17. Bölüm: "Aşıklar Tepesi"

78.4K 4.6K 578
                                    

Bölüm şarkısı;
Ate: Diğer yarım
Ayna: Aşıklar tepesi

🖤

Günler su misali akıp geçiyordu. Kış mevsimi çoktan geride kalmıştı. Yazın sıcak esintileri yavaş yavaş şehri ele geçirirken evlenmemiz için saydığımız günlerde azalıyordu.

Her şeyi ayarlamıştık. Haziran ayının ilk günü evleniyorduk. Beraber dügün salonunu çoktan seçmiştik.

Düğüne tam olarak bir ay vardı. Her şeyi son zamana bırakmayalım diye gelinliğimi bile çoktan seçmiştim. Evlilik için hazırlandığımız bu süreçte zorlandığım tek konu şuydu ki Ömer her şeyi kendi ödüyordu. Bizim maddi durumumuz olmadığı için çok fazla bir katkımız olmuyordu malesef ki. Her şeyi Ömer'in ödemesi paraya ihtiyaç duymamızı, paraya ihtiyaç duymamız ise Ömer'in daha çok çalışması demekti.

Gece gündüz çalışıyordu. Bir yandan bizim evimiz için olan eşyaları yaparken diğer yandan işlerinide yapmaya çalışıyordu. Son günlerde yoğun bir süreçten geçiyorduk ve birbirimizi zar zor görmeye başlamıştık. Bu canımızı sıksa bile ileride hep yan yana olacağımızı düşünerek, kendimizi tesseli ediyorduk...

"Tuğba şunları götürsene odaya." Sedef tezgahın üzerinde çay dolu tepsiyi gösterince başımı tamam anlamında salladım.

Mahallenin kadınları her hafta birinin evinde toplanır, çay ve yiyecekleri eşliğinde dedikodu yapardı. Bu hafta da Sedef'lere gelmişlerdi. Bende Sedef tek başına yorulur diye yardım etmek için gelmiştim. Tezgahın üzerindeki tepsiyi alıp salona gittim. Herkes koltuklarda oturmuş, yer bulamayanlar minderlere oturmuştu.

Mahallenin en yaşlı üyesinden başlayarak çayları dağıtmaya başladığımda herkesin gözü üzerimdeydi. Bir yandan konuşuyor diğer yandan bana bakıyorlardı.

"Kız Tuğba iyi kaptın Kara Ömer'i." Nazife ablanın konuşması ile ona doğru baktım. Gözlerinde igneleyici bir ifade ile bana bakıyordu. "Pervane etmişsin etrafında adamı."

Koltukta oturan teyzelere çayı uzatmaya devam ederken, "Öyle valla. Ne istesem yapıyor. Düşünüyor beni." Diye cevap verdim.

"Kızım bunlar evlenince değişir tadını çıkar, iyi zamanlarınız şimdi." Fadime teyze konuşup güldüğünde onunla beraber hepsi gülmüştü.

"Yani Fadime teyze, Ömer senin damadın değil ki evlendikten sonra değişsin." Sanki laf sokmuyorda komik bir şey söylüyormuşum gibi güldüm. Fadime teyzenin gülen yüzü söylediğimle beraber değişti. Annemin oturduğu yerden kızarcasına bana baktığını hissettim ama onu umursamadım.

"Ömer değişmese bile seni bu çirkefliğinle bırakır." Zeliha teyzenin konuşmasıyla bu sefer ona döndüm. Sözleri beni kızdırırken elimde olmadan sinirle ona baktım. Tepsinin kulplarını sıkıca kavramıştım.

"En azından çirkefim senin kızın gibi evli insanların yuvasını yıkan biri değilim." Kızı evli ve zengin bir adamla ilişki yaşmıştı. Bunu tüm mahalle bilirken bana herkesin içinde böyle bir laf etmesi komikti.

Annem, "Tuğba!" Diye bağırarak kızdı. Annemi duymamazlıktan gelip, üzerinde hala çay olan tepsiyi ortada ki geniş masaya bıraktım. "İsteyen alıp çayını içsin."

Odadan bir hışımla çıktığımda mahallenin kadınlarının cıklayıp ardımdan, terbiyesiz dediklerini duydum. Ama onları umursamadım. Mutfağa sinirle girdiğimde Sedef şaşkın şaşkın bana baktı.

Ağır Abi | Mahalle KurgusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin