18. Bölüm: Karmakarışık

14 8 0
                                    

"Kalbim , aklım ve ruhum karmakarışıktı. Sevmek ve düşünmek birbirine karışmış , hüzünlü bir sisle etrafım kaplanmıştı."

Annemin sesiyle gözlerimi açtığımda yatağımın içinde kıpırdandım. Göz kapaklarım açılmayı reddederken bende onlara ne kadar haklı olduklarını fısıldıyordum. Saatlerce uyuyasım vardı. Tabi , annem 10. Kez "Kumsal Uyan!" diye bağırmasaydı , belki bu isteğimi gerçekleştirebilirdim.

Üstümdeki ince çarşafı söylenerek üstümden attım ve yarı kapalı gözlerle tuvalete girdim. On dakika boyunca klozetin üzerinde uyuklamamın ardından banyoya geçtim. Yüzüme soğuk suyu çarptığımda kendime gelebilmiştim. Bir kaç dakika aynayla bakışıp hayatı sorgulama faslımın ardından bugün Simgeyle buluşacağım gerçeğinin yüzüme çarpmasıyla stres içerisinde banyodan ayrıldım. Aslında gitmeyi hiç istemiyordum ama Simge'nin ne çevirdiğini de yalnızca yanına giderek öğrenebilirdim.

Gardırobu kurcalarken ne giyebileceğime bakınıyordum. Elime aldığım sarı çiçekli beyaz tişörtü ve siyah eteği üzerime geçirdim. En azından aynaya baktığımda hiç fena görünmediklerini düşünerek sevindim. Saçlarımı taradım ve acemice ördüm. Kendi kendine balık sırtı örgü örebilenlere hep imrenmiştim ama ben normal örgüyü bile kendi kendime zar zor örebiliyordum.

Annem mutfakta kahvesini yudumlarken bende bir şişeye çiçekler için su doldurdum ve odama götürdüm. Orkideme ve mimoza çiçeğine su vermemin ardından tebessüm ettim. İlayda mimoza çiçeğinin gizli aşkı simgelediğini söylemişti. Acaba haklı mıydı? Kararsız bakışlarla çiçeğe baktım. Çiçeğin yaprağına dokundum ve fısıldadım.

"Mimoza Çiçeği gizli aşk sence hep gizli mi kalmalıdır?"

Tabi ki cevap vermeyeceğini bilsem de vermesini çok isterdim. Muhtemelen bir insan bir çiçekle konuştuğumu duysa kafayı yediğimi düşünebilirdi ama çiçek severlerinde çiçekleriyle sohbet ettiğini birkaç yerde duyduğum için çokta problem etmedim. Gerçi çiçek severler bile benim gibi bir orkide'ye aşkını ilan etmezdi muhtemelen. Bunu düşünmekle domates gibi kızarırken orkide'ye anlamlı anlamlı baktım.

Annemin seslenmesiyle odamdan çıktım ve yanına gittim. O kapıyı kilitlerken bende babetlerimi giydim. Simge'nin bu gün neden buluşmak istediği hakkında en ufak fikrim yoktu ama içimden bir ses yine o fotoğrafla ilgili olacağını söylüyordu. Dün geceden beri dedikodu grubundan bildirim gelmeye devam ediyordu ama ben bakmayı reddediyordum. Bu gruptan çok sıkılmıştım.

Evden çıktığımızda annemle günlük sohbetimizi ediyor bir yandan da gökyüzüne bakıyordum. Aslında hava çok güzeldi fakat bu gün Simgeyle buluşacağım için en güzel hava bile benim moralimi düzeltemiyordu ve tabi , dün Deniz'in neden gittiğini de hâlâ öğrenememiştim.

Kafeye girdiğimizde annem kontroller için mutfağa ben ise her zamanki gibi pembe tezgahın arkasına geçtim. Bir kaç dakikanın ardından Mert abi içeriye girdi. Elif ablayla arasının çok iyi olduğu yüzündeki gülümsemeden anlaşılıyordu , gözleri beni bulduğunda bir şey söylemek ister gibi yanıma yaklaştı.

"Kumsal , doğum günün kutlu olsun. Dün Elifle buluşmaya gitmek için Meryem teyzeden izin almıştım bu yüzden doğum gününü kaçırdım , kusura bakma."

Tebessüm ettiğimde Mert abi elindeki paketi bana uzattı.

"Elifle birlikte aldık. Umarım beğenirsin."

Gülümseyerek teşekkür ettim.

Annem mutfaktan Mert abiye seslendiğinde konuşmamız bitmişti. Mert abi mutfağa geçtiğinde ben tekrar bakışlarımı kapıya çevirdim.

Kumsal'ın KalbiWhere stories live. Discover now