Bölüm 5/ kendi ismini kendin verebilir misin?

10 5 0
                                    

Bir gün geleceğini söylemişti annem ve bir gün gideceğini, kalbimde hep bu acıyla yaşamıştım. Gülüp geçmiştim bazen. Ve bazen oldukça saçma hissetmiştim. Oysa yaşadığım durumun ciddiyeti tüm dengeleri değiştirmişti. Yaşadığım gerçek yaşadığım tüm sahteliği yüzüme vurmuştu. Yaşadığım acı dolu gerçek beni sarsmıştı ama zorluklarla başa çıkmayı da öğretmişti. Hayata karşı beni bir sıfır öne atsa da bana göre ben bir sıfır gerideydim. Yüzleşmek istemediğim acılarla hayatımı sürdürüyordum. Ve insana eninde sonunda ulaşacak olan şey yüzleşmek istemediği gerçeklerle yüzleşmeyi sağlayacak olaylardı. Ve ben bu olaylara gelecekten de yakındım. Gelecekten yakın olmam bana göre her şeyin, her yaşanmışlığın habercisiydi. Her yaşadığım olay bir sebebe bağlıydı ve o olayı asıl sebebi değişen dengelerdi..

Değişen dengelerin de değişemeyeceğini söylemişti gerçek annem. Fakat her şeyin bir düzene bağlı olduğunu kötülük gelirse seni iyiliğe sürüklemek için olduğunu da babam söylemişti. Bir günde ailemi değiştiren babam söylemişti. Ve haklıydı. Nefret etsem bile o haklıydı.

5. BÖLÜM-

Telefona gelen notu  okuduğum an irkildim. Kimdi bu ve bizden ne istiyordu diye düşünecekken telefonun ekranına bir mesaj daha geldi.

Oflaz- " Sahildeyim. Gelmek ister misin?"

Düşünmeden attığım adımlarımı takip ettim. Korkuyordum. Bu kişinin aileme zarar vermesinden oldukça korkuyordum.  Yaşadığım onca zorluk varken ve ben bu zorlukları halen daha atlatamamışken başka bir zorluk karşıma çıkıyordu ve beni her zaman kendi yaralarımla yüz yüze bırakıyordu. Bu durumun artık er yada geç bitmesini istesem de hiç biri er ya da geç bitmiyor tersine git gide daha da çok artıyordu. 

Adımlarımı attıkça nefesimin daraldığını hissettim. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi ve göğüs kafesimde derin bir acı saplandı. Ve acı git gide büyüdü.  

Boğazımda hissetttiğim acı tat midemi bulandırsa da hiçbir şey olmamış gibi devam etmeye çalıştım... Yürüdüm ...

Evimizin hemen altında olan sahilde adımlarımı sürdürürken Oflazı görerek yanına doğru ilerledim. Siyah oversıze ve altına siyah bol pantalon giymişti ve elinde ki çikolata kutusu ile bana gülümsüyordu. Selam vererek yanına oturduğum sırada ona hiçbir şey belli etmemeye çalıştım.

"Sen iyi misin?" diyerek soru yöneltti. Yüzümün nasıl göründüğünü bilmesem de çok kötü göründüğümden de adım gibi emindim fakat  hiçbir şey olmamış gibi davranmak zorundaydım. Başımda o kadar dert varken birde kendi yükümü insanlara bırakarak onların da üzülmesini istemedim. 

Ve hiçbir şey belli etmemek için bende ona gülümseyerek baktım.

"İyi olmaya çalışıyorum. Sen nasılsın?" tekrardan gülümsedi ve elinde ki çikolata kutusunu bana doğru uzattı. Kremalı bitter çikolatayı elime alıp paketini açmaya başladığımda "Hepsi bana mı?" diye sırıttım.

"Hayır yarısı hayali sevgilimin" yüzüne şaşkınca baktım.

"Senin sevgilin mi var?" dedim ve ağzıma attığım çikolatayla yüzümü ekşittim."Benim niye haberim yok?"

"Hayır yok sadece şaka yaptım. Hadi sen ye." dediğinde ağzıma bir çikolata daha atarak çikolata kutusunu onun da yemesi için  uzattım.

"Evdekiler nasıl? İyiler mi?" dedi ve ağzına bir çikolata atarak yemeye başladı.

"Onlar çok iyiler ama..." dedim ve dayanamayarak telefon ekranından silmediğim mesajı ona da gösterdim. Oflaz notu okuduktan  sonra yüzüme şaşkınca baktı. "İyi ama bu kadarı da fazla? Hadi kalk polise gidelim" dediği sırada kolunu tutarak durmasını sağladım. "Babama eve gidince bu durumdan bahsedeceğim. Polis bu durumda hiç bir şey yapamaz. Hem adam bilinmeyen numaralardan yazıyor." 

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 05, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

PENÇEWhere stories live. Discover now