26. Bölüm: "Mezuniyet"

47.8K 3.3K 169
                                    

Bölüm şarkısı;
Semicenk & Doğu Swag: Pişman Değilim

🖤

2 Yıl Sonra;

Hayat gerçekten de göz açıp kapayıncaya kadar geçiyordu.

Ömer'in beni okula bıraktığı ilk günü dün gibi hatırlıyordum. Oysa şimdi mezuniyetim için hazırlanıyordum. Anılar zihnime dolduğunda gülümsedim. Beyaz mini, saten kumaşa sahip askılı bir elbise almıştım mezuniyetim için. Elbiseyi üzerime geçirdim. Ardından saçlarımı ve makyajımı yaptım.

Tamamen hazırlandıktan sonra yatak odasından çıkıp oturma odasına geçtim. Ömer üzerine geçirdiği siyah takım elbisesi ile pencerenin önündeydi. Kulağına yasladığı telefonuyla biri ile konuşuyordu. İş ile ilgili olduğu için pek kulak asmadım ve konuşmasının bitmesini bekledim.

"Tamam kardeşim. Eyvallah. Bir şey olursa ararsın." Sonunda konuşması bittiğinde telefonu kapatıp ceketinin cebine attı. Ardından bana doğru döndü. Bakışları beni bulduğunda gülümsüyordum.

Elbisemin kısa eteğinin ve saçlarımın savrulmasına neden olacak şekilde kendi etrafımda dönüp ona baktım. "Nasıl olmuşum?"

"Güzel." Dedi yakıcı bakışlarıyla beni süzerken. "Çok güzel."

"Teşekkür ederim."

"Gitmeden önce seni biraz seveyim?" Ömer üzerime doğru bir adım atınca aynı şekilde geriye doğru bir adım attım ve bu hareketim kaşlarının çatılmasına neden oldu.

"Olmaz. Saçım, makyajım bozulur."

"Tuğba,"

"Of. Peki. Ama sakın makyajımı bozma tekrar yapmaya kalkarsam geç kalırız. Geç kalırsakta senin başının etini yerim haberin olsun-" Ömer sözlerimi duymuyormuş gibi beni belimden tuttuğu gibi kendine çekti. Bedenim kolları arasına hapis olurken aslında bulunduğum konumdan oldukça memnundum.

Boynumun en kuytu köşesini koklayarak öptüğünde kolları arasında titredim. "Oh, mis gibisin!" Öpücükleri yüzüme doğru kaydığında dayanamayıp bende kollarımı ona doladım. "Dayanamıyorum lan sana!"

Dudaklarımız sanki saatler önce birbirini bulmamış gibi, delicesine bir özlemle birbirini buldu ve biz öpüşmeye başladık. Gözlerimi kapadım ve kendimi tamamen onun kollarına bıraktım. Ömer bedenimi kendine yasladı. Bir eli yüzümü okşuyor, diğer eliyse sıkıca belimi tutuyordu.

Nefessiz kalana kadar öpüştükten sonra geri çekildik. "Çıkmadan önce yatak odasına mı geçsek?"

"Ömer!"

"Tamam. Burasıda olur farketmez."

"Ya Ömer!"

Seslice güldüğünde kaşlarımı çatmış ona bakıyordum. Yüzü sakalsız olduğu için güldüğü zaman yanaklarında gülümseme çizgisi beliriyor onu olduğundan daha yakışıklı gösteriyordu. Sakallarını ise canım acımasın diye kestiğini söylediği günden bu yana sürekli keserdi. Ben onu her haliyle ayrı yakışıklı bulup sevsemde, beni düşünerek kesmesi acayip hoşuma gidiyordu.

"Tamam. Tamam çıkalım." Dudakalrını alnıma bastırıp geri çekildi. Elleri ellerimi kavradığında kendi kendine kısık bir sesle konuştu. "Nasılsa bu günün akşamı var."

"Bir şey mi dedin?"

"Yoo,"

Arabaya binip okula doğru yol alırken oldukça heyecanlıydım. Okula vardığımızda ablamla eniştem de kızları Eda'yı almış gelmişti. Herkesin anne ve babası yanındayken benimkilerin yanımda olmaması içimi her ne kadar burksada, o burukluğun heyecanımı gölgelemesine izin vermedim.

Ağır Abi | Mahalle KurgusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin