~Dalından koparılmış çiçek solmaya mahkumdur karan
~Sırf o çiçek zarar görmesin solmasın diye o çiçeği kökünden söküp kalbime diktim miray
~Ben, beni seviyorsun sanmıştım Anıl.
~Zaten ben de seni sevdiğimi san diye uğraşmıştım Ayliz.
-Serre moi encore plus fort. -Cette chanson n'a pas de sens pour des gens comme nous. * -Pourquoi cela n'a-t-il pas de sens ?** -Nous sommes juste deux personnes qui jouent l'une avec l'autre tu le sais mieux. ***
Şarkı son bulduğunda Anıl beni etrafımda çevirip geriye doğru yatırdı ikimizde nefes nefese kalmıştık herkes bir kez daha bizi alkışladığında Anıl kulağıma eğildi.
-Hadi başlayalım sevgili nişanlım.
Dedi ben de başımı tamam anlamında sallayıp Görkem' in yanına yürüdüm Anıl ise ortadan çoktan kaybolmuştu Görkem' in masasına vardığımda güler yüzle gözlerinin içine baktım yanına yaklaştım.
-Görkem bey Anıl ortalarda gözükmüyor isterseniz gözetleme kalelerinden birine gidebiliriz ne dersiniz ? -Bu teklifiniz beni çok hoşnut etti Ayliz hanım doğru bi tercih.
Beklediğimden de kolay olmuştu birlikte yan yana salondan çıkarken adamları peşimizden gelmiyordu bu beni şaşırtmıştı fakat yine de yürüdüm, kuzey yönünde olan gözetleme kulesinin kapısına geldiğimizde eski tahta kapıyı açtım Görkem' den önce içeri girip onunda içeri girmesini bekledim, içeri girmişti girmesine ama ben silahını çıkartmasını beklerken o üstünü çıkarmaya başlamıştı cidden onunla yatacağımı mı düşünmüştü beni duvarla arasına alıp boynuma minik bi öpücük kondurduğunda Anıl çürümüş gibi duram tahta kapıyı kırarcasına açtı.
-Sen benim nişanlıma nasıl dokunmaya cürret edersin !
Anıl hâli hazırda tetiği çekik silahı ateşledi koskoca adam ayaklarımın dibine kanlar içinde yığılırken Anıl kollarımı tutup beni kaleden çıkardı adamlarına işaret yapıp yerde cansız yatan bedeni toplattı.
-Öldüğünden eminmisin ? -Dediğim gibi bu eller senden başka herkese kurşun sıkabiliyor. -Neden yaptın ? -Neyi ? -Beni neden kurtardın ?
Sessizliğini korudu ve yürümeye devam etti sorduğum hiç bir soruya cevap vermedi fakat ona yapacağım sürprizden habersizdi, geçen saatlerden sonra Görkem' in de adamları tek tek davetten ayrıldıklarında salonda tek tük bir kaç kişi kalmıştı onlarda gitmek üzere iskeleden teknelerine bindiklerinde nihayet gece çökmüş davet bitmişti yorgunlukla odama doğru giden merdivenleri çıkmaya başladım resmen ayakta uyukluyordum.
-Ayliz.
Arkamdan gelen sesin sahibine kafamı çevirdim bu sırada olduğum yerde durmuştum.
-Efendim Anıl. -Sana eşlik edebilirmiyim ? -Tabi Anıl bey buyrun kendi odanız gibi.
Uykulu uykulu gülerken Anıl merdivenleri iki iki çıkarak yanıma ulaştı bir kaç basamak daha çıkıp odamın kapısına ulaştık kapıyı yavaşça ittirip açtım Anıl' ı önden yollayıp arkasından da kendim girdim ve kapıyı kapattım.
-Sen burda dur ben üzerimdekilerden kurtup geleceğim. -Tamam.
Anıl bi durgunlaştı mı bana mı öyle geliyor ? Bilmem yorgundur herhalde. Yok yok bu yorgunluk değil başka bir iş var. Ne olabilir iç ses Allah aşkına hem uykum var sana iyi geceler. Sana da Aylizcim.
Dolaptan üzerime pijama bakmaya başladım fakat hepsi saten kumaştandı. İnsan bi kısa kollu takım koyar be adam, resmen bu yaptığı üzerime oynamaktı. Sinirle elime geçenlerle odaya döndüm.
-Anıl bunların hepsi neden saten sorabilirmiyim !
Ellerimde iki saten pijamayla Anıl' ın karşısına dikildim.
-Yaz ayındayız ya hani Ayliz saten kumaş terletmez o yüzden varlar. -İyi de insan hiç değilse askılı kumaş olanlardan koyardı hepsi saten. -Aa ama bak şu kırmızı güzelmiş.
-Birde kırmızı diyo ya, kendin giy kırmızı pek bi yakışır sana da.
Elimde olan iki pijamaya baktım kırmızı mı istiyordu giyecektim o zaman, üzerimdeki ipli elbisenin iplerini zar zor açıp çıkardım ardından pijamayı giydim üzerinede sabahlık tülünü alıp giyinme odasından çıktım,
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
ayakkabılarımı odama geldiğim ilk an çıkarıp atmıştım Anıl' ın yanına döndüğümde ilk aynadan yansımamı fark etti bir kaç saniye aynadaki yansımama bakıp yutkunarak kafasını bana çevirdi.
-Bir beden küçük olsaymış cuk otururmuş ama şimdilik bu da idare eder. -H...hani sen tişört istiyordun, tişört giyecektin.
Nefesi kesilmişti.
-Fikir değiştirdim, hem ben yatacağım, sen de duracaksan şurdaki kanepe boş oraya kıvrılabilirsin. -Koskoca yatak dururken neden kanepede yatayım.i -Yatakta ben yatacağım Anıl sen değil. -İnat olsun diye yapıyorsun değil mi ? -Neyi inat oldun diye yapıyormuşum Anılcım. -Sırf kırmızı giy diye şaka yaptığım için beni delirtmek amacıyla giydin. -Ne alakası var. -Çok alakası var, sana bir daha dokunmayacağımı bildiğin için inat olsun diye yapıyorsun. -Bende onu diyecektim. -Ne diyecektin ? -Sana dedim ya görev sonunda ben de senden bir şey istiyeceğim diye. -Evet. -Karın olmak istiyorum. -Anlamadım ?
Uzandığı yataktan aniden doğruldu.
-Nesini anlamadın senin karın olmak istiyorum annem gibi soy adımın Denizoğlu olmasını istiyorum. -Ciddi misin sen alkol almadın değil mş veya ateşin yok ? -Anıl ben iyiyim. -Bana Allah belanı versin, senden nefret ediyorum derken iyiydi ama, uyu sabah ayık kafayla konuşuruz.
Yanımdan kalkarken kolunu tuttum ve kendime çektim dudaklarımı dudaklarına bastırdığımda geri durmadı karşılık verdi.
Aslında insanlar çok kolay kandırılabilirdi bir umuda tutunup yaşarlardı Anıl' da bana umut bağlamıştı oysa benim ona karşı olan planlarım çok farklıydı beni karısı yapacağını adım gibi biliyordum Ayliz Borabeydim ben Anıl' ın kullanıp atacağı bir kukla değil bu sefer ben onu kullanacaktım tıpkı onun bana yaptığı gibi.
*bizim gibiler için bu şarkının bi anlamı yok. **neden anlamlı olmasın ? ***biz sadece birbiriyle oynayan iki insanız bunu en iyi sen bilirsin Anıl.
Ayliz bu sefer ıslak tahtaya basmayacak gibi ne dersiniz sizce Anıl için nasıl bi planı var fikirlerinizi merak ettim yorum yapmayı unutmayın hepinizi çok seviyorum çiçeklerimm 🌺🌺