5

15 3 0
                                    

İnsan ömrü yaklaşık olarak 60 küsür yıla kadar düşmüştü.
Aslin'in hesaplamalarına göre 35 yılı ya vardı ya yoktu. Bu yılları yaşamaya da pek istekli değildi. O yüzden ölümü pek umursadığı söylenemezdi. Korktuğu en son şey bile değildi. intikamını almadan gitmek onu ölümden daha çok korkutuyordu.

Hemen hemen boyuyla aynı ölçüde olan karşısındaki  cam kapsüle baktı. Bu kapsül ya sonu olacaktı ya da yeni bir başlangıcı.

Basit hatalar geri dönülmez sonuçlar doğurabilirdi. Aslin hayatı üzerine bir kumar oynuyordu bunun elbette farkındaydı...

'Bu küçük sürüngenlerin mucizesini biliyor musun Aslin?'

Küçük Aslin kafasını iki yana sallayarak bilmediğini belirtti.

'Bunlar eski dünyanın solucan diye adlandırılan sürüngen çeşidiydi. Onlara yeni bir isim vermemin sebibi, DNA'larının artık farklı işlemesi.Toprağı eşerek bir solucanın yukarı tırmanmasını sağladı.
'Solucanların önceki hayatlarında sadece kuyruklarını yenileme özellikleri vardı. Yani bir solucanın kuyruğunu kesersen onu yeniden oluşturma yeteneğine sahipti.' Küçük Aslin'in meraklı gözleri solucanın üzerindeydi. Dedesi solucanı kuyruğundan tutup havaya kaldırdı.

Yere sabitli olan bir taşın üzerine yavaşça yatırdı kuyruğundan tutmaya devam ediyordu. Cebinden çıkardığı küçük  çakısının düğmesine basıp açılmasını sağladı. Gün ışığı çakının keskin yüzeyinden yansıyarak Aslin'in gözünü kamaştırdı. Bu etkiyle Gözlerini kapattığı anda çakı çoktan solucanın yağlı derisi üzerine saplanmış ve de onu ortadan ikiye bölmüştü. Aslin 'hi!' diye içten gelen bir nida koparttı. Dedesi, 'korkma Aslin yanlızca onun üremesini sağladım.' dedi. Gerçekten de yaklaşık iki saatin ardından bölünen parçadan yeni bir solucan oluşmuştu.

                           ...

Dedesiyle ilgili anıları yeniden zihnini işgal etmeden kapsülü tekrar ve daha dikkatli gözlemledi.
Elbette başka canlı üzerinde deneyler yapmıştı yenilerini de yapacaktı. Ama bu ortadaki olumsuzlukları görmesine engel değildi.

Kapsülün içindeki DNA yeterli değildi. Aslin kilolu biri değildi hatta sıska sayılırdı. Ama yine de DNA'nın kütlesine eşit olması gerekliydi. Bu da daha fazla sürüngen demekti. Aslin'in gidecek bir toprağı artık yoktu. Bu göğsünün ortasına bir yumru oturttuğu için düşünmeme kararı almıştı ama yeni bir yer şarttı. Hem de en hızlı biçimde.

Kolundaki şeffaf bilekliğe baktı. İş için öbür evine gidip hazırlanması gerekiyordu. Dün gece burada kalmıştı. Misafirinin gidip gitmediğini henüz bilmiyordu.

Kapıları üst üste kitleyerek evden dışarı çıktı. Sokakta yine kimse yoktu olanlarıda zaten Tutukçular süpürmüştü. Hızlı çalışan beyni tekrar toprağın korkunç görüntüsünü gözleri önüne serdi. Kafasını iki yana sallayarak bu görüntüden kurtulmaya çalıştı.

Bakışlarını yere çevirip adımlarını hızlandırdı.
Hava sakin, zemin ıslaktı. Gece yağmur yağmıştı. Zemine değen ayakkabıları sokaktaki tek sesti.
Varacağı yere henüz yarım saatlik yolu vardı.

Tutukçular, isyan çıkaracakları yanlış yerde arıyorlardı. Aslin onların nerede olduğunu elbette biliyordu. Evet Aslin Bir kuruluşa ya da bir topluluğa ait değildi. O tek başınaydı ama diğerlerinin yerlerini de iyi bilirdi.

Tutukçulara karşı onları uyarmalıydı.  Aslin tek başınaydı ama sonuç olarak onlarla aynı değere hizmet ediyordu. Akşam işi biter bitmez onların yanına gidecekti.

ASLİNEWhere stories live. Discover now