1.5

7.1K 414 64
                                    

Ay önceki bölümleri bir okuyayım dedim. Cinnet geçirdim. Galiba kitabı yazmaya devam ettikçe açılıyorum. O yüzden kusura bakmayın.

Sizin yazdığınızda yorumları gördükçe cevap vermek istiyorum. Telefondan ve bilgisayardan yazım şeklim çok değişik oluyor. Telefondan daha güzel yazıyor gibi hissediyorum.

Umarım beğenirsiniz. Oy verip yorum yazmayı unutmayınn.

İyi okumalar!

***

Hastanede Yiğit'in gözlerini açmasını bekliyorduk fakat hiçbir tepki göstermiyordu. Ne gözlerini açıyordu ne de parmaklarını hareket ettiriyordu.

Sanırım çok kan kaybetmişti. Bilinci asla açılmıyordu. Şuan ise hastane odasındaki 11. Saatimdi. Hâlâ bir hareketlilik yoktu.

Telefonumu çıkardım ve Cansu'ya yazdım.

Cansu

Cansu hastaneye yedek kıyafet getirebilir misin lütfen?

Sanırım uzun bir zaman daha burada duracaktım. Doktorlardan izin almıştım. Ben dışında kimse girmiyordu. Bu durum biraz da doktor olmamdan kaynaklıydı.

Koltuğun üzerinde oturduğum için her yerim uyuşmuştu. Ayağa kalktım ve biraz odanın etrafında dolanmaya başladım.

Cansu ve Yeliz Abla Yiğit'in hastanede olduğunu öğrenmişlerdi fakat ben onları gelmemeleri için uyarmıştım. Eğer burada dururlarsa yorgun düşebilirlerdi. Zaten benim yüzümden baya bir üzülmüşlerdi. Onları daha fazla üzemezdim.

Odanın camından dışarıya baktım. Timdeki askerler hâlâ buradaydılar. Kpmutanlarının uyanmasını bekliyorlardı.

Sanırım daha fazla dayanamayacaktım. 3 haftadır doğru düzgün uyumuyordum. Yiğit'in yattığı sedyenin yanına doğru çöktüm. Başımı Yiğit'in elinin üzerine koydum. Elleri çok soğuktu. Ellerini ellerimin arasına alarak ısıtmaya çalıştım.

Avcunun içini okşuyordum. Uyanacaktı. Buraya kadar katlanmıştı. Buradan sonrasına da katlanabilirdi. Yiğit'in yüzüne baktım. Çok solgun gözüküyordu. Göz altları mosmordu neredeyse. Esrar kullanmış gibi görünüyordu.

Derin bir nefes alıp verdim. Koltuğa doğru tekrar yerleştim. Bacaklarımı koltuğun dışına doğru uzattım ve her zaman ki gibi Yiğit'i izlemeye başladım. Göz kapaklarım ağır ağır kapanıyordu.

Son gördüğüm şey ise Yiğit'in gözlerini açması fakat benim gözlerimin kapanmasıydı...

***

Gözlerimi açtığımda hâlâ koltuktaki eski yerimde olduğumu fark ettim. Ağır ağır doğruldum ve esnedim. Çok uykum vardı fakat Yiğit'i izlemem gerekiyordu. Koltuktan yavaş yavaş kalktım. Hâlâ uykuluydum. Hiçbir şey hatırlamıyordum.

Yavaş adımlarla kalktım ve lavaboya doğru yürüdüm. Kapıyı açtım ve lavaboya girdim. Aynadan yüzüme baktım. Yiğit çökmüştü fakat onunla beraber bende çökmüştüm. Makyajım akmıştı. Göz altlarım mosmor olmuştu. Patlayan dudağım ve mosmor olmuş bir yanağımda vardı üstelik.

Yüzümü soğuk suyla yıkamaya başladım. Havlu ile iyice kuruladım. Bu makyajı bir an önce çıkarmam gerekiyordu. Lavabodan çıktım ve etrafta ıslak mendil aradım.

Islak mendil kutusunu aldım ve tekrar lavaboya geçtim. Aynanın karşısına geçtim ve makyajımı temizlemeye başladım. Rimelim akmıştı ve bu kötü duruyordu. Hem de çok kötü!

FISILTI |Ara Verildi...|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin