46•

11.8K 501 52
                                    

Okuldan çıktığımda Hatice arabasıyla beni bekliyordu. Adımlarımı hızlandırdım ve Hatice'nin arabasına atladım. "Selam güzellik." Dedi sarılırken. "Selam bebeğim, ne yapıyorsun?" Diye sordum emliyet kemerimi takarken.

"Sürekli kaybolan arkadaşımı almaya geldim." Dediğinde ona kahkaha attım. "Zorbasın ama Hato." Dediğimde gülüştük.

"Ee yavrum ne yapıyoruz, planımız ne?" Diye sordu arabayı çalıştırırken. "Demir gitmeden önce Demir'in evine tadilat falan yaptırdık şimdi mobilyalar gelecekti gidip bakalım mı?" Diye sorum Hatice'ye anlık bir hevesle. "O zaman istikamet sizin ev." Ona başımı salladım.

Demir bir hafta önce göreve gitmişti. O gitmeden önce ev için tadilat yapılmıştı. Beraber mobilyaları da seçmiştik ama o gitmeden mobilyalar gelememişti. Bu yüzden mobilyalarımızın düzenini Hatice'yle birlikte yapıyorduk.

Açıkçası bu durumdan bende Hatice'de memnunduk hatta Hatice "İyi oldu bence, hem karışırdı, onu orya koyma, burya koy derdi sinirlendirirdi." Deyip benim gönlümü hoş etmeye çalışmıştı.

Hatice'ye hak versemde yanımda olmasını isterdim. Ama onu anlıyordum, bu onun göreviydi. Elinde olsa bırakıp gitmezdi.

"İn bakalım güzellik." Hatice'yle birlikte arabadan inerken çantamdan anahtarlarımı çıkarttım.

Evin kapısını açtım ve adımladım. "İclâl mobilyaların harika yani düşündüğümde de iyi olmuş." Dedi evi adımlarken.

"Çok sağ ol aşkım." Dedim ve evi adımladım. Yatak odasına girdim. Yatak odası tamamiyle Demir ve benim tarzımdı.

Siyah bir perde; güneş içeri girmesin diye. Siyah bir yatak bazası ve odamız için siyah çarşaf takımları.

Yatağın karşı duvarında bir televizyon ve televizyonun tam altında onunla uyumlu bir koltuk. Bunu alırken Demir bana şunu sormuştu. "Kavga ettiğimizde elime pikeyi yastığı verip geç koltukta yat dediğinde bu koltukta mı yatacağım?" Dediğinde onunla çok dalga geçmiştim ama almıştık.

Yatağın iki tarafında komidinlerimiz vardı ve de bir ebeveyn banyosu odamız bu kadarla sınırlı kalırken giyinme odasına geçtim.

Odanın 4 duvarının 2'si gömme dolap 1'i baştan son aynaydı.

Giyinme odası benim zevkime bırakmıştı Demir. Gömme dolapların kapakları cam ve içten ışıklıydı. Odanın ortasında küçük bir puf vardı.

Kıyafetlerimiz yavaş yavaş odaya gelmeye başlamış ama kolilerde kalmıştı. Ablam kendi modaevinden bana bir sürü kıyafet ve ayakkabı yollayıp duruyordu. Sebebini sorduğumda "Ev hediyesi, bebek hediyesi, canım istedi." Bir sürü sebep sunuyordu.

"Kızım varya senin tarzın harika eviniz mafyaların evine benziyor bu hani kitaplarda olan." Dediğinde ona güldüm. "Ama benim kocam yüzbaşı ve bizim tarzlarımız hem modern hem de birbirine uyuyor." Dediğimde kıkırdadık birbirimize.

"Bebişimin odası nerede?" Giyinme odasından çıkarken. "Şu yan oda." Dedim giyinme odasının yanındaki kapıyı açarken.

Bebeğimin odası daha tamamlamamıştı. Duvar kağıtları kaplanmak için bekliyordu. Demir gitmeden montelemişti ama yatağı.

Sallanan yataklardan değil. Yerle bir, geniş, güzel bir yataktı. Bebeğinin odası temelde bej ama çoğunlukla beyazdı.

"Tamam artık bu evde yaşıyorum ben." Dedi Hatice bebeğin peluşları arasında yer bulurken. "Hadi ya gel mutfağa da gidelim." Dediğinde benden önce koştu mutfağa.

Yüzbaşım | YarıtextingWhere stories live. Discover now