MR MAFIA PROFESSOR • TAEKOOK +18 ✓

2 - Profesör Kim Taehyung

Haiii, ben geldiiim. Bir günde 2 bölüm wow. Fırsat bulup yazdıkça bölüm paylaşmaya çabalayacağım eheheh ^^

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

"Bu herifte neyin nesiydi?" Yoon, yanına vardığım anda, omzumun yanından az önce gözünü oymak ve götüne sokmak istercesine salladığım orta parmak çektiğim takım elbiseli adama bakarak konuştu.

"Yetkili birine benziyordu. Müfettiş olabilir mi?"

"Sikmişim müfettişini. Kimse kim." diye gözlerimi kısıp huysuzca söylenirken, arkasında tuttuğu basketbol topuna uzanıp elinden yakaladığım gibi zıplayıp potaya attım.

Potanın demirini sıyırıp basket oldu. Zemine gürültüyle çarpan topu hızla yakaladığımda, "Başın yanmasın sonra da." diye homurdandı Yoongi kuru bir sesle.

"Bela severim, bela mıknatısıyım zaten unuttun mu? Kavga nerede ben orada, bela nerede, ben yine oradayım işte." dedim hafifçe omzuna pat pat vurup göz kırptım.

"Arkandan fena baktı ama. Seni gebertmek ister gibi, o yüzden çokta bokla oynamak iyi değil." diye uyarıcı bir tınıyla konuştuğunda orta sahaya geçmiş bir şekilde ona baktım.

"Seni şakacı seni. Duyan da hayatı boyunca hiç kavgaya bulaşmamış sanacak. Müfettiş veya yetkili biri, hiç fark etmez, küfür etmedim." dediğimde kaşları imayla havalandı. "Emin misin?" diye sordu iğneleyici bir sesle.

Kıkırdayarak basketbol topunu sektirmeye son verip omuzlarımı umursamaz bir tavırla silktim. "Sikik diyip orta parmak çekmişsem ne olacak sanki."

"Ne olacak ya, yakında topluca okuldan atılacağız." dedi Jimin, yanımıza geri döndüğünü ancak sesini işittiğimde fark edebilmiştim.

"Sikimde değil. Okulun dekanı bana yavşıyor gibi, geçen günkü kavgayı örtbas etti."

Jimin dudaklarını şişirerek ofladı. "O adam delinin teki, fazla yaklaşma. Ayrıca şu az önce giden takım elbiseli herif kimdi? Sana bakıyordu Kookie ve şöyle ki pek iyimser baktığı da söylenemezdi."

Dilimi dudaklarımın üstünde gezdirip onlara daha ıslak bir görünüm kattım. "Dekanla ne işim olur amına koyayım, ne yanaşacağım saçmalama. Ayrıca o herifi biz de tanımıyoruz."

"Müfettiş ya da yetkili biri olma ihtimali yüksek gibi görünüyor." dedi Jimin basketbol topunu elimden kaparak.

"Ben de öyle dedim." Yoon araya girdiğinde pişkince sırıttım. "Umalım ki yetkili biri olmasın. Seni yok etmek ister gibi bakıyordu çünkü, hiç şakası yoktu o bakışların, kızdırdın mı ne yaptın?"

Oflayarak terli saçlarımı sıvazlayıp parmak uçlarımla saç diplerime masaj yaptım. "Neyse ne amına koyayım. Ben rahatım, en kötü okuldan atılırım. Kasmayın bu kadar." diye bezgince homurdandım.

Jimin başını sallarken, Yoon beni onayladığına dair homurtular çıkartmakla yetindi. "Yoon, bana biraz basketbol çalıştırır mısın?" Jimin, çekinceli bir sesle mırıldandığında piercingimi dilimin ucuyla dürterek düzelttim.

"Ben gidiyorum duş almaya." diyerek onlara asker selamı verip arkamı döndüğüm gibi onları yalnız bıraktım.

**

"Sen, bizim Jin'e nasıl bulaşırsın lan lavuk?!" Yakasından sıkıca tuttuğum Changmin'i duvara çarptırdım.

"O ensesine vurduğun elinin parmaklarını tek tek kırarım senin!" Kolunu tutarak çevirdiğimde bağırdı. "Bir daha olmaz, yemin ederim ah bir daha yapmam-"