13. Bölüm

11K 501 46
                                    


Derste telefonuma bilinmeyen bir numaradan gelen mesajla tuvalete gitme bahanesiyle sınıftan çıktım. Biyoloji öğretmenimiz olan kadını daha ilk haftadan gerçekten sevmeye başlamıştım. Kadın erkek düşmanlığının doruklarını yaşıyordu. Erkeklerin ders içi performanslarını düşük verirken kızlarınkini yükseltiyordu. Sürpriz sorulara hep erkekleri kaldırıyordu, bunların zor olanları da cabası tabi. Ayrıca derste durup durup laf sokması da unutulmazdı.

1 yeni mesaj.

3. dersin son 10 dakikasında bodrum kattaki tuvalette ol. Bir sürprizim var. - Bir dost.

Gelen mesaj aynen böyleydi. Kim olduğunu pek merak ettiğim söylenemezdi açıkçası. Neden bilmiyordum ama içimde ne olacağına dair en ufak bir merak kırıntısı dahi yoktu. Normalde gelmezdim bile derste gelen saçma bir mesajla buraya. Ama biyolojiden anlamamanın verdiği baş ağrıtıcı his uykusuzlukla birleşince çekilmez bir bütün olduğu için dersten kaçmam için bahanem oldu bu açıkcası.

Bodrum katta sadece çok az kullanılan laboratuarlar ve kantinin fazla malları koyduğu deposu vardı. Kimse olmazdı bu yüzden bu katta. Bunaldığım, başım ağrıdığı zamanlar buraya inerdim. Yalnızlığı seviyordum. Buradaki tek kişilik sandalyeyi de sahiplenmiştim bu bir haftada. Kimse gelmediği için o da kendini yalnız hissediyor olmalıydı bu terk edilmiş, ürpertici okul koridorlarında.

Bodrum katının en sonundaki kapıyı açarak içeri girdim. Bir tuvalet için fazla tenha bir yerdi burası. Beni gören sensörlü lambalar yandı ama tuvalette kimse yoktu. Birileri benimle feci dalga geçiyordu. Hem buraya çağırmıştı hem de kimse yoktu. Aynada kendime bakarak omuzlarıma kadar gelen siyah saçlarımı düzeltip ellerimle taradım. Ardından bakışlarımı bana ait görünmeyen soğuk mavi gözlerime diktim. Herkes yüzümde en ilgi çeken yerin gözlerim olduğunu söylerdi. Ama ben gözlerimi hiç ilgi çekici bulmuyordum. Çünkü kendi gözlerime baktığımda tüm hayatımı görüyordum. Yansıtıyordu gözlerim. Çektiğim her bir acı için derin çizikler vardı gözlerimin yan tarafında. Belki görünmezdiler, ama ben hissedebiliyordum varlıklarını. Oradaydılar ve her gözlerimi yumduğumda daha da belirginleşerek acıtıyorlardı sanki.

Başımı sakince iki yana sallayarak tuvaletten çıktım. Çıkmamla başımdan aşağı dökülen buz gibi su ve arada kafama bir taş misali çarpan buzlar soğuktan titrememe neden oldu. Şok olmuştum bu şeye karşı. Biri bana eşek şakası mı yapıyordu? Bunun olması için neredeyse dua edebilirdim. Ama durum bundan daha ciddi görünüyordu.

Başımdan aşağı dökülen buz gibi sular kesildiğinde üç kız belirdi karşımda. Bunları tanımıyordum, zaten okulda daha sadece bir haftadır olduğum için tanımamam pekte anormal sayılmazdı. İçlerinde sözü geçen kişi gibi duran çakma sarışın olduğu belli olan kızı gözüm bir yerden ısırıyordu sadece.

Sarışın kızın yanındaki kısa saçlı kız beni omuzlarımdan iterek tuvalete girmemi sağladı. Soğuk suyun etkisiyle kasılan bedenim yüzünden karşı çıkmaya fırsatım olmamıştı. Beni tuvaletin içinde ittirip bedenimin sert soğuk zeminle buluşmasına neden olunca kalkıp direnmem gerektiğinin farkına vardım. Ama karın boşluğuma yediğim tekme buna engel olmakla kalmadı boğazımın derinliklerinden boğuk bir çığlığın çıkmasını da sağladı.

Ellerimi karın boşluğuma bastırıp acısını hafifletmeye çalıştım. Olmuyordu acıyordu, karnıma bıçak girmiş gibi etki yaratıyordu üzerimde. Kasıklarıma yediğim ikinci bir tekmeyle acıyla inledim. Acı çoktu, ama bu sefer güzel falan değildi. Hayatımda ilk kez fiziksel olarak bu kadar acı çekiyor olmalıydım. Sarışın kız saçlarımdan tutup çekerek kafamı kaldırdı. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve ''Ondan uzak duracaksın.'' Diye adeta tıslarcasına kafamı hızla soğuk zemine çarptı. Başımda inanılmaz bir sızı oluşurken kanadığını hissedebiliyordum. Ama göremiyordum. Değil kalıp direnmek kafamı bile kaldıramıyordum çarptığı beton zeminden. Beynim çalkalanıyor gibi bir his oluşturuyordu, sanki kafamı yarmışlar içine kızgın teller sokup çıkartıyorlar gibi. Çok kötüydü, çok berbattı.

Acı Kokan PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin