12. Bölüm: "Mesafe"

76.6K 4.2K 317
                                    

Bölüm şarkısı;
Sevcan Orhan: Buğday Tanesi

🖤

Bir şeyleri kaybetme olasılığınız varsa o şeyin kıymetini anlıyordunuz. Sizin için ne anlam ifade ettiğini, yokluğunda acı çekeceğinizi ancak anlıyordunuz.

Ömer'i kaybetmekten korktuğumu, bana hissettirdiği duyguların ağırlığını artık biliyordum. İlk başlarda ondan kurtulmak isterken şimdi onsuz olmak istemiyordum. Sanırım bu bana kaderin bir tarafı ile gülmesiydi.

Hayatımın büyük bir çoğunluğunu yalan söyleyerek geçirmiştim. Bu benim tercihim değildi. Bu benim mecbur kalışımla ilgiliydi. Ben yalanlarla yaşamaya o kadar alışmıştım ki, gerçeklik bana uzak kalmıştı. Şu an anlıyordum ki Ömer benim hayatımın gerçekliğiydi. Ve ben bulduğum bu gerçekliği kaybetmek istemiyordum.

O gece Ömer'in evinde, kendisine ait odasında kalmıştım. Ömer'se salonda uyumuştu. Gece boyunca gözlerime bir gram uyku girmemişti. Gün ışığı gökyüzünde belirdiğinde ise Ömer benimle gerekmedikçe konuşmadı ve evime bıraktı. Babam evde değildi. Annemse temizlik günü olduğundan evde değildi. Zaten berbat bir haldeydim, beni böyle görmemeleri daha iyiydi.

Eve gelir gelmez üzerimdekileri çıkarmış ardından sıcak bir duş almıştım. Duştan çıktıktan sonra açlıktan guruldayan karnımı doyurmuştum. Bir kaç saat boş boş oturup zihnimdeki düşüncelerde boğuldum.

Evin kapısına vurulduğunda oturduğum koltuktan kalkıp ayaklarıma ev terliklerimi geçirdim. O kadar halsiz ve bitkindim ki oturma odasından çıkıp dış kapıya yürümek bile gözüme yorucu geliyordu. Yavaş adımlarla gidip kapıyı açtığımda Sedef'i gördüm. Gözlerinde endişeli bir ifade ile bana bakıyordu.

"Tuğba..."

"İçeri gel." Yana doğru çekilip Sedef'in geçmesini bekledim. Ayakkabılarını çıkardıktan sonra içeriye geçti. Beraber oturma odasına geçip koltuğa oturduğumuz da endişeli bakışları bendeydi.

"Tuğba dün Ömer geldi. Seninle görüşmek istedi bende sen gelmeyince çok endişelendim ona söyledim." Dizlerimin üzerinde ki ellerimi tutup üzgün bir ifade ile bana baktı. "Üzgünüm gerçekten."

"Sorun değil. Üzülme."

"Dün gece ne oldu?"

Yaşanan her şeyi tüm ayrıntısı ile Sedef'e anlattım. Yüzünde ki ifade her cümlemde değişirken Furkan'a şu zamana kadar etmediği kadar küfür etmişti.

"Şerefsiz! Neyse ki Ömer gelmişti bir şey olmadı."

"Sedef keşke her şeyi böyle ögrenmeseydi." Dün gece hatırama geldiğinde içimde beliren ağlama isteğine zar zor engel oldum. Onu neredeyse kaybediyordum ama şimdi de kazandığımın herhangi bir garantisi yoktu. Kendimi yaşananlardan ötürü kötü hissediyordum. Sedef'in kucağına uzandığımda elleri yavaşça saçlarımı okşamaya başladı.

"Böyle olacağı varmış güzelim." Sesi buruktu. Biliyordum ki benim üzüntüm onun üzüntüsüydü ve o da biliyordu ki onun üzüntüsüde benim üzüntümdü. "Üzülme ben eminim ki seni affedecek. Sensiz yapabileceğini hiç sanmıyorum. Seviyor seni kıyamaz sana."

Sedef'in sözleri beni biraz olsun telkin etse de bir yanım hep olumsuzu düşünüyordü. Şehrimde kara bulutlar dolandırıyordu. Güneş hiç açmayacakmış gibi hissetmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Ağır Abi | Mahalle KurgusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin