7. Bölüm

93 10 0
                                    

Hayat bazen bize olduğumuz konumu sorgulatırdı. Bende şuan o anlardan birini yaşıyordum. Ben bu aile için kimsin? Bana neden son birkaç günde iyi davranıyorlardı? Yıllarca biraz sevgi görmek için herşeyi yapmıştım.

Biranda neden gözleri açılmıştı? Aslında cevabı basitti. Hastahane ye dava açıldığında onlar hakkında iyi şeyler söylemem ve vicdanlarını birazcık rahatlatmaktı. Sadece bunlar için bana iyi davrandıklarını düşünmek çok can yakıcıydı. Mesela saçımı okşasalar bu daha iyi hissettirdi, kuru özür ve pahalı yerlere gidip yemek yemek değil.

Aslında bakılırsa benimki belki de başkalarının yaşadığı sorunların yanında küçücük kalırdı ama kaldıramıyordum. Bir hafta çok hızlı geçmişti. Yarın test sonuçları açıklanacaktı ama ben gerginlik ve stresli hissetmekten bitap düşmüştüm.

Bu kadar kendimi yıpratmamın sebeplerinden biri o aileydi.

Bir haftadır ne aramışlar, ne de sormuşlardı. Böyle olunca bende ister istemez geriliyordum, ya gerçek ailem onlar çıkarsa diye.

Bir saat önce küçük çaplı bir araştırma yapmıştım. O kadın, eski modellerdendi. Ve onu takip eden diğer oğlu da modeldi. Biri oyuncu, biri CEO, biriyse ikizim...

5 kişilik, tanınan ve oldukça sevilen bir aileydiler. Şirketleri her sene belirli okullara bağış yapıyordu bazı bağış organizasyonlarını düzenlemişlerdi, hemen hemen her ay önemli seminerler yapıyorlardı.

Magazin için gayet güzel görüntülerdi, peki ya içleri de dışları gibi miydi?

Acaba onları araştırdığım gibi onlar da beni araştırmış mıydı? İşte bu soruyu çok merak ediyordum. Yani aramamalarının sebebi neydi, onlar bu durumu nasıl karşılıyordu?

Aklımda çok fazla soru vardı ve cevaplayacak kimse de yoktu. O zaman bende merak etmiyormuş gibi davranırdım. Onlara nasıl yaklaşmalıydım; sıcak mı soğuk mu, iyi mi kötü mü?

Daha fazla düşünürsem kafayı yerdim. O yüzden yattığım yataktan kalkıp penceremin oraya gittim. Hava gayet güzeldi, acaba hazırlanıp dışarı mı çıksaydım ya. İlk başta taksiyi çağırmalıydım. Beş dakikalık bir konuşmadan sonra en erken 40 dakikaya gelebileceklerini söylemişlerdi.

Duvarımda asılı olan saate baktığımda ikiye on dakika kaldığını gördüm. Yani zaten bu saatte dışarı çıkılırdı. Şuan hazırlanmaya başlasam buçuk gibi çıkardım ya.

Hemen dolabımın oraya gittim. Aklımdaki kombini yapmak için dolabımı karıştırmış ve sonunda bulmuştum. Bence bu güzel olurdu ya.

Hızlı hızlı giyinip makyaj masama geçmiştim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Hızlı hızlı giyinip makyaj masama geçmiştim. Bugün eyeliner çekmek istemiyordum o yüzden sadece rimel sürdüm. Gözaltıma kapatıcımı bocalayıp önce fırçayla yaydım sonra da süngerle güzelce geçtim. Allığımı kırmızı sürecektim sanırım. Fırçamı alıp güzelce yanaklarıma yedirdikten sonra dudağıma gloss sürdüm ve tamamdım.

Saat 14:25'ti. Gayet iyi hazırlanmıştım işte. Haftada bir çanta değiştirdiğim için haftanın son çantasıyla son alışverişe gidecektim.

Telefonumu da alıp odamdan çıktım. Beş dakikaya gelirdi taksi. Anahtarım zaten çantamdaydı. Evden çıkıp kapıyı ardımdan kapattım. O sırada taksi gelmişti zaten hemen binip en yakın AVM'nin adını söyledim.

O sırada anneme mesaj attım dışarı çıktım diye. Normalde bugün işe gitmeyeceklerdi ama önemli toplantıları olduğu için gitmek zorunda kalmışlardı.

Aslında bu benim işime gelmişti. Yoksa tüm gün odamda kalırdım. Şuan çıktığım için mutluydum. Bir yandan yola bakıyor bir yandan da bunları düşünüyordum işte. Ne vardı bu kadar düşünmesem yani? Her şey daha kolay olurdu.

Olsun olsun bunu da halledicez.

Yaklaşık 20 dakika sonra AVM'nin girişinde durunca kartımı çıkartıp posta okuttum. Ödeme işlemi bitince inip oldukça yavaş yürümeye dikkat ederek ilerlemeye başladım. Sürekli bir yerlere yetişmem gerektiği için oldukça hızlı yürümeye başlamıştım ve şuan da aynısını yapmamak için kendimi çok zor tutuyordum.

Telefonumu çantama atıp, ilk çantamı sonra da kendimi -öten cihaz (adını unuttum jdjdjd)- geçirip AVM'nin içine girdim.

Kıyafet alışverişi yapacaktım. Çok fazla giydiğim kıyafetleri bir ara ayarlayıp poşetlerin içine koymuştum kumbaralara atmak için. Şimdi de yeni giysiler almam lazımdı. Giysiler olmazsa olmaz.

İlk başta Zara'ya girdim. Sezonluk ürünlerine baktım ama beğendiğim, toplasan 3 parça anca eden, kıyafetleri alıp sıraya girdim. 1 crop 2 sweatle Zara alışverişim bitmişti. Üstüm Zara altım Zara. Sıradaki durağım Bershka'ydı. Birkaç gün önce çizme görmüştüm ve gördüğüm gibi aşık olup almak istemiştim. Eğer şimdi numaramı bulursam alacaktım, bu fırsatları asla kaçırmam da.

Oradaki reyon görevlileriyle birlikte uzun uğraşlar sonucu sonunda o çok istediğim çizmenin numarasını bulup almıştım. Bir tek Kiko'ya gitmem lazımdı. Ya da Sephora'ya mı gitsem? Bu ikilem beni bir gün öldürecekti en sonunda. Bence ilk önce Starbucks'a girip kendime sıcak bir içecek almalı, ardından da Sephora mı yoksa Kiko mu diye uzun uzun düşünmem gerekti.

Neyse, zamandan bol ne vardı şuan?

Elimdeki poşetlerle salına salına Starbucks'a gidip sıraya girdim. Hayır yani anlamıyorum neden sürekli sıra oluyordu ki, çok saçma. Kendime bir Signature Caramel Hot Chocolate söyledim. Tam o sırada cam kenarındaki bir yerde oturan iki kişi kalkmıştı hemen oraya yönelip elimdeki poşetleri koydum ve geri geldim. Napabilirim millet hemen kapıyor, saatlerce de kalkmıyorlardı.

İçeceğimi alıp masama geçtim. Oturup telefonumu çıkardım, biraz sosyal medyada gezdim. Yaklaşık 20 dakikanın sonunda kahvemi içip kalktım. Sephora'ya gidecektim. Poşetlerimi alıp geldiğim gibi çıktım ve bir üst kata çıkmak için yürüyen merdivenlerin oraya gittim.

Ben nedense hep yürüyen merdivenlerde yan dururdum. Yani sırtım kol yaslama yerine gelecek şekilde. Kulaklığım neredeydi acaba ya? Yanıma alsaydım müzik dinlerken gezmek çok iyi olurdu. Neyse Sephora'ya girip çıkardım artık AVM'den.

Uzun bir uğraş sonucu, yaklaşık 5 dakika, istediğim yere gelmiş far ve far paletlerine bakıyordum. Bu aralar önüme sürekli çıkan R.E.M. Beauty'nin likit farlarından istiyordum. Stok varsa hemen almam lazımdı, bu şey gibiydi almazsam ölecekmişim gibi bir his.

Aramakla uğraşmayı sevmediğim için hemen görevliye gitmiş ve stoklarını sormuştum. Görevli kadın bana standı gösterip başımda beklemeye başlamıştı. Ya ben sana sadece stok var mı diye sordum, niye başımda bekliyorsun ki?

Elimin üzerinde denemiş, ardından hangilerini alacağımı seçmiş hemen yan standa gidip makyaj temizleme testerını pamuğa sıkıp elimin üzerindekileri silmiştim. Aldıklarımı ödeyip çıkmıştım çok şükür.

Şimdi tek isteğim eve gidip yatağıma uzanmaktı. Birde aldıklarımla aşk yaşamak. Ben alışverişleri çok severdim de. Bir alt kata inmek için yürüyen merdivenlere gelmiştim yine. Aynı şekilde inip ilerlemeye başladım. Mağazanın girişinde bekleyen birkaç uzun boylu adam ve ortalarına aldıkları kadına istemsizce bakmaya başladım. Bir topluluk gibi duruyorlardı ve dikkatimi çekmişlerdi.

Neyse daha fazla bakarsam bu sefer ben dikkat çekerdim. Tam kafamı çevirirken, o kadın da benimle eş zamanlı kafasını çevirmişti ve o kadının test verirken odada duran kadın olduğunu anlamam ışık hızıyla yarışır hızdaydı.

Kadın şaşkın bir şekilde bana bakınca önünde ve yanındaki adamlar da kafasını benim olduğum tarafa doğru çevirmişti. Bunlar onlardı. Test veren adam kafasını selam vermek amacıyla eğince bende istemsizce eğmiş ve kafamı çevirip hızlı hızlı ilerlemeye başlamıştım. Dünya küçüktü.

Dünya gerçekten küçücüktü.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 07 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

YalanWhere stories live. Discover now