3.Bağ kurmak

271 15 1
                                    

Bu şarkı💔
"Böyle gitme,ağlarım
Sensiz geçen hergünüm zaten cenaze"



Küçük Cihan ve onun küçük Gül'ü..

💔💔
"

Daha kaç kez söyleyeceğim, o çiçeğe bakamazsın, Gül. "

Küçük kız elindeki saksıdaki çiçeği defalarca kez almaya çalışsa da oğlanı çocuğu ısrarla vermiyordu
"Yemin ederim,her gün sularım çok iyi bakarım. Yeter ki benim olsun." diyerek yalvarmaya başladığında küçük oğlan artık sinirlenmeye başlamıştı.

"Bunu yapmamalısın,Gül.Eğer su vermeyi unutursan solabilir, onlar da canlılar ve bu sorumluluk için küçüksün." deyince küçük kızın inadı konuşuyordu.

"Bir gün vermezsem diğer gün su veririm.Söz veriyorum. demesi oğlan çocuğunun hassas olduğu konuya denk gelmişti.

"Ya ölürse. "
"O zaman başka bir çiçek alırım." diyerek omuz silken kız umursamazdı.

"Olmaz öyle şey.Yemin etmek, söz vermek, bağ kurmaktır. Bizler kurduğumuz bağları korumalıyız hem de ömür boyu. O yüzden sorumluluğunu ömür boyu alamayacağın hiç kimseyle bağ kurmamalısın. "

Biraz duraksayan küçük kız sordu.

"Küçük Prens'teki gibi mi ?"

Anlamış olmasına içten içe sevinen oğlan çocuğu, büyük bir rahatlamayla oyun arkadaşına baktı.

"Evet küçük Prens'teki tilkinin de dediği gibi "Ömür boyu sorumlusun, gönül bağı kurduğun her şeyden."
Küçük oğlan sözlerini hep tutardı.Çünkü anne ve babası geri döneceğiz diyerek hiç dönmediklerinde çok üzülmüştü.Bu yüzden kimseyi böyle üzmek istemiyordu.

Günlerce Gülçiçek'in peşinden koşup "Arkadaşlarım arasında en çok Cihanı seveceğim" sözünü almıştı. Oyun arkadaşı onunla olan her şeyde en çok onu seveceğine yemin etmişti ama bunu sadece oyun arkadaşlığı olarak anlatmıştı..

💔💔❤️‍🩹







Hassas noktasını karşısında görmeden kimse anlamıyor, ne kadar kırıkları olduğunu.. Can kırıkları,ten kırıkları, hayal kırıkları, umut kırıkları... Bu kırıkların parçalarını birleştirmenin ne kadar boş olduğunun farkına varamıyor. "Yalnızlığımla mutluyum" yalanıyla dans ediyor. Ömür boyu yalan o kırıkların üstünde yılmadan, yorulmadan, üzülmeden...Çünkü dans biterse yalnızlık mutluluğu da biter yalan olur. Matem rengi olan hayaller kalır geriye... Mutsuzluk kokan çiçekler, yaralı bilekler, kirlenmiş ruhlar. Bunun aksi görülmemiştir. Bu yalanı bilen birisine sarılmayı bilmek güzel şey, ama o seni bıraktığında bile ona sarılmak düşmeyi geciktirmektedir. Ayağa kalkmayı imkansız boyutlara taşımak yere çakılmayı, normalleştirmektir..

Evet oydu.. Karşımda durmuş, tebessüm dolu güzel bir yüzle dedesine bakıyordu. Ama bunun olması imkansızdı. Yıllardır bu ülkede yaşamıyordu.

Kesinlikle gelmeyeceğine emin oluşum bile yıllarımı almışken tam cesaretimi topladığımda karşımda durması anlamsızdı. Hafif uzamış saçları ve bir o kadar da uzun boyuyla dikkat çeken adamın bu kadar yakışıklı olması ise beklenmedikti.

"Büyükbaba," deyip hızlı adımlarla bize doğru ilerlerken, sol tarafımdaki kalp atışlarım can acıtacak kadar artmıştı.
Elim, hala büyükbabanın elindeyken diğer elimi kalbimin üstüne koymamak için zor tutuyordum kendimi. Arat büyükbabanın elini tutup öperken, gözlerimi bile kırpmadan onu izlemiştim. Yıllara inat o kadar kusursuz duruyordu ki bakakaldım. Dedesine sımsıkı sarılıp algılayamadığım birkaç cümle kurmuştu bile.
Büyükbaba neredeyse varlığımın yeni farkına varmış gibi bana baktı. O da dedesinin elini bırakmadan yanında dikildiğinde bu sefer bana değilde dedesinin elini sıkıca tutan elime bakıyordu. Kaşlarının çatılmasından bana bakacağını anladığım an
"Melodi beni çağırmıştı."diyerek yanlarından koşar adım kaçtım.

KIZIL LEYDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin