12. Kalbe Sığmak

567 73 287
                                    

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyerek bana destek olabilirsiniz❣️

Beni İnstagram'dan takip edebilirsiniz: coralliiina

Beni Twitter'dan takip edebilirsiniz: mehriial

sevgili yeralaca_ 'ya çok teşekkür ederim, bu edit ve diğer her şey için🫶🏻

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

sevgili yeralaca_ 'ya çok teşekkür ederim, bu edit ve diğer her şey için🫶🏻

Ölü Kuklanın Dansı

Bölüm Şarkıları: Mabel Matiz - Fırtınadayım

Ahmet Tarık Efe, Çağan Şengül - Gidiyorum

Seçkin Türk, Çağan Şengül - Ben bilmem.

12.Bölüm.

Gerçekler inanmak istediklerinden farklı olduğu zaman acının büyüklüğü seni bir yalana sarılmak zorunda bırakırdı. Bir ihtimale sarılarak günleri geçirmişken kalbimin inanmak istediği yalanın sahibinin iki dudağı arasından dökülen kelimeler, sarıldığım o ihtimalin gerçekler olduğunu haykırmıştı. Fakat şimdi yine aynı adam karşımda durup şaşkın ve üzgün bir şekilde bakarken, biraz önce dudaklarından döktükleri kendi kelimelerinin yalan olduğunu haykırıyordu sessizliği ile. Ona bir şans tanıdım ama o susmayı tercih etmişti. Hoş konuşsa bile ona inanabileceğimi sanmıyordum.

Güven bir kez parçalandı mı toparlanması zor olurdu, parçalanan diğer şeyler gibi.

Kuzey bana bir kez yalan söylemeyi başarmışsa hep başarırdı ve beni buna hep inandırırdı.

Nasıl yapabilmişti? Kalbinin güzel olduğuna inanıyordum ve o güzel kalbine girme ihtimalim benim kalbimi hızlandırırken şimdi o kalbinin kötülüğünü hissediyordum. O kalbe girmemiştim hiç ve o kalbe girmeden kalbinin kötü olduğunu görmüştüm. Gözlerindeki acının yüzde birini bile kalbinde hissetmediğine emindim, hissedecek olsaydı bana yalanlar söylemezdi. Beni sevdiğine inandırmazdı. Beni seviyor gibi davranmazdı. Beni seviyor gibi konuşmazdı. Beni kendine âşık etmeye çalışmazdı. Ama yapmıştı, demek ki kalbinde hiç acı yoktu. Oysa benim kalbim acıdan patlayacak bir durumdaydı. Gözlerinde gördüğüm ışığın yıldızların ışığı olduğunu sanırdım ve bunun sebebi olduğumu. Bir yanılsamaydı, değilse bile gözleri beni görse de aklında demek ki sevdiği kadın varmış ki, onu düşünmesi gözlerine yıldızları düşürmüştü.

Gökyüzüne baktığımızda hep en parlak yıldızı seçmek için savaşa girerdik diğer çocuklarla. Yıldızların bize ait olduğunu sanırdık ve yıldızımız ne kadar parlaksa o kadar çok yaşayacaktık. Sönmek üzere olan yıldızlar ölmek üzere olanlara aitti, o yıldızların bize ait olacağını hiç düşünmemiştik. Kuzey'in gözlerine düşen o parlak yıldızın sahibi kimdi bilmiyorum ama tıpkı çocukluğumdaki gibi en parlak yıldızın bana ait olmasını isteyerek sahiplenmiştim, yok saydığım o sönmek üzere olan yıldızın bana ait olacağını düşünmemiştim. Ama şimdi farkındaydım her şeyin; ben neye inanmak istersem inanayım gerçekler çok başkaydı. Kuzey'in gözlerindeki ışığın sebebi, kalbinin hızlanmasının sebebi ben değildim. Olamazdım da ama olmayı isterdim, dakikalar öncesine kadar. Artık istemiyordum çünkü sığmak istediğim kalbi kötüydü. Kalbi benim sadece gözyaşımı kabul ederdi daha da kararmak için, beni değil.

ÖLÜ KUKLANIN DANSI | TamamlandıWhere stories live. Discover now