya çıkmak ister misin?"

"İsterim tabii! Ama... bu evde de gayet güzel vakit geçiriyoruz bence."

"Korkma Felix, başımıza orada bir şey gelmez." Dedi Hyunjin. Felix'in aslında istediğinin farkındaydı. Yandaki çekmeceye uzanıp bir bilet çıkardı ve Felix'e verip ekledi. "Cadılar bayramı, biliyorsun. Gece yarısı büyük bir alışveriş merkezinde parti verilecekmiş. Bileti alan herkes katılamaz, yalnızca biletinde içeriye alınmak için verilen parolaya sahip olan kişiler girebilecek. Yani rastgele insanlar olacak sadece."

"Pekii, sen parolayı tutturmuş musun?"

"Hayır... ama özel bir bilet satın aldım. Birnevi işimi şansa bırakmadım." Hyunjin'in dediğiyle kıkırdadı Felix, ardından dudaklarını büzüştürürken konuştu. "Ama bence çok dikkat çekeriz. İnsanlardan farklı olduğumuz giyimimizden bile belli."

"Herkes gibi görünürüz o zaman." Dedi Hyunjin. Ardından Felix'in elini tutup kalktı ve giyinip aşağı gelmesini söyledi. Kendisi de üzerine bir gömlek geçirmişti sadece. İkisi de arabaya bindikten sonra orta gelirli insanların alışveriş yaptığı bir mağazaya sürdü arabayı.

Mağazaya girdiklerinde tüm çalışanların dikkatini çekmişlerdi. Hyunjin'in pahalı, parlak ayakkabıları ve zengin bir iş adamı olduğunu belli eden kaliteli takımı, Felix'in de Hyunjin'in kendisi için aldığı gösterişli kazağı ve kumaş pantolonu, ikisinin de üzerine dikkatlerin çekilmesine yeterliydi. Çünkü burası öyle insanların geleceği bir yer değildi.

Çalışanların kendileri ile en iyi şekilde ilgilenmeleriyle alışverişlerini tamamlamışlardı. Hyunjin bol, kot bir kargo pantolon ve üzerine siyah bir sweat giymişti. Parlak ayakkabılarını da spor, gösterişsiz ayakkabılarla değiştirdi. Felix ise siyah bir bahçıvan tulumu, onun içine de zebra desenli bir kazak giymişti. Bir de bilekli spor ayakkabıyla kombinini tamamlamıştı.

Mağazadan çıktıktan sonra ikisi de bir garip olmuştu çünkü birbirlerini böyle görmeye alışık değillerdi. Hyunjin ağır takım elbiselere, Felix'te ilgi çekici korse, zincir ve kemerlere alışkındı. Böyle giyinmek onlara genç hissettirmişti.

US AND THEY/ HYUNLIXWhere stories live. Discover now