17.Bölüm: Mimoza

22 8 0
                                    


"Kalbim , aklıma; aklım ise ruhuma fısıldadı. Aklımdan ve kalbimden geçen tek bir dilek vardı..."

28 Haziran

Kulağım doğum günü şarkısında gözlerim onun gözlerindeydi. Ne olduğunu algılayamamıştım. Ben hala defteri açıklamaya çalışırken onun koyu mavi gözleri gözlerimdeydi ve o böyle bakarken açıklama yapmak pekte kolay olmuyordu.

"Def-defteri ,o-onlar okumaya çalıştılar! Ben almadım , gerçekten inan bana ben almadım."

Cümlemin sonuna doğru sesim kısılırken Deniz'in gülümsemesi büyüdü. 

"Kumsal , bunu sonra konuşuruz , ânın tadını çıkar."

İlayda'nın doğum günü pastasıyla bana doğru yaklaştığını fark etmemle Deniz benden bir kaç adım uzaklaştı. Annem yanıma gelirken gülümsedim. Bir kaç saat önce Mert abiye annemi sorduğumda birazdan gelir demişti. Demek annem pasta seçmeye gitmişti. Sahi Mert abi nerdeydi? Sanırım burada değildi.

İlayda'nın sevimli gülümsemesine karşılık verdim.

İlayda'nın bu gün ki tuhaf davranışları , bu sevimli elbiseyi verişi , saçlarımı yapmakta bu kadar ısrarcı olmasının sebebini öğrenmiştim ve bunu beni mutlu etmek istediği için kendisinin planladığından emindim.

Annem yanıma geldiğinde durup gülümsedi.

"İyi ki doğdun kızım."

Sesinden duygulandığını anlamıştım. Annem bana sarıldığında ona karşılık verdim. Kollarımız birbirinden ayrıldığında bize doğru yaklaşan pastaya baktım.

İlayda elindeki çikolatalı pastayla bize doğru geliyordu ve arkasında Ayça ve Tuğçe vardı. İçimden bir ses İlayda'nın yeni kankalarını bulduğunu söylüyordu. Bu gün tanışmalarına rağmen fazlasıyla iyi anlaşmışlardı. Gerçi İlayda'nın ikisiyle de ne ara tanıştığını da bilmiyordum ama İlayda fazla sıcak kanlı bir insan olduğu için pek de şaşırmamıştım. Arkalarında Sevim abla , Nilayda ve Ekrem amca vardı. Benim gözlerim ise sadece bir kişide takıldı. Kenarda öylece bana bakan koyu mavi gözlerden gözlerimi kaçırdım ve İlayda'nın masaya bıraktığı pastaya bakışlarımı çevirdim. İlayda kulağıma fısıldadı.

"Hadi mumları üfle ve bir dilek dile."

Herkesin mumları üflememi beklediğini fark etmemle pastaya ardından yine koyu mavi gözlerine baktım.

Kalbim , aklıma; aklım ise ruhuma fısıldadı. Aklımdan ve kalbimden geçen tek bir dilek vardı...

Gözlerimi kapadım ve mumu üfledim.

Herkesin alkış sesini duymamla gözlerimi açtım. Sevim abla ve Ekrem amca da yanıma gelip doğum günümü kutladığında onlara kocaman gülümsedim. Ekrem amca masaya geçerken Sevim abla yanımda durdu.

"Elbise de çok yakışmış ama ben İlayda'ya bu tam Kumsallık demiştim."

Gülümsedim.

Elbise içinde teşekkür ettim çünkü anladığım bir şey varsa bu elbiseyi İlayda değil Sevim abla seçmişti.

Sevim abla annemin yanına mutfağa gittiğinde İlayda yanıma yaklaştı ve kulağıma fısıldadı.

"Ne diledin?"

Bu soruyla ben domates gibi kızarırken İlayda sırıtmaya başlamıştı.

"Dileğin kiminle ilgili olduğu anlaşılıyor."

İlayda beni utandırmak için ant içmişçesine bilmiş bakışlarla sırıtırken Tuğçe ve Ayçada yanımıza gelmişlerdi.

Tuğçe ve Ayça ellerindeki poşeti bana doğru uzatırken gülümsediler. Tuğçe elini omzuma koydu.

Kumsal'ın KalbiWhere stories live. Discover now