31; seni azat ediyorum...

957 125 135
                                    

(keyifli okumalar,,

şarkı dinlemek isterseniz bu bölüme sza'in yeni albümünden blind yakışır diye düşünüyorum, ben onu dinleyerek yazdım.

yazdığım diğer bölümlerden bir tık daha uzun bir bölüm oldu, oylarınızı yorumlarınızı hak ettim.)

31; Seni Azat Ediyorum...

İki günün ardından birbirlerini görecek olmalarının heyecan ve gerginliğini yaşayan tek kişi jimin değildi elbette, jungkook ömrünün en yavaş ve müşkül geçen iki gününü yaşamanın ardından büyük bir talep ve beklentiyle okula geldi, filhakika çocuk, oğlanı o evde gözleri yaşlı, perişan hâlde bırakıp gittiği andan beri onu ve kurtulduğunu sandığı arkadaşlıklarına duyduğu özlemi, muhtaçlığı düşünüyordu. Karmakarışık hissetmekten kendini alamıyordu, yarışmaya gitmesine engel olduğu için ona öfke doluydu, bir insanın değer verdiği birine bu zararı nasıl verebileceği konusunda uzun uzun düşündü, oğlanın istediği olmayınca gözünün nasıl döndüğünü birçok kez deneyimlemişti ancak bu kadarını tahmin edememesi normaldi, veya değildi, bunu bile bilmiyordu, kafası çok karışıktı, karışıktı çünkü ona duyduğu öfkenin ardına gizleyemediği derin bir özlem vardı, işte bunu kabullenemiyordu, şu durumda ondan nefret etmesi, onu hayatından bir çırpıda silip bir daha aklına bile getirmemesi gerekiyordu fakat bu o kadar mümkün görünmüyordu ki çocuk asıl buna sinirleniyordu, her saniye aklındaydı, okula neden iki gün gelmediğini düşünüp duruyor, deli gibi onu görmeyi, onu öpüp utanışını seyretmeyi, onun ilgisine mazhar olmayı arzuluyordu.

Oğlan sınıfa girene dek oğlanın kendisine yaptığı zorbalıkları ve tüm hatalarına rağmen ona duymaktan geri duramadığı hasreti sorguladı, ne vakit ki oğlan o uyumaktan şişmiş suratı ve bilinçsizce attığı adımlarıyla sınıfa girdi işte o an çocuğun kafasındaki tüm soru işaretleri yok oldu gitti, aklında yalnızca bir itiraf dolaşıyordu: jimin'den hoşlanıyordu. hatta ona tutulmuştu.

Jimin, arkadaşının yaşadığı akıl tutulmasından bihaber, uykulu bir vaziyette sınıfa girmiş bulundu, dün akşamki iki doz sakinleştiriciden sonra ilk iki dersi kaçırması işten bile değildi, babası onu o kadar zor uyandırmıştı ki, yarım dozdan fazlasını aldığını anlaması da kaçınılmaz oldu, oğlunun uyumak için yalvarmasına kulak asmadı çünkü okula ne kadar zorlanarak giderse babasının sözünü dinlemesi gerektiğini o kadar anlayacağını düşünüyordu, öyle de oldu, oğlan bir daha bu kadar fazla ilaç almamaya ant içerek yola düştü, kafasında müthiş bir ağrı ve inanılmaz boyuttaki uyuma isteğiyle sırasına vardı, başını sıraya koymasının ardından yarım dakika içinde kendini uykunun kollarına bıraktı. Bu sırada arkadaşının kendisini büyük bir merakla izlediğini fark etmemiş, onu görmemişti bile ve bu görmezden geliş arkadaşının canını daha da sıktı, bilinçli bir şekilde ilgilenmediğini sanmıştı.

Oğlan, bugünü ve bundan sonraki birkaç günü aşağı yukarı bu şekilde geçirdi, akşamdan bir doz sakinleştirici aldığı için okula uykulu geliyor, günün yarısında uyuyordu, öğretmenler başta azarlayacak oldu fakat müdür, bu durumu bir süre mazur görmeleri gerektiğini bildirdiği için sessiz kaldılar, bu konuyu müdürle konuşan elbette oğlanın babasıydı, oğlunun zor bir süreçten geçtiğini ve bu süreçte ne yazık ki ilaç kullanmak durumunda kaldığını söyleyip öğretmenlerin idare etmesini talep etti. Mamafih müdür en nüfuzlu velisinin isteğini seve seve kabul edince oğlan rahatlıkla okula uyumaya geliyor göründü, son derslerde uyanıp etrafta mahmur bakışlarını dolaştırıyor, ön sırasında kendisine bir şeyler anlatan yewon'la hasbihal ediyor, yan sıradaki arkadaşıyla ise asla ilgilenmiyordu.

Bu ilgisizlik arkadaşı için başlarda sinir bozucu olsa da bir haftanın ardından onu sancılı bir sürece soktu, jungkook kendini kafayı yemek üzere görüyordu, hatalı ve haksız olanın oğlan olmasına rağmen hayatına devam edebilen kişinin de o olmasına tahammül edemiyordu, peşinden koşmasını istiyor hatta buna ihtiyaç duyuyordu çünkü ancak bu şekilde onunla barışabilirdi, evet bir haftanın ardından onunla barışma hayali kurmaya başlamıştı ve bundan gocunmuyordu, yalnızca âşık olmanın böyle aciz hissettiriyor oluşunu sindirmekte zorlanıyordu, demek aşk böyle gururdan bihaber, mantıktan bu mertebe uzak bir illetti, her şeye rağmen, "dayanılmayacak bir güçlük değil," diye düşündü, "ondan gelecek her müşkül vaziyete razıyım, yeter ki onun da gönlü gönlüme değmiş olsun."

shameless friend,, kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin