Yeni hikayeye başladım dilerseniz ona da bi göz atabilirsiniz
Yazım yanlışları için kusura bakmayın.
Hayalet okuyucu istemiyorum lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin🙏🏻
Sınır: 5 vote 20 yorum
-
Utancım yerli yerindeyken kahvaltımızı otelin restorantında yapmıştık sonrasında Alazla biraz otelin çevresinde dolaşıp tekrar Alazla odaya çıktık.
Alaz odaya çıktığımızda üstümü giyinmemi söylemişti. Ben beğendiğim üç elbiseyi de alıp banyoya doğru ilerledim. Alazda odada üstünü giyinecekti. Banyoya girmeden önce aklıma takılan şey ile Alaza döndüm. "Balo nasıl olacak yanii açık bir elbise giysem çok abes kaçar mı?" Dedim koltukta oturan Alaza bakarak. "Istediğin gibi giyinebilirsin abes kaçmaz ama üşümemen için biraz daha kapalı bir şey giyinebilirsin" dedi ilgiyle. "Abes kaçmayacağina sevindim" dedim direkt. Arkamı dönüp banyoya girdim.
Üzerimdekilerden kurtulup ilk elbiseyi denedim. Siyah uzun derin yırtmaçlı kalem bir elbiseydi.
İkinci elbiseyi denedim sırt dekoltesi vardı gögüs dekoltesi hiç yoktu boğazlı mini siyah bir elbiseydi. Elbisenin eteklerinde demirler vardı.
Üçuncü ve son elbisey de denedim. Güzel bir elbiseydi ama bunu giyersem gerçekten rahat edemeyeceğimi biliyordum. Uzunkollu kolları dantelli parlak ve gerçekten fazlasıyla derin yırtmaçlı bir elbiseydi. Bunu giymem için iç çamaşırımın iplerinin ince olması gerekiyordu çunkü elbisenin yırtmaci kasıklarıma kadar yükseliyordu.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Elbiseyi giymeyecektim ama üzerimden çıkartmadan önce Alaz'ın görmesini istiyordum. Banyounun kapısını açarak odaya girdim. Alaz bakışlarını kapının açilma sesiyle bana çevirmisti. "Nasıl?" Dedim otuziki diş sırıtarak. Ayağa kalktı yanima doğru gelirken gözlerini gözlerimden ayırmamıştı.
"İzel" dedi birden o garip tınıyla çıkan sesiyle. "Hım" dedim bana daha fazla yaklaşan Alaza bakarak. "Bazen gerçekten insan kendini zor tutuyor" dedi. Neyden bahsettiğini anlamamıştım."Neyden, zor tutuyor" dedim kaşlarımı kaldırarak. Yutkundu. "Sana dokunmamak için zor tutuyorum işte kendimi İzel" dedi bakışlarıni gözlerimden hala çekmemişti. Kalbimin atışı hızlandı. Bir adım daha attı.
Bir adım geriledim. Güldü. Bir adım attı bana karşilik olarak. Dudaklarım yukari kivrılmamak için zor dururken bende bir adım tekrar geriledim. "Oyun mu oynuyosun İzel" dedi bakışlarını nihayet gozlerimden ayırarak. Bakişları dudaklarima indi ardindan topuklu ayakkabilarima kadar gezdirdi bakışlarini üzerimde. Rahatsız olmamıştım. "Oyun mu?" Dedim çatallaşan sesimle. Boğazımi temizledim. "Ne münasebet canım yok öyle bir şey" dedim. Alaz bir adım daha yaklaşt. Bir adım daha geriye adım atacaktim ki ayağım duvara çarptı. Sırtım duvara deydiğinde Alazın dudağindan tıslayarak bir gülüş çiktı. "Tüh duvar varmiş arkanda" dedi yapmacık gülümsemesiyle. "Tüh" dedim bende onun gibi.
